Gündem

Mehmet Hakan Atilla tanık kürsüsünde: Reza Zarrab'a herhangi bir talimat vermedim; suçlu değilim!

Mehmet Hakan Atilla'nın ifadesi devam ederken, davanın iddianamesini hazırlayan eski başsavcı Bharara mahkeme salonuna geldi

18 Aralık 2017 21:14

Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını deldiği iddiasıyla tek sanık olarak yargılandığı davada dördüncü haftaya girildi. Davanın 15. oturumunda tanık kürsüsüne gelerek kendisini savunan Atilla'nın sorgulaması yapıldı. 

Mahkeme başlamadan önce itirafçı olarak tanık statüsüne geçen İran ve Türkiye vatandaşı iş adamı Reza Zarrab'ın kendisine yönelttiği suçlamaları reddeden Atilla sahte ticaret ile ilgili düzenlenen belgelerde varış yeri olarak ne yazacağı konusunda Reza Zarrab’a talimat vermediğini söyledi. Atilla, Zarrab ile konuşmalarında şifreli kelimeler kullanmadığını da söyledi. Atilla avukatının “Zarrabı’ı sever miydiniz?” sorusunu “Severdim diyemem ama ona bu yüzden farklı davranamazdım çünkü bankanın müşterisiydi” diye yanıtladı. Atilla kendi aukatları tarafından gerçekleştirilen doğrudan sorgulamasını "Suçlu değilim" diyerek bitirdi. Duruşmada WikiLeaks tarafından Halkbank ile ilgili olarak paylaşılan bazı belgeler de delil olarak dava dosyasına eklendi.

Bugünkü duruşmanın en ilgi çekici anlarından biri ise davanın iddianamesini hazırlayan ancak Trump hükümeti tarafından görevinden alınan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara'nın, eski Mehmet Hakan Atilla'nın ifade verdiği anda salona gelmesi oldu. Kısa bir süre mahkeme heyeti ile görüşen Bharara daha sonra slondan ayrıldı. 

İşte dakika dakika yaşananlar

02:00 - Bugünkü oturum sona erdi. Yarınki oturum, TSİ 17:15'te çapraz sorgu ile devam edecek.

"WikiLeaks'in Halkbank ile ilgili edindiği belgeler mahkemede"

Gazeteci Adam Klasfeld'in aktardığına göre, Yargıç Richard Berman son verilen aradan sonra Atilla'nın sorgusuna yarın devam edileceğini ve kapanış konuşmalarının da yarın yapılacağını tahmin ettiğini söyledi.

Klasfeld ayrıca bugün mahkemede, WikiLeaks'in Halkbank'ı da içeren yaptırımlar ile ilgili daha önce yayımladığı belgelerden söz edildiğini ama mahkemenin bunları paylaşmadığını açıkladı.

Klasfeld, WikiLeaks'in, zaten herkesin erişebildiği bir dosyayı mahkemenin açıklamamasına tepki gösterdiğini yazdı ve WikiLeaks'in bu konudaki açıklamasını paylaştı.

00:25 - Halkbank'ın ilk halka arzı ile ilgili sorular soruluyor.

Soru: O dönemde, bankanın her bölümünde olan biten her şeyi sizin bilmeniz önemliydi, değil mi?

Atilla: Her şeyi bilmek asla mümkün olmaz.

Atilla, esasen her şeyden haberdar olmak için elinden geleni yaptığını söylüyor.

00:50 - Soru: Sayın Atilla, sanırım dünkü ifadenizde yaptırımlar konusunda uzman olmadığınızı söylemiştiniz.

Atilla: Efendim, bunu bilmek için uzman olmanıza gerek yok.

00:32 - Savcı, Atilla'ya, SDN (Özel Olarak Belirlenmiş Yurttaşlar) listesinde bulunan bankalar dışındaki bankaları mı kastettiğini soruyor. Liste için:

https://www.treasury.gov/resource-center/sanctions/SDN-List/Pages/default.aspx

00:30 - Soru: (Adam Szubin'e) Özel olarak belirlenmemiş İranlı bankalarla iş yaptığınızı söylediğinizi hatırlıyor musunuz? Atilla: Bunu söyledim çünkü Halkbank açısından, özel olarak belirlenmemiş bankayla çalışmamak, bizim için farklı bir anlama geliyor.

