Ekonomi

Mahfi Eğilmez: Trump bu yazımı okumazsa Dünya Savaşı çıkacak!

"Devlet, şirket gibi yönetilebilir mi?"

23 Mart 2018 02:36

Eski Hazine Müsteşarı, ekonomist Mahfi Eğilmez, ABD Başkanı Donald Trump’ın alüminyum çelik alımlarına gümrük vergisi getirmesi ve Çin’e yönelik yaptırım kararlarının ardından 15 Mart 2015’te yayımlanan yazısını “Trump, devleti şirket gibi yönetmeye kalkıyor. Bu yazımı, İngilizceye çevirip kendisine okumalarını danışmanlarına hararetle öneriyorum. Aksi takdirde ticaret savaşı derken Dünya Savaşı çıkaracak” notuyla sosyal medyadan paylaştı.

Yazısında “Devleti şirket gibi yönetmek” nitelemesini ele alan Mahfi Eğilmez, devletler ve şirketler arasındaki farkları vurgulayarak  “Asıl olan devleti devlet gibi, şirketi de şirket gibi yönetmektir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Mahfi Eğilmez’in mahfiegilmez.com’da “Devlet, şirket gibi yönetilebilir mi?” başlığıyla 15 Mart 2015’te yayımlanan yazısı şöyle:

“Zaman zaman işadamlarından duyarsınız: “Devleti şirket gibi yönetmek gerekir” derler. Çoğu kişi ‘adam haklı’ diyerek bu söze destek verir. Çok az insan “devletin şirket gibi yönetilemeyeceğini” söyler ama fazla taraftar bulamaz. Bu düşünceyi siyaset katında ilk kez Turgut Özal dile getirmişti. Ben bu konuda fazla taraftarı olmayan “devletin şirket gibi yönetilemeyeceği” düşüncesini savunanlardanım. Bu düşüncemi Örneklerle Kolay Ekonomi kitabımda da bir alt bölüm olarak yazdım.

Devlet niçin şirket gibi yönetilemez? Çünkü ikisi arasında derin farklar vardır. Bunları sıralayayım.

Şirketin patronu bellidir. Birden fazla sahibi de olsa, hatta halka açık bile olsa şirketle ilgili kararları alıp uygulayan bir başkan ve yönetim kurulu vardır. Oysa devlette patron belli değildir. Kısmen parlamento, kısmen hükümet, kısmen bürokrasi, kısmen denetim organları, kısmen de yargı yetkili hale gelir (Tabii burada sözünü ettiğim durum demokratik devletler için geçerlidir.)

Devlet, uyguladığı maliye ve para politikasıyla bütün ülkeyi, toplumu ve şirketleri etkileyebilir. Hiçbir anonim şirket hiçbir uygulamasıyla böyle bir etki yaratamaz.

Devlet, şirketlerden farklı olarak vergi toplama yetkisine sahiptir. Yani finansman sıkıntısına düşse basar parayı finansmanı sağlar. Sonunda enflasyon olur ama enflasyonu tek başına devlet değil bütün toplum paylaşır. Oysa şirketler finansman sıkıntısına düşse böyle bir imkânları yoktur.

Devletin borçlanmasıyla şirketlerin borçlanması farklıdır. Devletler, şirketlere göre daha uzun vadeli ve ucuz maliyetle borçlanabilirler. Oysa şirketlerin borçlanma kredibilitesi içinde bulundukları devletin kredi değerliliğiyle sınırlıdır.

Şirketler sermayelerini halka açabilirler, hisse senedi çıkarabilirler. Devletlerin sermayesi olmadığı için böyle bir işlem yapamaz.

Şirketler malvarlıklarının değerini bilirler ve bilançolarında gösterirler. O nedenle şirketlerin bir piyasa değeri vardır. Oysa devletler malvarlıklarının değerini tam olarak bilemezler. Ormanlar, sahiller devletin malı sayılır. Bunların değeri bilinemez. Yani devlet sahip olduğu nakit varlıkları ve tapulu gayrimenkullerin değerini bilse de tapulu olmayan gayrimenkullerinin değerini bilemez. Devletlerin bilançosu olmadığı gibi bir piyasa değeri de yoktur. Devletlerin bütçesi olur.

Şirket yönetimi iki temel kural üzerine dayanır:

(1) Kâr etmek,

(2) Elde edilen kârın bir bölümünü hissedarlara dağıtmak.

Şirketlerin bilanço dışındaki en önemli finansal belgesi kâr/zarar cetvelidir. Devlet yönetimi şirket yönetiminden farklı olarak kâr etmek temeline dayanmaz. Tam tersine toplumdan alınan vergileri kullanarak toplum yararına, gerektiğinde zarar etmeyi göze alarak iş yapmak devlet yönetiminin dayanağıdır. Bu çerçevede devletlerin kâr/zarar cetveli olmaz.

Sürekli zarar eden bir şirket sonunda iflas eder ve tasfiyeye girer. Devletler zarar etmez ve iflas da etmezler. Dolayısıyla tasfiyeye girmezler. Batmış gibi görünseler de batmazlar. Yunanistan bunun tipik örneğidir. Eğer Yunanistan anonim şirket gibi yönetilseydi, çoktan iflas eder ve tasfiyeye girerdi (Her ne kadar devletlerin de iflas etmesi üzerine bazı çalışmalar yapılmış olsa da bunlardan sonuç alınabilmiş değildir.)

Bu farkları artırmak mümkündür. İşte bu nedenle devletler şirket gibi şirketler de devlet gibi yönetilemez.

Asıl olan devleti devlet gibi, şirketi de şirket gibi yönetmektir.”