Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Ben zaten sokaklardayım ama sen, 3 bin kişi olmadan çıkamazsın

Kılıçdaroğlu'nun bugün 5 büyükşehir adayını açıklaması bekleniyor

18 Aralık 2018 16:08

Parti Meclisi'nin toplanmasından hemen öcne konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisini hedef alarak söylediklerine tepki gösterdi. "Sen kimsin?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Ben zaten sokaklardayım. Senin gibi değilim, ben sıradan vatandaşlardan biriyim. Ben sokağa çıkarım kağıt da oynarım, tavla da oynarım esnafla ama sen 3 bin kişi olmadan sokağa çıkamazsın" dedi.

Erdoğan şunları söylemişti:

"Gezi gibi bir şeyler yapmaya kalkarsan, bu millet 15 Temmuz'da FETÖ'cülere meydanları nasıl dar ettiyse, yine dar ederiz. 15 Temmuz'da tankların arasından kaçmış olabilirsin. Bu defa kaçmaya fırsat bile bulamazsın" 

CHP'nin İyi Parti ile yerel seçimlerde iş birliği yapılmasına yönelik sağlanan uzlaşının ardından bugün İstanbul, Antalya, Adana ve Bursa adaylarını adaylaması bekleniyor. İstanbul için Ekrem İmamoğlu’nun isminin bugün resmen duyurulması beklenirken, kulislerde Ankara adayının da açıklanabileceği dile getiriliyor.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Merak ediyorum halkın yüzüne nasıl bakıyorlar? Vatandaşa ne söylüyor bunlar? Vatandaşımızın da oturup sorgulaması lazım. 16 yıldır seni sırtımda taşıdım demesi lazım. Sen bana sadece borç verdin demesi lazım.

"(Bütçe görüşmeleri) Parlamentoda bütçe görüşmeleri var. İşçiler, memurlar, sanayici, çiftçi bekler. Bütçe görüşmeleri sonuçlanacak ve ben de payımı alacağım derler. Çünkü 81 milyon insan vergi ödüyor. E bu toplanan paralar nasıl bölüşülecek, ben de oradan payımı alacak mıyım diye bekliyor vatandaş. Ama kimsenin bir beklentisi yok. Çünkü vatandaş biliyor bu bütçenin bir kısmı tefecilere gidecek.

"Bu bütçeye evet oyunu kullanmak harama, günaha ortak olmaktır' dedim. Bu kadar faizi hangi gerekçeyle veriyorsunuz? Türkiye'nin ekonomisini gidip tefecilere teslim ettiniz. Bütçe rantiyecilere, tefecilere, Saray'a yarıyor. Hepsinin bir eli yağda, bir eli balda. Sanıyorlar ki Türkiye'de her evde aynı şekilde. Böyle bir Türkiye'yi bitirdiler.

"(13 maddelik çözüm önergesi) Hafızanızı zorlayın. Tüm bu sorunalrı dile getiren parti biziz. Parlementoda da, onun dışında da, sivil toplumda da Türkiye'nin güncel sorunalrını samimi, içten bir şekilde aktarıyoruz. Herkes şunu bilmelidir: Türkiye'nin sorunalr var ama bu sorunların nasıl çözüleceğini de bliyoruz. Biz 13 maddeyi iktar kanadıyla paylaşıyorsak, bir allahın kulu da çıkıp 'Bakın siz bunu paylaştınız ama şurası yanlış' diyemedi. Baştan sorunu doğru tanımlarsanız çözümü de bulmuş olursunuz.

"(Asgari ücret) Asgari ücret net 1 Ocak 2019'dan itibaren net 2 bin 200 lira olur dedik. Başka partilerden belediyeyi aldığımız zaman, diyelim ki AKP'den MHP'den belediye kazandık. 1 Ocak'da asgari ücret ile 2 bin 200 arasındaki farkı ödeyeceğiz. Sadece o mu? Hayır. Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Bütün işçilere namus sözü veriyorum. Eğer bir belediye başkanı haksız yere bir çalışanın işine son verirse bana söyleyecek ben bunun peşine düşeceğim.

"1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında çalışıyor. Bunların büyük bir kısmı inşaat işçisi, mevsimlik işçidir. Bunların da sorunlarını mutlaka ama mutlşaka gündeme getirip çözmek boynumzuun borcudur.

"Damat hayatında yoksulluk nedir görmedi, vatandaşın derdini bilmedi. Devletin hazinesini gittiniz teslim ettiniz, akşam tencere kaynamıyor çocuklar aç bundan haberi yok, çocuklara harçlık verememek nedir bilmiyor, parasızlık nedir bilmiyor. Birisi tek adam, yanına almış damadını. Damat - kayınpeder hanedanlık gibi yönetiyor devleti. Saray'daki kibir abidesi diyor ki, 'Biz çiftçiye traktör yetiştiremiyoruz. Sen hayal aleminde geziyorsun' diyor. Allah aşkına nerede yaşıyor bu adam ben merak ediyorum? Birileri bunun önüne istatistikleri de mi koymuyor. Çiftçi çıktı söylüyor, 'Borç batağındayım, alan olursa satacağım' diye. Traktör satışları yüzde 62 düşmüş. Bu kibir abidesi çıkmış çiftçinin gözünün içine bakarak diyor. 

"Kavgadan medet uman bir anlayış var."

"Erdoğan kalkmış 'Sokaklara çıkarsanız şunu yaparsanız' diyor. Ben zaten sokaklardayım. Senin gibi değilim, ben sıradan vatandaşlardan biriyim. Ben sıradan bir evde oturuyorum sen Saray'larda oturuyorsun. Ben sokağa çıkarım kağıt da oynarım, tavla da oynarım esnafla ama sen 3 bin kişi olmadan sokağa çıkamazsın. Sen kimsin de benim yaşayıp yaşamayacağıma karar veriyorsun. Sen kimsin ya? Çıkar beni o alanlara oturup konuşalım. Kim vatandaştan, haktan yana oturup bi konuşalım. Ben senin gibi 4 bin liralık çay içsem zaten sokağa çıkamam. Ben vatandaşın o zaman yüzüne bakamam. Ama biz her gün normal bir aile sofrası neyse bizde de odur. Ben snein yaşamını asla kabul etmeme. Kendime de halka da bunu yapmam.Dilin şişecek be kardeşim sana cevap vermeyeceğim.

"Sen milleti sömürüyorsun, 81 milyonun ödediği vergiyi Londra'daki bir avuç tefeciye veriyorsun. Sen tefecilerin önünde diz çöktün ve kardeşim. Zaten çıkamazsın sokağa, ancak 3 bin kişiyle çıkabiliyorsun. Korkunun egemen olduğu bir ruh hali devlet yönetimine talip olamaz. Geldiğimiz nokta budur."