Dünya
Deutsche Welle

“Mülteci krizinin çözümü için daha fazla angajman gerekli”

Almanya’nın Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ile İngiltere eski Dışişleri Bakanı David Miliband, DW için hazırladıkları yorumda, mülteci sorunu karşısında AB’nin aktif yardımda bulunması gerektiğinin altını çiziyorlar.

05 Ekim 2015 17:39


Suriye’de içsavaşın başgöstermesinden 4 yıl sonra Avrupalı ve Amerikalı politikacılar dramatik boyutlardaki mülteci krizini daha fazla görmezden gelemezler. Amerikan yönetimi gerçi Orta Doğu’da oldukça faal ama Suriyeli mültecileri Avrupa’nın sorunu olarak görmek daha rahat geliyor. Avrupa’nın şimdiye kadarki tepkisi ise insan onuruna saygı ve insan haklarının korunması gibi birliğin ortak değerlerinden çok uzak. Bu tavrın değişmesi gerekiyor.

Sorunun köküne inmek

Bu trajedinin nedenlerinin köklerine inmek gerekiyor. AB’nin elinde diplomatik, politik, ayrıca kalkınma teknolojilerini içeren mekanizmalar bulunuyor. AB ülkeleri hükümet başkanları bu mekanizmaları kullanarak donmuş barış sürecini yeniden canlandırabilirler. Her gün 42 bin 500 kişinin ülkesini terk etmesine yol açan şiddet ortamı eldeki diplomatik olanaklar kullanılarak durdurulabilir.

Suriye'nin komşularına yardımlar

Suriye en büyük ve en fazla kanayan yara konumunda. Komşu ülkeler Ürdün ile Lübnan’ın doğrudan finans ve kalkınma yardımlarına ihtiyacı var. Bu yardımlarla alt yapılarını geliştirebilir, kamu hizmetlerini temelden yenileyebilirler, böylece bu ülkelere sığınan mültecilere eğitim ve iş olanakları sağlanabilir.Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Irak’ın ekonomisi ve alt yapısı bu ülkelerdeki toplam 4 milyondan fazla mültecinin yükü altında çökmeye yüz tutmuş durumda.

Bu ülkelerin ekonomisinin yeniden kendine gelebilmesi için Dünya Bankası’nın ve diğer uluslararası para kurumlarının yatırımları şart. Ve ne yapacağını bilemez durumdaki yüzbinlerce yeni mültecinin Akdeniz'deki ölümcül yolu tercih etmelerinin engellenmesi için bu bölgedeki ülkelerin istikrarının sağlamlaştırılması vazgeçilemez bir zorunluluk.

Aciliyeti olan bir görev daha var: BM’in Suriye ve çevresindeki bölge için bağış toplama faaliyeti daha yeni yüzde 31’lere, yüzde 40’lara vardı. Bundan dolayı mültecilerin gıda maddeleri ve temel ilaç ihtiyaçlarının karşılanması tehlikede. Bölgede yardım faaliyeti yürüten kuruluşları finansal açıdan desteklemek üzere çok acil bir biçimde Avrupalılar, Amerikalılar ve Arap ülkelerinin ortak bağış kampanyalarına ihtiyacımız var. Bunun ötesinde uluslararası donör ülkeler konferansının hızla bölgedeki yeniden imar ve yatırım planlarını desteklemekleri gerekiyor.

Avrupa'ya güvenli yolların açılması gerekli

Bu plana paralel olarak mültecilerin güvenli ve yasal yollardan Avrupa’ya, ya da ABD ve Kanada gibi diğer sanayi ülkelerine gelebilmeleri için çaba göstermeliyiz. Belirli bölgelere yerleştirme programları, sabit kontenjanlar, aile birleşimi ve diğer imkanlar yoluyla ülkelerini terk eden bu insanların insan tacirleri tarafından sömürülmesinin, şantaj yapılmasının, işkenceye ve cinsel tacize maruz kalmalarının önüne geçmiş oluruz.

Öncelikle Avrupa’ya gelen mültecilerin insanca ve onurlu bir biçimde karşılanmaları gerekir. AB’nin gerekli finansal ve teknik yardımı hazırlamak suretiyle dış sınırı olan güney Akdeniz’de etkin ve iyi koordine edilmiş insanî bir girişim başlatılmalıdır. İkincisi, AB üyesi ülkeler, mülteci krizini sadece Akdeniz’deki ülkelerin sorunuymuş gibi görmekten vazgeçmelidirler. 245 bin kadar mülteci şimdiye kadar Yunanistan’a ayak bastı, Noel'e kadar 200 bin mültecinin daha gelmesi bekleniyor. Ancak AB üyesi ülkeler, Yunanistan ve İtalya'dan 120 bin mülteci kabul edip, bunların diğer üye ülkelere dağıtılmasına karar verdi. Bu durumun değişmesi gereklidir. Hazırlanan Juncker-Planı, dağıtım kotaları konusunda ciddi bir başlangıçtır ve bizim desteğimize ihtiyacı vardır.

Sığınma başvuruları uluslararası standartlara göre işlem görmeli

Üçüncü adım ise adil, geniş kapsamlı ve ortak Avrupa mülteci politikalarıyla, sığınma başvurularının uluslararası standartlara göre işleme konulmasını olanaklı kılma ve mültecileri kabul etme sorumluluğunun tüm AB ülkeleri arasında paylaştırılmasıdır.

Şimdi dayanışma zamanı

Bu boyutlardaki mülteci krizinin üstesinden dünyanın hiçbir ülkesi tek başına gelemez. Avrupa da gelemez. Küresel bir krize küresel çözümler bulmak gerekir. Onun için Avrupa’nın bu konuda henüz angaje olmamış olan ABD, Körfez ülkeleri ve diğer hükümetleri katkıda bulunmaları için daha iyi ikna etmesi gerekecektir.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle