Gündem

"Laik eğitim sisteminin güçlendirilmesi için 15 Temmuz tek başına yeterli nedendir"

Fikret Bila: Eğitim bilimsel temelden dini temele kaydırılıyor

17 Ocak 2017 12:24

Hürriyet gazetesi yazarı Fikret Bila, Milli Eğitim Bakanlığı'nın değişen müfredatına ilişkin olarak "Laik eğitim sisteminin güçlendirilmesi için 15 Temmuz tek başına yeterli nedendir" dedi. Bila, Bakanlığın 15 Temmuz’da darbeye karşı kazanılan demokrasi mücadelesinin müfredatta yer alması, Atatürk’le ilgili kısıtlamaya gidilmesi, 2. Dünya Savaşı konusunda İsmet İnönü başlığının kaldırılması, evrim teorisine yer verilmemesi gibi konularda yaptığı değişikliği de değinerek "Türkiye’de eğitim çok uzun yıllardır adım adım bilimsel temelden dini temele doğru kaydırılıyor. Bu gayreti gösterenler acaba El Kaide, DAEŞ, Boko Haram, FETÖ gibi örgütlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkındalar mı? " diye yazdı

Bila'nın Hürriyet'te yayımlanan yazısı şöyle:


Milli Eğitim Bakanlığı, müfredatı yine değiştiriyor. Bakanlık, yeniliği sitesine koymuş, görüş ve önerilere açmış durumda.

Kamuoyunda tartışmaya yol açan değişiklikler; 15 Temmuz’da darbeye karşı kazanılan demokrasi mücadelesinin müfredatta yer alması, Atatürk’le ilgili kısıtlamaya gidilmesi, 2. Dünya Savaşı konusunda İsmet İnönü başlığının kaldırılması, evrim teorisine yer verilmemesi, yardımcı kitapta ilkokul çocuklarına ‘g’ harfini öğretmek amacıyla “Özge küçük gelin oldu” cümlesinin örnek verilmesi...  

Türkiye’de eğitim çok uzun yıllardır adım adım bilimsel temelden dini temele doğru kaydırılıyor. Bu gayreti gösterenler acaba El Kaide, DAEŞ, Boko Haram, FETÖ gibi örgütlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkındalar mı?

Bu örgütlerin, bilimsel eğitimi reddeden, kızların okula gönderilmesine karşı olan, okula giden kız çocuklarını kaçıran, kendilerine göre yorumladıkları İslam’ı savaşarak, kafa keserek de olsa bütün dünyaya hâkim tek düzen haline getirmeyi amaçladıklarını bilmiyorlar mı?

Bilimin kılavuzluğundan uzaklaşmış bir eğitim sisteminin, devleti laik olduğu için reddeden, bu nedenle devletler düzenini yıkmayı amaçlayan, yerine tek dünya ümmeti düşleyen bu akımlara kolayca arka bahçe oluşturacak nesiller yetiştirme riskini göremiyorlar mı?

 

Atatürk'e kim neden karşı?

 

Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk muhafazakârıyla, liberaliyle, sağcısıyla, solcusuyla Türk halkının gönlünde taht kurmuş bir liderdir. Günlük yaşam uğraşı içinde, namazında niyazında, ekmeğinin, çocuklarının rızkının ve geleceğinin peşindeki Anadolu insanının Atatürk’le bir sorunu, bir derdi yoktur. Hepsinin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı bu insanlarla, onlara inanarak vermiştir ve onların düşmanı değildir, onlar da hiçbir zaman Atatürk’ü düşman olarak görmemişlerdir.

Atatürk’e karşı ve hatta düşman olanlar yukarıda saydığım örgütler ve dayandıkları akımlardır. Atatürk’e düşman olmalarının nedeni, 1923’te bu akımlara set çekmesi, bu amaçla saltanatı ve hilafeti kaldırması, çağdaş, laik bir Türkiye Cumhuriyeti kurması ve onu dinle devlet işlerinin ayrıldığı devletler topluluğuna sokması; gerçek ve tek önder olarak bilimi esas alması, bilimsel eğitim kurumları oluşturması, hurafeleri eğitimden ayıklaması, kadın-erkek eşitliği sağlaması, çağdaş medeniyet düzeyini hedef göstermesidir.

 

Nedenleri anlatılmalı

 

Müfredata 15 Temmuz’u sokarken bu gerçekleri unutmamak gerekir.

Hiçbir gerekçe kabul edilmiyorsa bile, Türkiye’nin hızla çağdaş, bilimsel, laik eğitim sisteminin güçlendirilmesi için 15 Temmuz tek başına yeterli nedendir.

15 Temmuz’da verilen demokrasi mücadelesi ders kitaplarına girecekse, 15 Temmuz’a nasıl gelindiği de bu derste yer almalıdır.

FETÖ, 15 Temmuz’a Türkiye’de kanlı bir darbe girişimi yapacak güce nasıl ulaştı?

Eğitimi ele geçirerek...  

İşe eğitimle başladığı, kendi eğitim kurumlarını oluşturduğu gibi devletin eğitim kurumlarını ele geçirerek, bu eğitimden geçmiş mensuplarını asker-sivil bürokrasiye yerleştirerek ve her defasında daha etkili yerlere yükselterek...  

İşte eğitim bunun için Türkiye’nin geleceği açısından yaşamsal önemdedir.

Türkiye 15 Temmuz’da karanlığa gömülmekten kıl payı kurtuldu.

Bir daha böyle bir olayla karşılaşmamak, sürekli aydınlık içinde ileriye doğru yürüyebilmek, bilimde, teknolojide çağı yakalayabilmek, sadece demokrasinin, laikliğin, insan haklarının, kadın-erkek eşitliğinin, adaletin önemini kavramış, bilincine varmış nesiller yetiştirmekle mümkündür.