Politika

Mediha Olgun: Benden kin ve nefret, ötekileştiren söylem çıkmayacak

"İnanıyorum ki, bir gün mutlaka eninde sonunda bana gelecektir benim olan"

16 Eylül 2017 18:31

Sözcü gazetesinden Mediha Olgun, CHP Trabzon milletvekili Haluk Pekşen aracılığıyla paylaştığı mesajda, “Burada ne kadar kalırsam kalayım, kin ve nefret dolu, ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaştıran söylemler çıkmayacak benden. Her nerede ve ne durumda olursa olsun, benden yaşadığım bu süreçte desteklerini esirgemeyen benim gibi sıradan insanlara sonsuz teşekkürler. Çünkü, onlar sevdiklerini çıkarsız koşulsuz sevdiler. İnanıyorum ki, bir gün mutlaka eninde sonunda bana gelecektir benim olan. Herkese kucak dolusu sevgiler, selamlar.” dedi.

Sözcü gazetesinden Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, CHP Trabzon milletvekili Haluk Pekşen, Sözcü gazetesinden Mediha Olgun'u tutuklu bulunduğu İstanbul Bakırköy Kadın Tutukevinde ziyaret etti. Pekşen, Olgun hakkında tutuklama kararı veren Hakim'in bile, suç unsuru bulamadığını farkında olduğunu, bunu kararında belli ettiğini kaydederek, "Mediha'yı tutuklayan hakim, vicdanı ile kararı arasında çırpınıyor" dedi.

Pekşen, Mediha’nın kendisine, kamuoyuyla paylaşmak üzere verdiği mesajı de okudu.

Mediha Olgun’un mesajı şöyle;

“Burada ne kadar kalırsam kalayım, kin ve nefret dolu, ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaştıran söylemler çıkmayacak benden. Her nerede ve ne durumda olursa olsun, benden yaşadığım bu süreçte desteklerini esirgemeyen benim gibi sıradan insanlara sonsuz teşekkürler. Çünkü, onlar sevdiklerini çıkarsız koşulsuz sevdiler. İnanıyorum ki, bir gün mutlaka eninde sonunda bana gelecektir benim olan. Herkese kucak dolusu sevgiler, selamlar.”

“Hakim, vicdanı ve kararı arasında çırğınıyor”

Balyoz davalarında da savunma avukatı olarak görev yapan Haluk Pekşen, Mediha Olgun’u ziyaretinin ardından izlenimlerini şöyle paylaştı;

“Şunu gördüm; Mediha Olgun hakkında hiçbir iddia yok. Burada yasanın suç saydığı bir eylem değildir konu olan. Birilerinin siyasal kin ve husumeti için acımasızca masum veya değil ayrımı yapmaksızın, kamuoyu algısı oluşturma emeli vardır. Zira, mahkemenin kararında, söz konusu haberle hiçbir ilgisi olmamakla birlikte, haberin yapıldığı internet sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü olduğu için tutuklandığı yer alıyor. Bu kararda, adaletin temel unsurları olan “Suçun şahsiliği ilkesi”, “yasanın suç saydığı bir eylemin varlığı ilkesi”, hiçbirisi yoktur. Mahkeme kararında bile bu ifade ediliyor- “Bu şahıs, yasanın suç saydığı bir eylem içinde değildir” deniyor. “Kişinin, adı geçen haberle hiçbir iltisakı yok. Ama bu sitenin yazı işleri müdürü olduğu için tutuklanmıştır” deniyor. Yani Mediha Olgun’un masumiyet karinesi, mahkeme tarafından kabul ediliyor, ona rağmen tutukluyor. Yargıç esasında çaresizlik içinde olduğunu ve altında kaldığı baskıyı bizzat kararında haykırıyor. “Ben suç göremiyorum, yasanın suç olarak gördüğü bir eylem göremiyorum. Ama buna rağmen seni tutuklamak zorundayım çünkü Türkiye’deki yargının içerisinde bulunduğu koşullar ve baskı beni böyle bir karar vermeye zorluyor” mesajı haykırıyor. Bence yargıç vicdanı ile kararı arasında çırpınıyor.Adaletin olduğu tam da yer burasıdır. Vicdan hakim olursa adalet kazanır.”

“Bu durum, Mediha salıverilmediği takdirde, toplumun vicdanını her gün kanatacak”

Pekşen, tutuklama kararını veren Hakim dahil, toplumda herkesin Mediha’nın masum olduğunu gördüğünü, bildiğini de vurgulayarak, “Mediha’nın içerisinde bulunmadığı bir suçtan dolayı tutuklu olması da bence toplumun vicdanını her gün daha çok kanatacaktır. Siyaset bu kadar acımasız, bu kadar vicdanları sızlatacak ve bu kadar toplumu kutuplaştırıp ayrıştıracak bir yöntemle devam ettirilemez. ” dedi.

Pekşen, Mediha Olgun'un "tek isteğinin özgürlüğü olduğunu" belirterek, “en önemli hasreti, ekmek gibi, su gibi, özgürlüğü” dedi.