00:22 - Soru: İşinizin bir parçası da, bankanın İran petrollerinden daha fazla para kazanmasını sağlamaktı, değil mi?

Atilla: Evet, bu da dahildi.

00:15 - Savcı, yaptırımlar ve yüksek komisyon uygulaması arasındaki bağlantıyı vurguluyor. Atilla işlemlerin riskiyle fiyatlandırma arasında ilişki olduğunu söylüyor. Zira risk nedeniyle daha fazla kişi çalıştırmak, daha fazla mesai ücreti ödemek ve daha fazla komisyon almak gerekiyor.

Atilla, ek komisyonların sadece yaptırımlar nedeniyle değil, "ilave iş yükü" nedeniyle de alındığını söylüyor.

00.12 - Soru: Daha fazla para kazanmak istiyordunuz, değil mi?

Atilla: Banka olarak, evet.

Soru: Bunun bir kısmını da yaptırımlar sayesinde kazanıyordunuz, değil mi?

Atilla: Bununla yaptırımlar arasında bir paralellik çizemem. Daha yüksek komisyon aldığımız için mi böyle diyorsunuz?

00:10 - Soru: Peki, Sayın Atilla, uzman çevirmenin bunu yanlış çevirdiğinden emin misiniz?

Atilla: Evet, eminim. Çünkü işim gereği neler yaptığımı biliyorum.

00:05 - Savcı, e-postanın 1. paragrafındaki 2. cümleye işaret ediyor: "Fiyatlandırma, normal operasyonlardan daha yüksek seviyede olmalı."

Atilla, "Evet, görüyorum" diyor.

E posta'da Atilla'nın "Yaptırımlar nedeniyle "bu işlemleri başka hiçbir banka bizim ölçeğimizde yapamaz" dediği belirtiliyor.

Hakan Atilla çeviri hatası olduğunu savunuyor.

Atilla: Bu bankaların yaptırımlar nedeniyle İran'la iş yapmadıkları anlamına gelmiyor. Sadece Halkbank ile aynı ölçekte iş yapmadıklarını ifade ediyor.

00:03 - Savcı, Atilla'nın Süleyman Aslan'a gönderdiği bir e-postayı gösteriyor. E-postanın konusu: İran'daki dış ticaret operasyonları. Atilla, bunu teyit ediyor.

00:02 - Soru: İran hesaplarının Halkbank'a getirilmesinden siz sorumluydunuz, değil mi?

Atilla: Hesaplar otomatik olarak aktarıldı, benim (ayrıca) yapmam gereken bir şey yoktu.

00:00 - Ara sona erdi. Hakan Atilla'nın doğrudan sorgulaması başladı.

23:54 - Doğrudan sorgu sona eriyor. Oturuma kısa bir ara veriliyor.

Mehmet Hakan Atilla: Suçlu değilim

23:52 - Fleming: Yaptırımları atlatmak için Zarrab veya bir başkasıyla işbirliği yaptınız mı?

Atilla: Hayatımda bu konuda kimseyle asla işbirliği yapmadım.

Fleming: Herhangi bir kanunu çiğnemeye niyetlendiniz mi?

Atilla: Asla.

Fleming: İddianamedeki suçlardan suçlu musunuz?

Atilla: Değilim.

Atilla sözlerini "Kesinlikle değilim" şeklinde sonlandırdı.

23:50 - Atilla: Boston'daki toplantıları tamamladıktan sonra New York'a geçtim. Atilla, hafta sonunu New York'ta geçirdiğini, ardından Londra'ya uçmak üzere havaalanına gittiğini ve orada tutuklandığını söylüyor.

23:45 - Soru: Zarrab'ın ABD'de tutuklanması Türkiye'de basında yer aldı mı?

Atilla: Elbette, herkes biliyordu.

23:40 - Soru: Zarrab'ın ABD'de tutuklandığını ne zaman duydunuz?

Atilla: Sanırım hemen duydum.

Atilla, ertesi gün de duymuş olabileceğini söylüyor. Atilla'ya göre haber tez yayılmıştı çünkü Zarrab'ın tutuklanmasının ardından Halkbank'ın hisseleri düşüşe geçmişti.Atilla, o tarihte Singapur'da olduğunu söylüyor.

