Yaşam

Mahir Ünal ve Kılıçdaroğlu arasında 'Musa' polemiği; Altın buzağı ve Samira hikâyesi nedir?

Samiri ve Altın Buzağı hikâyesinde Mısır'dan çıkan Yahudiler'in Tar Dağı'nda iken Altın bir buzağıya tapmasını ve dinden çıkmaları anlatılır

24 Nisan 2018 19:45

AKP Sözcüsü Mahir Ünal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında “Biz firavunu da biliyoruz, Musa’yı da biliyoruz. Biz Musa’yı baş tacı yaparız, onlar firavunu överler” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bugün Hz. Musa'dan bahsediyor. Ondan olsa olsa buzağı yapıp tapan, kavmine ihanet eden Samira olur” sözleriyle tepki gösterdi.

Samiri: Musa Peygamber önderliğinde Mısır’dan çıkan Yahudiler, Tar Dağı’nda iken altın bir buzağı yapıp tapmalarına neden olan kişidir. Eski Ahit'e göre, buzağı, İsrail'in Tanrısının fizikselleştirilmiş haliydi, dolayısıyla hem puta tapıldığından hem de Tanrı görselleştirildiğinden çifte hata yapılmıştır.

Mahir Ünal’ın bu açıklaması, Samiri ve Altın Buzağı hikâyesinin ne olduğunu da gündeme getirdi. Mısır’dan çıkan Yahudiler’in  Tar Dağı’nda iken Altın bir buzağıya tapmasını ve dinden çıkmalarını anlatan hikâye şöyle:  

İbranice'de bu olay için "Buzağı günahı" anlamına gelen Het Haegel nitelemesi kullanılır. Hikâye, ilk olarak Çıkış 32:4'te anlatılmaktadır.

Tevrat’ta buzağı hikâyesi

Musa, Sina Dağı'na On Emir'i almaya gittiğinde (Çıkış 19:20) İsrailoğullarını kırk gün kırk gece yalnız başlarına bıraktı (Çıkış 24:18). İsrailoğulları Musa'nın geri dönmeyeceği endişesiyle Harun'dan İsrail'in Tanrısını resmeden bir put yapmasını istedi. Başta karşı çıkmasına rağmen halkın artan baskın şikayetleri üzerine Harun onların altınlarını toplattı. Topladığı altınları eritip bir buzağı heykeli yaptı. Bir de altar yapan Harun "İsrail, sizi Mısır'dan çıkaran tanrılarınız bunlardır" dedi. Ertesi gün, İsrailoğulları adaklar sunup Altın Buzağı'yı şenliklerle kutladılar. Dağa Musa ile çıkan Yeşu halkın sesini duyunca Musa'ya haber verdi. Musa dağdan inip buzağıyı görünce sinirlendi ve Tanrı'nın ona verdiği üzerinde On Emir yazan taş tabletleri kırdı. Emirleri tekrar geri almak için dağa çıkan Musa, Tanrı'nın halkı bozulmuş olarak görmesi nedeniyle onları yok etmek istemesi üzerine ona yalvardı (Çıkış 32:11) ve Tanrı'nın fikrini değiştirtti. Musa geri döndüğünde Altın Buzağı'yı yaktı, toz etti, suya attı ve İsrailoğullarını suyu içmeleri için zorladı. Musa, Tevrat'a bağlı kalmak isteyenleri kendisiyle gelmesi için çağırdı, onla gelmek istemeyen 3000 kişinin katledilmesi için ise Levileri gönderdi. Leviler Musa'nın buyruğunu yerine getirdiler ve halktan 3000'e yakın insan öldürüldü.

Altın buzağıya ibadet

MÖ 922'de I. Yarovam İkinci İsrail Krallığını kurdu ve iki tane altın buzağı yaptırıp onları Betel ve Dan şehirlerine yerleştirdi. 1 Krallar 12:26-30'a göre, dindarlar ibadet için Kudüs'e giderse Yehuda kralı Rehavam'a bağlanacaklarından korkan Yarovam bu iki altın buzağıyı yaptırıp halkı Kudüs merkezinden uzaklaştırmayı amaçladı:

26 Yarovam, "Şimdi krallık yine Davut soyunun eline geçebilir" diye düşündü,

27 "Eğer bu halk Yeruşalim'e gidip RAB'bin Tapınağı'nda kurbanlar sunarsa, yürekleri efendileri, Yahuda Kralı Rehavam'a döner. Beni öldürüp yeniden Rehavam'a bağlanırlar."

