Gündem

MHP'li Halaçoğlu: Bir hafta kala "Savaş var" deyip referandumu iptal edebilirler

"Anketleri görüyorlar, sonuçlardan memnun değiller"

23 Şubat 2017 11:06

Üç dönem MHP Grup Başkanvekilliği yapmış Prof. Yusuf Halaçoğlu, referandum sürecine ilişkin olarak, "Öyle de ama ya referandumu iptal ederlerse… Benim şu anda en büyük endişem bu, anketleri görüyorlar, sonuçlardan memnun değiller. Bir bakmışsınız referanduma bir hafta kala “Savaş var” deyip sandığı iptal etmişler" görüşünü dile getirdi.

Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'in sorularını yanıtlayan (23 Şubat 2017) Halaçoğlu'nun açıklamaları şöyle:

– Sizce 550 milletvekilinden kaçı Anayasa değişikliği maddelerini okumuştur?

Çok fazla değildir. Belki karşı çıkanlar daha çok okumuşlardır, tahlil etmişlerdir. Ben şahsen defalarca okudum, madde madde değerlendirmelerini yaptım, şimdi Facebook'ta da madde madde yazacağım. Sakıncaları çok.

– Neler olabilir mesela?

Diyelim bir seçime 10 parti katıldı ve hiçbiri çoğunluğu elde edemedi. Olmaz mı? Olabilir… Yıllarca geçerli olacak bir Anayasa bu sonuçta. Hatta en yüksek oyu almış olan partinin adayı da Cumhurbaşkanı oldu diyelim. Peki nasıl çalışacak? Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkaracak yürütmeyle ilgili. Meclis eğer o KHK'ya aykırı bir kanun çıkarırsa, kanun mu geçerli kararname mi? Peki kanunu kim onaylayacak? Seçilmiş Cumhurbaşkanı! Anayasa'ya aykırı diye Anayasa Mahkemesi'ne gönderebilir. Alın size istikrarsızlık… Veya seçim oldu, bir parti çoğunluğu elde etti, 301'in üzerinde vekil çıkardı. Ama Cumhurbaşkanlığına halk o ilk partinin adayını değil de ikinci partinin adayını seçti, olmaz mı, olur… Peki o Cumhurbaşkanı iktidar partisiyle nasıl çalışacak?

"Diktatörlüğe hayır, bölünmeye gider"

– Nedir yani bu sistemin adı?

Kendisi de Elazığ'da söyledi zaten, tek adam yönetimidir bu. Demokrasi yok, hukuk devleti yok, parlamenter sistemin sonu bu. Diktatörlüğe de gider bu, bölünmeye de gider, darbeye de gider… İstikrarsızlığın daniskasını yaşarsınız ! Bütçe bile yapamazsınız.

– Ayrıştırma söylemleri var…

‘Hayır' diyeceklere ‘şeytan' demek, kafir demek, terörist demek… O zaman biz niye referandum yapıyoruz? Hem milletten korkmayın deyip, hem ‘hayır' diyecekleri teröristlerle aynı kefeye koyan bir zihniyetin içine düştüğü girdabı görmesi lazım. Hayır çıkacak diye korkuyorlar. Onun için de akla gelmez yöntemler uygulamaya başladılar. Halk ‘evet' de dese ‘hayır' da dese saygı duyacaksınız. Kendi partilerinden bir adam, Manisa'da çıkıp ne diyor: “Evet çıkmazsa iç savaş çıkar…” Bu ne demek yahu? Yani ‘hayır' diyenleri siz yarın öldürmeye mi geleceksiniz demek? Yahu bunları 80'de ihtilal hükümeti bile yapmadı. Çok büyük telaş var, çok…

– Sonuçta sandıktan ne çıkarsa o… 

Öyle de ama ya referandumu iptal ederlerse… Benim şu anda en büyük endişem bu, anketleri görüyorlar, sonuçlardan memnun değiller. Bir bakmışsınız referanduma bir hafta kala “Savaş var” deyip sandığı iptal etmişler! Suriye'den niye çıkmıyoruz bir türlü? Ben en çok bundan korkuyorum.

– Sayın Erdoğan “Şahsımın projesidir” dedi, neyi yapamadılar bu 14 yılda?

Bunların iddiası şu: Çift başlılık var, seçilmiş başbakan ve seçilmiş cumhurbaşkanı var. E varsa var. Başbakanın güçlerini artırırsın, yürütmeyi düzenlersin. Parlamenter sistemde, seçim yasalarında aksaklıklar varsa onları da düzeltirsin. 14 yıldır hükümetsiniz zaten. İkincisi de diyorlar ki “Beka sorunu var…” İyi de 14 yıldır o beka sorununu da yaratan sizsiniz! Madem o kadar acil beka sorunu var, niye 2019'a bırakıyorsunuz?

– Ne diyor insanlar?

Çok büyük bir itiraz var. AKP'nin seçmenleri içinde bile yüzde 35 oranında ‘hayır' diyen var. MHP seçmeninin yüzde 90'ı ‘hayır' diyor. Bizim teşkilatımızın çoğunluğu, Ülkü Ocaklarımız ‘hayır' diyecek.

