Politika

MHP, Meral Akşener ve Çağrı Heyeti üyelerinden savunma istedi

MHP'deki 'değişim'den yana olan hukukçular, Akşener'in disiplin kuruluna sevk edilemeyeceğini iddia ediyor

20 Ağustos 2016 17:19

MHP Genel Merkezi, MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener'in ve MHP'yi kurultaya taşıması için mahkemece görevlendirilen Çağrı Heyeti'nin Disiplin Kurulu'na sevk edildiklerine dair yazı göndererek, savunmalarını istedi. Akşener'in avukatı ise bu girişimin hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Yeni Çağ gazetesinin haberine göre, Genel Merkez'in Genel Başkan Adayı Meral Akşener ve MHP Çağrı Heyeti üyeleri Ayhan Erel, Ali Sağır ve Mehmet Bilgiç geçen günlerde kesin çıkarma talebiyle Disiplin Kurulu'na tedbirli olarak sevk edilmişti. Konuya ilişkin yazı, Akşener ve çağrı heyeti üyelerine gönderildi.

 

"Sözlü veya yazılı savunma olabilir"

 

Parti tüzüğünün disiplin ile ilgili 73. maddesinde "Disiplin Kuruluna sevk edilen partili kendisini sözlü veya yazılı savunabilir. Savunma için süre, savunmaya davet yazısının tebliğinden itibaren 15 gündür. Ancak, seçimlerde ve herkesin gözü önünde veya yayın yoluyla işlenen disiplin suçlarında bu süre 7 gündür." ifadesi bulunuyor.

Tüzüğün partili üyelerin görev ve sorumluluklarını düzenleyen 11, disiplin cezalarını gerektiren halleri kapsayan 78 ve disiplin kuruluna tedbirli olarak sevki içeren 81. madde doğrultusunda haklarında işlem başlatılan isimler, 73. madde dolayısıyla savunmalarını tebliğden itibaren bir hafta içerisinde vermeleri gerekiyor.

 

Akşener cephesinden tepki

 

MHP'deki değişimden yana olan hukukçular, genel merkezin Akşener'i disiplin kuruluna sevk edemeyeceğini iddia ediyor.

Hukukçular, 19 Haziran'da düzenlenen olağanüstü kurultayda partiden ihraca yönelik maddelerin delegeler tarafından iptal edildiğini, genel merkezin itirazına kadar değiştirilmiş tüzüğün 5 gün "yaşadığını" ve mahkeme tarafından iptal edilmediğini ancak yürütmesini durdurduğunu savunuyor.

Genel merkeze yakın hukukçular ise parti tüzüklerinin de idari ve anayasa yargısında olduğu gibi "özel hukuk" kapsamında olduğunu, bu sebeple mahkeme tarafından yürütmesi durdurulan bir tüzüğün durumu belli oluncaya kadar ondan önceki tüzüğün geçerli olduğuna bu anlamda genel merkezin uygulamasının hukuka uygun yapıldığına işaret ediyor.