Gündem

KHK ile ihraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter: Darbe gecesi 'Bu suça da ortak olmayacağız' dedim; Burhan Kuzu'ya çok şey borçluyum

"İhraç sürecimiz OHAL'den önce başladı"

13 Eylül 2017 01:54

Ankara Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku bölümünde görevliyken "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attığı için KHK ile ihraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece "Bu suça da ortak olmayacağız" adlı bir bildiri hazırladığını söyledi. Yiğiter, "Darbe girişimi başarıya ulaşabilir yarın itibariyle Türkiye bir askeri cuntanın idaresi altında olabilir diye e-posta listesine göndermek üzere kısa bir bildiri yazdım, bildiride 'Halka karşı silah kullanmak suçtur. Bu suça da ortak olmayacağız' ifadesini kullandım" dedi.

AKP İstanbul Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Eski Başkanı ve Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'ya çok şey borçlu olduğunu söyleyen Yiğiter, "Hukuk Fakültesi'nde görevli olmak çok zor. Arkadaşlarıma hep 'bu mesleği bırakacağım' derdim. Burhan Kuzu bile profesör olduysa bu mesleği yapabilirim " şeklinde konuştu.

Yiğiter dün (12 Eylül 2017) Mersin Üniversitesi Mezunları'nın düzenlediği Komşu Kapısı Maçka Dayanışma Derneği'nde, "12 Eylül'den 28 Şubat'a 28 Şubat'tan OHAL'e Darbe, Üniversite ve Eğitim Öğretim Hakkı" konulu ders verdi. 

İhraç edildiği Ankara Üniversitesi'ne öğrenci olarak dönme hakkı kazanan Dr. Cenk Yiğiter'e özel yönetmelik değişikliği yapılmış ve kayıt yaptıramamıştı.

"İhraç sürecimiz OHAL'den önce başladı"

Yiğiter ihraç sürecinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan OHAL'den önce başladığını söyleyerek, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bildiriyi hedef aldı. Cem Küçük bizi 'sivil ölüm'e mahkûm etti. Sedat Peker kanımızda banyo yapmak istediğini söyledi" ifadesini kullandı. 

Akademisyen Cen Yiğiter şöyle konuştu:

"15 Temmuz darbe girişimi gecesi 'Allah'ın lütfu' denilen şey gerçekleşti. Yıllarca koyun koyuna bu ülkeyi yönettikleri, bu ülkenin insanlarına haksızlık ettikleri, besleyip büyüttükleri her şeyi beraber yaptıkları o örgüt, Fethullahçı yapılanma bir darbe girişiminde bulundu. Bu ülkenin insanlarına bu ülkenin insanların vergileriyle alınmış silahları doğrulttu. Bu süreci Erdoğan 'Allah'ın lütfu' olarak değerlendirdi. 15 Temmuz'dan 1 gün sonra öğlen saatlerinde Hakkari Üniversite'sinde barış bildirici arkadaşlarımız açığa alındı. 15 Temmuz'da sonra olan ilk olay bu. Bizde dedik ki tankların birinde barış bildirisi imzacılarından birini mi buldular acaba. Fethullahçı yapılanma darbe yaptığı zaman akıllarına ilk gelen biz olduğumuza göre...

"Darbe gecesi 'Bu suça da ortak olmayacağız' dedim"

"O gece bir arkadaşımın düğünü için Sarıyer'deydim. Gece 02.00'de ilk olarak sivil halka yönelik katliam haberleri gelmeye başladı. Ben kısa bir tweet, bir de üniversitenin e-posta listesine göndermek üzere bir metin yazdım. Bu darbe başarıya ulaşabilir yarın itibariyle Türkiye bir askeri cuntanın idaresi altında olabilir diye. Bildiride 'Halka karşı silah kullanmak suçtur. Bu suça da ortak olmayacağız' yazdım.

"Burhan Kuzu olmasaydı..."

Arkadaşlarıma hep 'Ben bu mesleği bırakacağım' derdim. Her derse girişimde heyecandan karnım ağrıyor. Anayasa Profesörü Burhan Kuzu olmasaydı mesleği çoktan bırakmıştım. 'Bu adam bile profesör olabiliyorsa herkes her şey olabilir' dedim."