– Sayın Bahçeli “Yok öyle bir şey” diyor…

E görürüz o zaman 17 Nisan'da… Önünde sonunda gelecek nasılsa önümüze sonuçlar. Bakın Kayseri'nin bir ilçesinde bizim 111 delegemiz var, kaç kişi katıldı dersiniz? 111 delegeden 16'sı katılıyor, 5'i de ‘hayır' diyor. Bu son cumartesi buluşmamızda bizim de elektrikler gitti biliyorsunuz, jeneratör devreye girdi. Talimatlar verilmiş yerel yöneticilere, valilere. Her zulüm ‘hayır'ı artırıyor.

– Şimdi belki ihraç da edileceksiniz…

Anayasa'ya aykırı olur. Partiler referandum için grup kararı alamaz, yasa öyle. Ben ‘hayır' diyorum ve Devlet Bey'e de söyledim.

"Evet, ülkenin felaketi olur"

– ‘Evet' ya da ‘hayır' çıkarsa ne olur?

‘Evet' çıkarsa Türkiye felaketle karşılaşır. Ayrıca kesin olarak erken seçime gidilir. ‘Evet' çıktığı andan itibaren Türkiye “tek adam yönetiminin” ne demek olduğunu anlayacak, pişman olacak, ama iş işten geçmiş olacak! Hayır çıkarsa terslik olmayacak, Meclis görevine devam edecek, hükümet de öyle.

– “Bir deneyelim de olmazsa eskiye döneriz” diye düşünenler var…

O yetkiyi alan kişi hiç bundan vazgeçer mi? Evet çıkarsa geri dönüş yok, tekrar Anayasa değiştireceksiniz, elinizde hangi güç var, Anayasa'yı yapacak olan kim? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin devamı için, çocuklarımız ve torunlarımız için “hayır” dememiz lazım. Niyet hayır olsun, akıbet de hayır olsun!

– Sizce Sayın Bahçeli neden desteklemeye karar verdi Erdoğan'ı?

Ben onu anlayamadım, anlatılamadı da. O nedenle ‘hayır' diyorum zaten. Beni ikna edecek bir sebebi olsaydı Genel Başkan'ın, ben çıkıp “Açıklayamayacağım şeyler var ama evet konusunda ikna oldum” derdim. Ama yok böyle bir şey. O nedenle ‘hayır'a devam ediyorum.

– MHP'deki muhalifler bir arada son derece medeni bir görüntü veriyorsunuz. Oysa her an rakip olabilirsiniz…

Ama benim bir beklentim zaten yok. Öyle bir düşünce yok kafamda, açık ve net söylüyorum. Bütün mesele şu; biz bu camiayı elde tutmak zorundayız, yani ‘evet' diyen seçmenimizle ‘hayır' diyen seçmenimizi birbirlerine rakip olarak görmememiz gerekiyor. Nerdeyse düşmanlık girecek araya, biz buna karşı çıkıyoruz… Yarın yine kucaklaşacağız. Genel Başkanımız bize de bir sürü hakaretlerde bulunuyor ama dikkat ederseniz hiç cevap vermiyorum. Bunları hak etmediğimizi düşünmeme rağmen cevap vermiyorum.

"Tek adamlık İslam'a da Türk töresine de uymaz"

– 14 yıldır hep dini konuşuyorlar. Ama artık cami cemaati tepki gösteriyor.

Dini siyasete alet ettiğiniz zaman, İslam'ı yüceltmezsiniz, tam tersine aşağılarsınız. Bu süreçlerde din yok, siyasi çıkarlar, kişilerin menfaatleri, egoizm ve hükmetme hırsı var. Bir milletvekili “Allah'ın bütün vasıflarına sahip bir liderimiz var” derse, kimse ses çıkarmazsa, Diyanet İşleri Başkanlığı “Sen ne halt ediyorsun, senin bu söylediklerin dine karşıdır” demiyorsa, bu nedir şimdi? Ses çıkmıyor. Neden? Çünkü işe yarıyor…

– Türklük kültüründe böyle bir yapı var mı?

Hiç yok hem de… Türk tarihinde yok, kaldı ki İslam tarihinde de yok. İslam ‘meşveret'i emrediyor, yani istişarede bulunmayı. Devleti yönetenlerle ilgili bir takım hususiyetler dile getiriliyor, dürüst olması, adaletli olması, kul hakkı yememesi, liyakat sahibi olması. Türk devletlerinde de kurultay var. Hatun, Hakan'la yan yanadır Göktürkler'de. Hatun'un da ordusu vardır. Kurultayda toplanılır, karar alınır. Öyle “Ben emrediyorum” diye bir şey yoktur. Tek adamlık hem İslam'a hem Türk töresine uymaz.

– Bu aralar türban konusu da yeniden açıldı…

Kıyafetle Müslümanlık olmaz, onu da söyleyeyim. Başına sarığı sarıp cübbeyi giymekle olmaz o işler! Ebu Cehil de Peygamberimiz zamanında aynı kıyafeti giyiyordu.