23:30 - Soru: ABD Hazine Bakanlığı'nda kimlerle görüştünüz? Atilla: David Cohen ve başka kişilerle. Fleming, Ali Fuat'ı (Taşkesenlioğlu) soruyor.

(Fleming, saygısızlık etmek istemediğini ancak Ali Fuat'ın soyadını telaffuz etmeyeceğini söylüyor.)

23:20 - Fleming, Atilla'ya, polisle görüşmeyi reddetme hakkı olup olmadığını soruyor. Atilla, bunu hiç düşünmediğini söylüyor.

23:17 - Fleming, Atilla'ya, birkaç hafta sonra polisin kendisiyle görüşüp görüşmediğini soruyor.

Atilla, "Evet" diyor, 31 Aralık günü polisin görüşmeye geldiğini söylüyor.

Atilla, yılbaşı olduğu için başka gün görüşmek istediğini ancak polis ısrar edince görüşmeyi kabul ettiğini söylüyor.

23:13- Atilla, Süleyman Aslan ve diğer işadamlarının tutuklanmasına ilişkin haberleri, eşiyle kahvaltı ederken okuduğunu söylüyor.

Atilla daha sonra düzeltme yaptı: İşadamlarının tutuklandığı haberini sabah aldığını söylüyor. Gün içerisinde ise tutuklananlar arasında Aslan'ın da olduğunu öğrenmiş.

Atilla, başta meselenin vergi sorunu olduğunu sandığını söylüyor.

Haberi okuyunca "şaşırdığını" belirtiyor.

23:10 - Soru: Zarrab'ın Çinli bankalarla ne yaptığı hakkında bilginiz var mıydı?

Atilla: Buraya gelmemden önce mi? Hayır.

22:47 - Fleming, Atilla'ya 07.09.2013 tarihinde saat 08.36'da gönderildiği söylenen bir WhatsApp yazışmasını gösteriyor. Fleming, Atilla'ya, bu yazışmayı daha önce görüp görmediğini soruyor. Atilla "Hayır" diyor.

22:36 - "Zarrab'la Konşimentolar hakkında konuştuk ancak konşimentoların izlenebilirliği konusunda konuşmadık" diyen Atilla, "Kendisinin bile konşimentoların izlenebilir olduğunu bilmediğini" savundu.

Zarrab ifadesinde, Atilla'nın büyük tonajlı gemilere ait konşimentoların izlenebilir olması konusunda endişelendiğini söylemişti.

22:35 - Hakan Atilla'nın Barselona seyahatiyle ilgili soru soruluyor.

Fleming, Atilla'ya, seyahatinden sonra Zarrab'la sahte gıda ticareti konusunu hiç konuşup konuşmadığını soruyor.

Atilla: Döndüğümden sonra da, başka herhangi bir zamanda da Zarrab ile böyle bir konuşmamız olmadı.

22:30 - Öğle sona erdi. Oturum devam ediyor.

Atilla: Bankalar altın ticareti için ödemeleri durdurunca, onlar da gıda ticaretine başladı. Dediğiniz doğru.

20:23 - Atilla'nın avukatları, Zarrab'ın cezaevinde amcasıyla yaptığı telefon görüşmesinin jüriye dinletilmesini istiyor. Görüşmede Zarrab'ın, amcasına "yapmadığın bir şeyi itiraf etmen gerekiyor" ifadeleri yer alıyor. 

Azerice gerçekleşen konuşmada Zarrab "Burada qanun yoxtur. Burada görmediğin işi gerek deyesen görmüşem" dedi. 

20:20 - Trump tarafından görevinden alınan davanın iddianamesini hazırlayan eski başsavcı Preet Bharara, Hakan Atilla ifade verirken duruşma salonuna girdi. Ardından verilen arada herkes salondan çıkarılıp kapalı oturum başladı. Bharara, savcı yardımcılarıyla buluştu.

Bharara, duruşmaya neden katıldığına ilişkin bir açıklama yapmadı. Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine ise “duruşmayı izlemeye geldiğini” söyledi. Bharara, 5 dakika sonra mahkemeden ayrıldı. (Kaynak: Razi Canikligil / Hürriyet)

ABD'li gazeteci Adam Klesfeld, konuya ilişkin "Anladığım kadarıyla Bharara bugünlerde NYU'da Hukuk Fakültesi'nde çalışıyor. Eski meslektaşlarına selam vermek ve davanın nasıl geçtiğini görmek için uğraması normal görünüyor. Trump tarafından görevden alındığı için artık ABD hükümeti adına çalışmıyor." yorumunda bulundu. 

