Gündem

MİT ile Alman istihbarat servisi arasında güven krizi mi yaşanıyor?

Alman Spiegel dergisinde son iki yıldır MİT ile Avrupa istihbaratları arasında güven krizi yaşandığı belirtiliyor

24 Kasım 2015 11:19

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile Alman dış istihbarat servisi BND ile yakın ilişkinin bittiği, IŞİD ile mücadelede güven krizi yaşandığı belirtiliyor. Cumhuriyet’te yer alan habere göre soğukluğun 2013’te Paris’te üç Kürt aktivistin öldürülmesinden bu yana sürdüğü ifade edildi.

Almanya’nın saygın haber dergisi Spiegel’de son iki yıldır MİT ile Avrupa istihbaratları arasında güven krizi yaşandığı ve IŞİD ile mücadele konusunda Avrupa istihbarat birimlerinin Türkiye’den verildiği söylenen uyarıları bu nedenle dikkate almadığı belirtildi. Konuyu geçtiğimiz günlerde ele alan Spiegel’e göre gerginlik 2013 yılı ocak ayında Paris’te üç Kürt aktivistin öldürülmesi ile başladı. Bu olay, Avrupa’da başta Türk resmi makamlarının açıkladığı şekilde PKK içi hesaplaşma olarak algılandıysa da Ömer Güney’in cinayetlerdeki rolü ve MİT bağlantısına ilişkin belgeler üzerine bu intiba kısa süre sonra değişti.

 

"MİT’in bilgisi vardı"

 

Adının açıklanmasını istemeyen istihbaratçılar, 2014’te internette yayımlanan MİT belgelerinin gerçek olduğuna dair görüşlerini dile getirip, cinayetin MİT’in bilgisi, hatta emri ile işlenmiş olabileceği yönünde beyanlarda bulundu. Ömer Güney’in uzun süre Türk ve Alman göçmenlerin yoğun yaşadığı Bavyera’da kaldığı ve buradaki ülkücü çevrelerle bağlantısı olduğunun anlaşılması da bu iddiaları kuvvetlendirdi.

Spiegel, MİT’in Almanya’da 5-6 bin çalışanı veya muhbiri olduğunu ileri sürüyor. MİT ile Alman dış istihbarat servisi BND’nin yakın işbirliğine rağmen bu ilişkiye dair kamuoyuna yansıyan olayların sayısı ise 4-5’i geçmiyor. Onlar da genelde tesadüfen ortaya çıkan olaylar. Yakın geçmişten buna verilecek en iyi örnek, 2010 yılında Düsseldorf’ta yargılanan Alaattin A.’nın olayı.

 

Alaattin A. olayı örnek oldu

 

MİT’in 2002 yılında Almanya’ya yolladığı ve bir süre sonra BND’nin de bağlantıya geçtiği Alaattin A., iki kuruma da DHKP-C hakkında bilgi veriyordu. Kimliği ise 2009’da Federal Emniyet Teşkilatı‘nın Alaattin A.’yı dış istihbarata muhbirlik yaptığını bilmeden tutuklamasıyla ortaya çıktı. 2010’da başlayan dava, BND’nin Alaattin A.’nın itirafta bulunmasını engellemesi üzerine iki yıl tecilli hapis cezası ile sonuçlandı. Olay MİT ile BND arasındaki yakın işbirliğini de gözler önüne serdi.

2013 yılında ise bu yakın işbirliğinin yerini şüphe aldı. Paris’te üç Kürt aktivistin öldürülmesinden sonra BND’nin geçen yıl Türkiye’yi “aydınlatılması gereken ülke” olarak niteleyip, yıllarca hükümet üyelerini takip ettiğinin ortaya çıkması da gerginliği artırdı.

 

Gergerlioğlu uyarısı

 

MİT-BND ilişkisinde sorunun devam ettiğinin en somut örneği ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanlığı yapan Muhammed Taha Gergerlioğlu ve onun için çalışan iki kişinin Almanya’da Türkiye için casusluk yaptıkları iddiasıyla 17 Aralık 2014’te tutuklanması oldu. “Türk casuslar” diye tanınan üçlünün davası, 10 Kasım’da baş sanık Gergerlioğlu’nun 70 bin Euro ödemesi koşuluyla kapandı ancak cevaplanmayan birçok soru var.

Eğer MİT ile BND arasındaki işbirliği eskisi gibi devam ediyor olsaydı kamuoyu bu kişilerin varlığından bile haberdar olmayacaktı. Türk casuslar davası, Almanya’nın Türkiye’ye “Benden habersiz olmaz” mesajı olarak görülüyor. “BND-MİT arasında soğuk rüzgârlar esmeye devam ediyor” yorumları yapılıyor.