Gündem

"Oy pusulalarındaki mühür kaldırılacak" iddiasına YSK temsilcisinden tepki: Şaibeli olur

“Mühür olmazsa şaibe olur, hiçbir sandık denetlenemez”

18 Eylül 2017 10:29

16 Nisan referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğine uyum yasaları üzerindeki çalışmalar hız kazanırken, en kritik düzenlemelerden birisi de seçim sistemine ilişkin. Referandumunun oylandığı saatlerde, “mühürsüz oy pusulalarının kabul edilmesinin" ardından hükümetin bu uygulamayı kalıcı hale getirmeye çalıştığı iddia edildi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) temsilcisi hukukçu Hadimi Yakupoğlu, AKP’nin seçimleri ilgilendiren dört kanunu tek bir kanun altında toplamaya çalıştığını söyleyerek, “Mühür olmazsa şaibe olur. Hiçbir sandık denetlenemez” dedi.

Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre planlar arasında mühürsüz pusulaları yasallaştırmak var. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Yasa’da değişiklik çerçevesinde, “barkodlu oy pusulası” uygulamasına geçilmesi düşünülüyor. Eğer bu yönde karar alınması durumunda, oyların kullanılacağı her sandık için farklı barkod belirlenecek, bu sandıklarda kullanılacak oy pusulaları ve zarfların da barkodları sandıkla aynı olacak. Böylece sandık kurullarınca zarf ve pusulalara ayrıca mühür basılmayacak. Oy sayımında sandıktan çıkan barkodlu oy pusulaları ile sandığın barkodu arasında uyum olup olmadığı kontrol edilecek. Siyasi partilerin, oylama sırasında ve sonrasında itirazları da bu barkodlara göre değerlendirilecek.

Hiçbir sandık denetlenemez

Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre; 16 Nisan referandumunda uygulanan “mühürsüz oy pusulaları” uygulamasının kalıcı hale getirilmek istenmesine tepki gösteren CHP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) temsilcisi hukukçu Hadimi Yakupoğlu, AKP’nin seçimleri ilgilendiren dört kanunu tek bir kanun altında toplamaya çalıştığını açıkladı. Yakupoğlu, “Mühür olmazsa şaibe olur. Hiçbir sandık denetlenemez” dedi.

AKP’nin 1 Kasım seçimlerinin ardından seçimleri yakından ilgilendiren dört ayrı Kanun’u birleştirmeye çalıştığını ifade eden avukat Yakupoğlu, “Kasım seçimlerinin hemen ardından yaklaşık dört buçuk ay boyunca Adalet Bakanlığı’ndan ve AKP’den yetkililer dört tane temel Seçim Kanunu’nu tek bir Kanun altında toplamak için çalışmalara başladı. Bunlar, Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, Siyasi Partiler Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu ve Mahalli İdareler Seçimi Kanunu’dur” diye konuştu.

Referandumdaki gelişmeleri de ilave ettiler

Oy pusulalarından mührün tamamen kaldırılacağına ilişkin bilginin de Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’da yapılması planlanan sadece bir değişikliğe ilişkin düzenleme olduğunu dile getiren Yakupoğlu, “Oysa sadece o Kanun’da birden fazla bu çapta değişiklik bekleniyor. 16 Nisan referandumundan sonra da aynı ekip, hazırladıkları bu taslak üzerinde iki aya yakın yeniden çalıştı. Referandumda yaşanan gelişmeleri de ilave ettiler ve şu anda bu hazır olarak bekletiliyor” şeklinde konuştu.

2019’da yapılacağı duyurulan seçimlerin olası bir ‘erkene alınması durumu’nda, hemen uygulanabileceğini hatırlatan Yakupoğlu, “Anayasa değişikliğinin içerisine bir madde eklendi ve ‘Seçim Yasaları’nda yapılacak değişikliğin bir yıl sonra yürürlüğe gireceği’ne ilişkin hüküm askıya alındı. Bu durum da istedikleri vakitte değişiklik yapabilir ve bunu hemen uygulayabilirler anlamına geliyor” dedi.

Seçimi denetleyemeyiz

“Mühürsüz ve barkodlu oy pusulaları”nı “Çok gereksiz bir uygulama” olarak nitelendiren Yakupoğlu, “16 Nisan referandumunda pusulalar çok basitti. Sadece ‘evet’ ile ‘hayır’ yazan bir pusulada bile eksiklikler ortaya çıktı. Temel pusulalar 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden kalan pusulalardı. Eksik paketle basılan oy pusulaları da vardı. Bunlar için ekstra üçüncü parti oy pusulaları basıldı. Biz bunlardan hangisinin kullanılıp kullanılmadığını mühürle denetleyecektik. Mühür kaldırılırsa seçimi denetleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

"Mühür olmazsa şaibe olur"

İki milyona yakın seçmeni bulunan Kosova’da bile “mühürlü oy pusulaları”nın kullanıldığını dile getiren Yakupoğlu, şunları söyledi:

Oy pusulalarındaki mühürsüzlük yalnızca sahteciliği önlemek için değildir. Mühür olmazsa şaibe olur. Hiçbir sandık denetlenemez. Barkoda karşı durmamın da iki sebebi var. İlki, mühürsüz oy pusulası olursa seçim güvenliği sağlanamaz. İkincisi ise teknolojik alt yapı yetersiz. 260 binden fazla sandığın her birine ayrı barkod basıp gönderecek teknolojimiz yok. Adalet Bakanlığı İş Yurtları’nda basılan ve üzerinde sadece ‘evet-hayır’ yazan pusulalar bile bir seferde düzgün bir şekilde basılamadı. Özellikle yerel seçimlerde milyonlarca oy pusulası basılacak. Bunu nasıl yapacaksınız? Oy verme gününde herhangi bir lisede herhangi bir sandıktaki barkod yanlış olursa, seçim orada iptal mi olacak? Çok büyük bir riskle karşı karşıyayız. Barkod, mühürün sağladığı seçim güvenliğini sağlayamaz.”