20:17 - Bir saat öğle arası verildi.

20:15 - Fleming, Atilla'ya savunmaya ait bir delili gösteriyor. Belgenin henüz delil dosyasına eklenmediğini belirtiyor.

20:10 - Atilla'nın ifadesine göre, ödeme, ihracatçı firmanın hesabına belli bir süre içinde geçiriliyor, ardından ihracatçı firma satış belgelerini ve bu işlemle ilgili elindeki sevkıyat belgelerini bankaya gönderiyor.

20: 07 - Fleming, jüri üyelerine yeni bir delil sunuyor: Atilla'nın Szubin'e Kasım 2013'te gönderdiği bir e-posta.

20:00 - Atilla, İran'a yönelik yaptırımlara uyum için uygulanması gereken prosedürleri ayrıntılı şekilde anlatıyor. İfadesi teknik detaylarla dolu.

19:54 - Atilla, İran'a yönelik yaptırımlarla ilgili düzenlemelerdeki değişiklikleri ve bunların Halkbank üzerindeki etkilerini ayrıntılı şekilde anlatıyor.

19:52 - Atilla, 2010'da OFAC'ın kendilerini bazı bankalar konusunda uyardığını ve o bankalarla çalışmayı bıraktıklarını söylüyor.

19:45 - Oturum devam ediyor.

Fleming: Sayın Yargıç, devam edebilir miyim?

Berman: Evet.

19:25 - Atilla, ABD'li bir şirketin Halkbank üzerinden İran'a gıda satması durumunda, bunu yaptırımlar kapsamındaki muafiyetler çerçevesinde yapabileceğini söylüyor.

19:20 - Yargıç Berman: Türkiye'de hükümette bankacılık bölümü var mı?

Atilla: Bankacılık mevzuatını [denetleyen] bir kurum var. (Atilla BDDK'dan bahsediyor)

19:10 - OFAC'ın eski direktörü Szubin'in ifadesine atıf yapılarak Atilla'ya sorular yöneltiliyor. Szubin ifadesinde Atilla'yı "Kenara çektiğini" söylemiş, "Atilla çok şaşırmış görünüyordu" demişti.Szubin "Atilla terliyordu" diye konuşmuş, Atilla'nın avukatları ise müvekkillerinin genel olarak gergin biri olduğunu savunmuştu.

Fleming: Bu duruşmada ifade verirken kendinizi gergin hissediyor musunuz?

Atilla: Evet, çok gergin hissediyorum.

19:00 - Fleming, hükümetin sunduğu bir delilden bahsediyor. Atilla'nın ifadesine göre, sözü edilen delilde, Süleyman Aslan, David Cohen'e, bankanın petrol şirketlerine yönelik işlemlere aracılık ettiğini anlatıyor.

18:42 - Fleming, OFAC'tan veya başka bir kurumdan birisinin, Atilla'ya Reza Zarrab ile iş yapmamasını söyleyip söylemediğini soruyor. "Hayır" yanıtı veren Atilla "O şekilde bir uyarı yoktu. Nitekim 2012 civarında altın ihracatı yükselirken, ABD Hazine Bakanlığı durumun farkındaydı" dedi.

Atilla: Yaptırım listesine Reza Zarrab isminin eklenmesi yönünde bir karar almadıklarını söylediler.

18:40 - Fleming, Atilla'ya Türkiye'deki bankaların gizlilik düzenlemelerini soruyor. Atilla, müşteri bilgilerinin gizliliği nedeniyle bilgilerin açıklanmasında kısıtlamalar olduğunu ancak bir kişinin bir banka ile çalışıp çalışmadığı konusunda belli bilgileri paylaşabileceğini söylüyor.

18:34 - Fleming, Hakan Atilla'nın Wikileaks'e düşen yazışmalarında yer alan bir belgeye ilişkin sorular soruyor. Atilla, belgede "Hazine Bakanlığı hakkında bazı bilgiler" ve "orada yaptığımız toplantılarla ilgili bazı bilgiler" olduğunu söylüyor.

