Gündem

Kılıçdaroğlu: Her alandaki çürüme futbola da yansıdı

"Türkiye’nin geldiği nokta bu. Bunu kişilere endekslemek doğru değil. Eğer bir sorumlu aranacaksa Türkiye’yi 14 yıldır yönetenlerde sorumluluk aranmalı"

22 Haziran 2016 12:32

Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, dünkü CHP grup toplantısından sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu'nun "Her alandaki çürüme futbola da yansıdı" dediğini söyleyen Sarıkaya Kılıçdaroğlu'nun şu ifadelerini köşesine taşıdı "Olayı bireyselleştirmek doğru değil. Eğer bir devlette yapı bozuluyorsa onun spora da yansımaması mümkün değil. Her alanda çürüme var. Bu çürümeden futbol da yani spor da nasibini alıyor maalesef. Türkiye’nin geldiği nokta bu. Bunu kişilere endekslemek doğru değil. Eğer bir sorumlu aranacaksa Türkiye’yi 14 yıldır yönetenlerde sorumluluk aranmalı" 

Muharrem Sarıkaya'nın Habertürk'te "Çürüme spora da yansıdı" başlığıyla yayımlanan ( 22 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Meclis’te milletvekilleri bu hafta sonu başlayıp bayramla birleştirilecek tatili iple çekerken, sonrasında siyasetin hareketlenmesi kaçınılmaz görünüyor.

Nedeni de temmuz ayı sonuna kadar çalıştırılması planlanan Meclis’te ardı ardına gelecek yasalar.

Bunların başında da teröre destek veren belediye başkanlarının görevden alınması, şirketlere kayyum atanması ile Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin yenilenmesine kadar birçok konu var.

Bu gündem yoğunluğu içinde dün hükümet ve muhalefet tarafıyla konuştum.

 

Desteğe devam

 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile sohbetimiz Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş heyetlerden kalan arada gerçekleşti.

Bu hafta görüşülmesi beklenen, askeri de MİT’e tanınan korumayla donatan teklife desteklerinin sürdüğünü söyledi.

“Güvenlik güçleri arasında yetkilerde farklılıklar olmamalı. Bir tarafı güçlendirip bir tarafı zayıf bırakmak doğru değil. Ancak, insan hakları ve demokratik haklar korunarak hukuk içinde olmalı” dedi.

 

TEPKİ DOĞRU DEĞİL

Kılıçdaroğlu ile sohbeti, ardı ardına gelen yenilgiler nedeniyle Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim ve kaptan Arda Turan’a yönelik taraftar tepkisine getirdim.

CHP Lideri, “tepkileri doğru bulmadığını” belirtip ekledi:

“Olayı bireyselleştirmek doğru değil. Eğer bir devlette yapı bozuluyorsa onun spora da yansımaması mümkün değil. Her alanda çürüme var. Bu çürümeden futbol da yani spor da nasibini alıyor maalesef. Türkiye’nin geldiği nokta bu. Bunu kişilere endekslemek doğru değil. Eğer bir sorumlu aranacaksa Türkiye’yi 14 yıldır yönetenlerde sorumluluk aranmalı. Bireysel tepkileri, Arda’ya yönelik veya Fatih Terim’e yönelik tepkileri doğru bulmuyorum.”

Bu aşamada 10. Yıl Marşı’nı yasaklayan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü’ne de “Halt etmiş. 10. Yıl Marşı’nı yasaklamak onun ne haddine yani?” tepkisini gösterdi.

Belediye başkanlarını görevden alan ve şirketlere kayyum atayan yasal düzenlemeye destek vermeyeceklerini bildirdi.

“Siyasi otorite, kendisine karşı çıkan her organı yok etmek için hukuki altyapısını oluşturmak istiyor. Yargıyı ona göre şekillendiriyor” dedi.

Kayyumun hata yapması halinde faturasının şirketlere ve vatandaşa çıkarılacağını belirtti; bütün bunlardan dolayı Avrupa Parlamentosu’nun çıkacak raporunun ağır ifadeler içerdiğini bildirdi.

Ziyaretçi akını arasında sohbetimiz sonlandı ve veda edip Meclis Kulisi’ne indim.

 

DAĞA DEĞİL SANDIKTAN

AK Parti Grubu’ndan çıkan İçişleri Bakanı Efkan Âlâ ile karşılaşıp sohbete başladık.

Başbakan’ın da “Getirmekte kararlıyız” dediği, CHP Lideri’nin karşı çıktığı kayyum yasası üzerinde sohbete başladık.

Bakan Âlâ, teröre karışan belediye başkanlarının yerine “seçilme yeterliliğine sahip ve de muhtemelen belediye meclisi içinden birinin yerine getirileceğini”söyledi.

“Kayyum atanacak diye yazılıyor, belediye şirket değil ki kayyum atansın”eleştirisinde bulunup devam etti:

“Aslolan belediyelerin elindeki iş makinelerini icraat yerine başka amaçlarla kullanıyor olmaları. Oysa icraya dönük kullansalar seçmeni de memnun edecekler, daha çok destek bulacaklar. Nitekim 1990’lı yıllarda İstanbul Belediyesi’nde örneği var. İcraya ağırlık verdiler, vatandaş da desteğini gösterdi, hükümete baskı oluşturdu, hizmet daha da fazlalaştı ve iktidara getirdi.”

Bu aşamada merhum Cumhurbaşkanı Demirel’in, “İçinde kalacak değiliz ya tabii ki sandıktan çıkacağız” sözünü anımsatıp devam etti:

“Önemli olan sandıktan çıkmaktır, dağa çıkmak değil. Dağdan gelirsin hiçbir şey ifade etmezsin, ama sandıktan gelirsin güçlü olursun.”

Yatırım yapan yabancıya vatandaşlık verilmesine ilişkin tasarının da yine bir ay içinde Meclis’e geleceğini açıkladı.

Seçileli 7 ay olmasına karşın yorgunluğu üzerinden dökülen Meclis’te dünkü hava böyleydi.