Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan Sözcü yazarları hakkında başlatılan 'FETÖ' davasına tepki: Gerçekten de Zaytung haberi gibi

"İnsanların çalışma hakkı ellerinden alınıyor"

12 Aralık 2018 13:19

Sözcü yazarları hakkında başlatılan 'FETÖ' davasına da tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sen ne istiyorsun Emin Çölaşan'dan? Emin Çölaşan ve Netati Doğru cumhuriyetten yanadır. Gerçekten de Zaytung haberi gibi. Kaldı ki savcının bütün olayları bilmesi gerekiyor. İddianamede de diyor ki senin geçmişte FETÖ'yü eleştirmen FETÖ'cü olmadığın anlamına gelmiyor. Yani FETÖ'yü eleştirdiğini de biliyor" ifadelerini kullandı.

Ankara'daki İnsan Hakları ve Adalet Çalıştayı'nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, sendikalara da tepki gösterdi. "İnsanların çalışma hakkı ellerinden alınıyor. En çok sendikaların isyan etmesi lazım" diyen Kılıçdaorğlu, "Hak aradı diye eğer bu ülkenin işçileri hapse atılıyorsa ve özellikle iki büyük sendika buna sessiz kalıyorsa, orada ciddi bir sorunumuz var demektir" dedi.


Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Sadece İstanbul'da, Aksaray'dan Bakırköy'e giderken bakın. Deniz yüksek binalarla kapatılmış vaziyette. Hani benim kıyılardan yararlanma hakkım vardı. Hak elinden alınıyor, bütün Türkiye'de seyrediyor. Buna isyan edilmesi lazım. Anayasaya göre bu kıyılar benim hakkım. Herkesin yararlanma hakkı var.

"İnsanların çalışma hakkı ellerinden alınıyor. En çok sendikaların isyan etmesi lazım. Hak aradı diye eğer bu ülkenin işçileri hapse atılıyorsa ve özellikle iki büyük sendika buna sessiz kalıyorsa, orada ciddi bir sorunumuz var demektir.

"Siz kendi haklarımıza sahip çıkmazsanız kimse size hak vermez. Siz Anayasa ile güvence altına alınan haklarınıza sahip çıkmıyorsanız bu ülkede bir sorun var.

"Gelir dağılımının en çok bozulduğu ülkelerin başında Türkiye geliyor. Sendikacı arkadaşlarıma esleniyorum; bir milyon liranın üzerinde geliri olanlara baksınlar. Bir dönüp baksınlar vatandaşalar ne kadar bankalara faiz ödüyor. 

"(Asgari ücret)Şimdi asgari ücreti konuşuyorlar kaç lira olacak diye. Gelir dağılımının en çok bozulduğu ülkelerin başında Türkiye geliyor. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında maaş alıyor. 500 lira maaş alan var. Biz şunu söyledik. CHP'li belediyelerin tamamında 1 Ocak 2019'dan itibaren 2 bin 200 lira olacak. Bir işçi alın teri döküyorsa başımızın üstünde yeri vardır.

"Bakın 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında aylık alıyor. 300 lira alan var. Yav insaf, bu insan nasıl geçinecek?

"Bu çarpık düzene önce isyan etmesi gereken esnaf kardeşim değil mi? Bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Burada önemli bir düzenleme var. Anayasa’nın 65'inci maddesi. Ben size bu hakları tanıdım ama ekonomik ve sosyal hakları devletin mali kaynakları gözeterek yerine getiririm diyor. Siyasal iktidarlar genelde bu Anayasa'nın 65'inci maddesine sığınıyor. Para var. Neden para var her şey kayıtlı. Tercih parayı kimin için harcayacağız? Neden bu soru sorulmuyor. Çünkü vatandaş ödediği vergilerin nereye harcandığını sorma hakkına sahip ama sormuyor.

"(Yargı bağımsızlığı)Nereye gidiyor bu para? Eğer tefeciye 159 milyar faiz ödeniyorsa, ben işsizim bana asgari ücret mi ödeyemiyorsun? İnsanlar haklarını yeterince arayamıyor. İnsanlar yargıda hak arar. Yargının bağımsızlığını anlamlı kılan da budur. Bağımsız ve tarafsız yargıdır. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyamazsa adalet dağıtmaz. Türkiye'de geldiğimiz nokta budur.

"(Barış bildirgesi)Barış bildirisini imzaladı diye binlerce akademisyenin görevine son verildi. Gazeteciler hapiste, avukatlar, milletvekilleri hapiste. Çavuşlar hapiste, komutanları dışarıda. Öğrenciler hapiste, "dışarıya çık" talimatını veren komutanları dışarıda. Böyle bir çarpık dünyada yaşıyor şu anda Türkiye. 

"Kamu hizmetlerine girme hakkı herkese eşit tanınmalı. Üniversiteden atıp, pasaportlarına el koyuyorsunuz. Dönüp 'Bunlar ağaç kökü yesinler,' diyorsunuz. Ne zaman? 21. yüzyılda. O zaman insan haklarından nasıl söz edeceğiz.

"(Sözcü yazarlarına FETÖ soruşturması)

Sözcü gazetesi Türkiye'nin en çok satan gazetesi. Bağımsız yargının sözcülüğünü yapıyor. Şimdi onu bir terör örgütüyle irtibatlandırmaya çalışıyorlar. 'FETÖ'ye ne istedilerse verdik' diyen sen değil misin? FETÖ'nün her ayağını ortaya çıkardılar. Bir şey eksik: FETÖ'nün siyasi ayağı. Defalarca söyledim, bir daha söylüyorum: FETÖ'nün siyasi ayağı sarayda oturuyor. Bir numaralı aktörü o. Bunu söylüyorum mahkemeye de vermiyorlar. Her şey de veriyorlar. Çünkü götürüp mahkemede ortaya koyacağız.

"Emin Çölaşan ve Netati Doğru cumhuriyetten, kardeşlikten, demokrasiden yanadır. Bunlar açlığa, gelir dağılımındaki dengesizliğe karşı çıkmıştır. Bunlar özgür kalemler. Beni de eleştiriyorlar. Soramayız. İstediği gibi yazar. Beni üzen ise yargının içine düştüğü sefalet. Yargı buraya düşmemeliydi.

"Beni üzen ne biliyor musunuz? Yargının içine düştüğü sefalet. Bir savcı iddianame hazırlıyor. Gerçekten de Zaytung haberi gibi. Kaldı ki savcının bütün olayları bilmesi gerekiyor. İddianamede de diyor ki senin geçmişte FETÖ'yü eleştirmen FETÖ'cü olmadığın anlamına gelmiyor. Yani FETÖ'yü eleştirdiğini de biliyor."