18:30 - Atilla genellikle OFAC (Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi), Hazine Bakanlığı ve elçilik yetkilileriyle bir araya geldiğini söylüyor. Atilla, "O kadar çok isim var ki hepsini hatırlayamıyorum" diyor ancak geçen hafta tanıklık eden David Cohen ve Adam Szubin ile görüştüğünü söylüyor. Atilla, tanık kürsüsüne çıktığında Szubin'i tanıyamadığını söylüyor.

18:20 - Atilla, Süleyman Aslan tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra kendisine, Zarrab'tan aldığı paraların üniversite için "bağış" olduğunu söylediğini aktarıyor. Atilla, Aslan'ın ailesiyle, Aslan serbest bırakıldıktan sonra tanıştığını söylüyor.

18:18 - Atilla, Halkbank'ta ve tüm Türk bankalarında, yaptırımların uygulanmasını izleyen bir "uyum" departmanı olduğunu söylüyor.

Fleming, bu işlerde bilgisayar programı kullanılıp kullanılmadığını soruyor.

Atilla, "Evet, o tür şeyler kullanıyorlar" diyor ama programın adını bilmiyor.

18:17 - Yargıç Berman, Aslan'ın danışmanlık işinde bankalarla çalışıp çalışmadığını soruyor. Atilla, "sanmıyorum" diyor çünkü Aslan bankalarla çalışsaydı bundan kendisinin de haberi olacağını söylüyor.

18:14 - Yargıç Berman: Süleyman Aslan'ın şu anda ne yaptığını biliyor musunuz?

Atilla: Danışmanlık işine girdiğini biliyorum ama ayrıntılarını bilmiyorum. Kimlerle çalıştığını bilmiyorum...

18:10 - Soru: Zarrab ile olan ilişkisi konusunda Süleyman Aslan'la hiç konuştunuz mu?

Atilla: Onunla, hakkında konuşabileceğimiz bir ilişkisi olduğunu bile bilmiyordum.

18:04 - Soru: Süleyman Aslan sizden, Alacacı'ya, diğer müşterilerden farklı muamele etmenizi hiç istedi mi?

Atilla, "Hayır" diyor, bu hususta herhangi bir toplantı yapmadıklarını söylüyor.

18:01 – Atilla, Ahmet Alacacı'yı sadece banka müşterisi olarak tanıdığını söylüyor.

18:00 - Fleming, Atilla'ya, Abdullah Happani, Hüseyin Necefzade, Rüçhan Bayar, Muhammed Zarrab veya Camelia Jamshidy adlı kişilerle hiç tanışıp tanışmadığını soruyor. Atilla, her bir isim için "Hayır" cevabını veriyor.

17:57 - Atilla: Birkaç bankada bir konsorsiyum tarafından mali kaynak sağlanması gereken bir proje olduğunda, kendi bankamızla diğer bankalar arasındaki görüşmelere destek veriyordum.

17:52 - Atilla, Zarrab'ı kastederek, "Onunla hiç yemek yemedim, çay-kahve içmedim" diyor.

Fleming: Zarrab'ı sever miydiniz?

Atilla: "Severdim" diyemem ama ona bu yüzden farklı davranamazdım çünkü bankanın müşterisiydi.

17:50 - Fleming, Atilla'ya, Zarrab'ın, kendisinin ve şirketlerinin Halkbank'tan Euro ve TL cinsinden 'birkaç milyar' para çektiği yönündeki ifadesini soruyor.

Atilla: Evet, bunu yaptığını söyledi. O ifadesini hatırlıyorum.

Fleming, Zarrab'la, İran'ın işlemleriyle bağlantılı "birkaç milyar" konusunda bir görüşme yapıp yapmadıklarını soruyor.

Atilla: Reza Zarrab'la veya başka biriyle böyle bir görüşme yapmadım.

17:47 - Fleming, Atilla'ya, Şubat 2013'te Zarrab'la konuşup konuşmadığını soruyor. Atilla: Hayır, bu konuyla ilgili herhangi bir (görüşme) olmadı.

17:45 - Fleming, Atilla'ya Zarrab'la konuşup konuşmadığını, konuşmalarında şifreli kelimeler kullanıp kullanmadığını soruyor. Atilla, Zarrab'la konuştuklarını ancak "hiçbir zaman" şifreli kelime kullanmadıklarını söylüyor.