28 Kral, danışmanlarına danıştıktan sonra, iki altın buzağı yaptırıp halkına, "Tapınmak için artık Yeruşalim'e gitmenize gerek yok" dedi, "Ey İsrail halkı, işte sizi Mısır'dan çıkaran ilahlarınız!"

29 Altın buzağılardan birini Beytel, ötekini Dan Kenti'ne yerleştirdi.

30 Bu günahtı. Böylece halk buzağıya tapmak için Dan'a kadar gitmeye başladı.

Bazı görüşlere göre Yarovam'ın altın buzağı yapmasının sebebi Kudüs Tapınağı'ndaki meleksi figürlerden etkilenmiş olmasıdır.[1]

Son peygamberler

Altın buzağı'nın, Nehemya 9:18-19'da da Ezra tarafından adı geçmektedir.[2]:

16 "Ama atalarımız gurura kapıldı; dik başlılık edip buyruklarına uymadılar.

17 Söz dinlemek istemediler, aralarında yaptığın harikaları unuttular. Dikbaşlılık ettiler, eski kölelik yaşamlarına dönmek için kendilerine bir önder bularak başkaldırdılar. Ama sen bağışlayan, iyilik yapan, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin bir Tanrı'sın. Onları terk etmedin.

18 Kendilerine buzağı biçiminde dökme bir put yaptılar, 'Sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!' diyerek seni çok aşağıladılar.

19 Yine de, yüce merhametinden ötürü onları çölde bırakmadın. Gündüzün yol göstermek için bulut sütununu, geceleyin yollarına ışık tutmak için ateş sütununu önlerinden eksik etmedin.

20 Onları eğitmek için iyi Ruhun'u verdin. Ağızlarından manı eksiltmedin. Susadıklarında onlara su verdin.

21 Kırk yıl onları çölde besledin. Hiç eksikleri olmadı. Ne giysileri eskidi, ne de ayakları şişti.

Ezra, İsrailoğullarına, tarihte altın buzağıya tapılmaya çalışıldığında dahi Tanrı'nın rahmetinin üzerlerinde olduğunu anlatmaktadır.

Ezra'nın "Tanrı" ile ilgili kullandığı dil diğer pasajlarda İsrailoğullarının buzağıyı kullanışlarındakilerle çelişmektedir. Belgesel hipoteze göre Çıkış ve 1 Krallar Yehuda Krallığı merkezli Tesniyeciler tarafından yazıldığından İsraillileri sadakatsiz gösterme eğilimi bulunmaktadır. En büyük çelişki, Çıkış 32:4'te tek bir altın buzağı bulunmasına rağmen "tanrılar" terimi kullanılmaktadır; fakat Ezra "Tanrı" ifadesini tercih etmektedir.[3]

Kuran'da Altın Buzağı

İsrail ve Altın Buzağı olayı Kuran'ın Taha Suresinde (20.83) aktarılmaktadır. Kuran versiyonu büyük oranda hikâyenin orijinaliyle aynıdır fakat putu yapan kişi Harun değil Samiri isimli biridir. Samiri Musa'nın yok olduğunu ve İsrailoğullarının yeni bir tanrı bulması gerektiğini söylemiştir. Samiri, Mısır'dan getirilen altın mücevherlerden böğürebilen bir Altın Buzağı yapmıştır. Musa'nın yokluğunda halkın lideri olan Harun buna karşı çıkmaya çalışmıştır fakat başarısız olmuştur. Musa geri döndüğünde pagan ayinleri ve Harun'un bunu engelleyemediğini görünce sinirinden Harun'un sakalına yapışmıştır. Ardından Musa, Samiri'yi sürgüne göndermiş, Altın Buzağı'yı yakmış ve küllerini denize atmıştır.

Ta-Ha Suresi 90-94[5]:

90 Andolsun, Harun bundan önce onlara: "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.

91 Demişlerdi ki: "Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız."

92 (Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?"

93 "Niye bana uymadın, emrime baş mı kaldırdın?"

94 Dedi ki: "Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben, senin: "İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin" demenden endişe edip korktum."