17:42 - Fleming, Atilla'ya, belgelerde varış yeri olarak ne yazacağı konusunda Zarrab'a talimat verip vermediğini soruyor. Atilla: Reza Zarrab'a veya başka herhangi bir müşteriye herhangi bir talimat vermedim.

17:40 - Soru: Atlantis'in Reza Zarrab ile bağlantılı bir şirket olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?

Atilla: (Bu konuda) hiçbir bilgim yok.

17:37 - Atilla'nın avukatı Fleming bir ses kaydı dinletecek. Ayrıca bir tapeden bahsediyor.

17:35 - Jüri üyeleri salona girdi. Yargıç Berman: Hepinizi gördüğüme sevindim. Lütfen oturun. Hakan Atilla'nın doğrudan sorgusuna devam edeceğiz.

17:30 - Atilla, V yaka kazak içine açık renkli bir gömlek giymiş. Jüri üyeleri henüz salona girmedi.

İfadesinde şimdiye kadar neler söyledi?

İfadesini Türkçe olarak veren Atilla, bankaları dolandırdığı ve yasaları ihlal ettiği iddialarını reddederken savcıların iddiasının aksine 'sistemin mimarı' olmadığını söyledi. 

Atilla, soru üzerine ​Süleyman Aslan ile İran'a yönelik yaptırımların ihlal edilmesi konusunda hiç konuşmadığını ifade etti. Atilla'ya, eski polis Hüseyin Korkmaz'ın ifadesinde ‘Zarrab'ın Halkbank'a girip çıkarken görüntülendiğini' söylemesi soruldu. Atilla, bu tarihte Barcelona uçağında olduğunu söyledi.

Atilla için Türk Hava Yolları’ndan bir uzman tanıklık yaptı.Hakan Atilla’nın avukatları, müvekkillerinin aleyhine savcılığın sunduğu en önemli delil olan 297 no’lu tape ve ses kaydına ilişkin Reza Zarrab’ın mahkemede verdiği ifadeyi Türk Hava Yolları’ndan gelen bilirkişinin ifadesi ile çürütüldüğünü savundu.

'Hakan beye emir verdi' iddiası

Zarrab, itirafçı olarak oturduğu tanık kürsüsünde, yardımcısı Abdullah Happani ile 10 Nisan 2013 tarihli “Atilla taş koydu” diye bilinen 279 no’lu tape ve ses kaydına açıklık getirirken şu ifadeleri kullanmıştı;

“Bankadan (Halkbank) çıktıktan sonra görüşmenin özetini anlatıyorum. Süleyman Aslan’ın benim yanımdan Atilla’yı aradığını söylüyorum. “Yapacaksınız bu işi” dedi diyorum. Hakan Atilla’nın taş koyduğunu engellediğini söylüyorum.
Yani o gün içersinde Atilla bey işlemin olmaması için taş koyuyordu. Bu yüzden Süleyman Aslan’la konuştum ve Atilla’nın bu işten hiç haberi olmadığını söyledim. Kendisi benim yanımdan Atilla’ya telefon açtı, Hakan Bey’e işlemin yapılması konusunda bilgi verdi. Hakan Bey de istenileni yerine getirdi.” 

"Atilla konuşamazdı, Barcelona uçağındaydı"

Zarrab, ifade verdiği ikinci gün tapelerin kendi konuşmalarının içeriğini doğru olarak yansıttığını kabul etmiş ve Avukat Fleming’in Halkbank ile yaptığı işlemler kapsamında “Hakan Atilla taş koydu dediniz, doğru mu” sorusunu “Doğru” diye karşılık vermişti. Zarrab, “Süleyman Aslan, sizin yanınızda Hakan Atilla’yı arayıp, bu işi yapacaksın dedi, doğru mu” şeklindeki soruya da “Evet doğru” karşılığı vermesine rağmen, Atilla’nın 10 Nisan günü o saatte Süleyman Aslan ile telefonda konuşabilmesinin imkansız olduğu çünkü aynı saatte akşam 17.00’de THY’nin Barcelona uçağında olduğu mahkemeye gelen bilirkişi tarafından belirtilecek. Avukatlar Zarrab’ın teyit ettiği o tarih ve saatte Hakan Atilla ile Süleyman Aslan’ın asla konuşmadığını savunuyorlar.