Dünya
Deutsche Welle

Kadın sünnetine karşı mücadele devam ediyor

6 Şubat Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Hoşgörü Günü ile Birleşmiş Milletler bu insan hakları ihlâline dikkat çekmek istiyor

06 Şubat 2017 16:58

Kadın cinsel organının tıbbi gereklilik olmaksızın dış kısmının kesilerek alındığı cerrahi müdahaleler kadın sünneti olarak adlandırılıyor. Uluslararası alanda insan hakları ihlâli olarak kabul edilen uygulama Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) yapmış olduğu açıklamaya göre dünya üzerinde en yoğun olarak Afrika, Orta Doğu'nun yanında bazı Asya ülkelerinde uygulanıyor. Dünya üzerinde sünnet edilmiş kadın sayısının yaklaşık olarak 200 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Kadın sünneti yoluyla işlenen insan hakları ihlâline dikkat çekmek amacıyla her sene 6 Şubat günü Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Hoşgörü Günü olarak kabul ediliyor. Kadın sünneti uygulamasıyla mücadele etmek için organize edilmiş en geniş çaplı küresel program UNFPA ve UNICEF eliyle 17 Afrika ülkesinde yürütülüyor.

Programın uygulandığı ülkelerden biri olanTanzanya, kadın sünnetinin kanunen yasak olduğu Afrika ülkelerinden birisi. Bu yasak 20 yıldır yürürlükte. Ülkede var olan yasağa rağmen kadın sünneti hala uygulanan bir pratik. Tanzanya'nın kuzey batısında yer alan Mara bölgesindeki polis teşkilatında dedektif olarak çalışan Saumu Nasongoma DW'ye açıklamasında, "Yasa dışı yollardan kadın sünneti gerçekleştiren insanlara dair sürekli duyumlar alıyoruz. Bu duyumlar üzerine kişileri yakalıyoruz” dedi. Nasongoma, buna rağmen sünneti gerçekleştiren kişilerin nadir olarak hüküm giydiğini dile getirdi.

"Mimutie” adlı organizasyonun kurucusu ve başkanı olan Rose Njilo kuzey Tanzanya'da kadınların neredeyse yüzde 25'inin kadın sünnetinin mağduru olduğunu itiraf ettiğini ifade etti. Njilo, ayrıca ülkede kadın sünnetinin kanunen yasak olması sebebiyle sünnet edilmiş kadınların bir kısmının sünnet edilmiş olduğu gerçeğini sakladığına ve bu sebeple de sünnet edilmiş kadın sayısının daha fazla olabileceği konusuna dikkat çekti.Kadın sünnetinin özellikle kuzey Tanzanya'da ve ülkedeki göçebe topluluklar içindeki uygulamasının yaygın bir sorun olduğunu belirten Njilo, bunun altıda yatan sebebin kadın sünnetinin Massai ve diğer halkların kültüründe kız çocukluğundan kadınlığa geçişi temsil eden kültürel bir uygulaması olduğunu dile getirdi.

Guinea-Bissau: Kadın sünneti yasağa rağmen hala çok yaygın

Batı Afrika'da yer alan Guinea-Bissau devleti 2011 yılında kadın sünnetini yasaklamış olmasına rağmen kadın sünneti Müslüman toplulukları arasında yasağa rağmen hala yaygın olarak uygulanan bir pratik. Guiea-Bissau 40 farklı etnik kültürün bir arada yaşadığı çok kültürlü bir ülke. 1,8 milyon nüfuslu ülkenin neredeyse yarısı Müslüman.

Kadın sünneti yasağına karşı örgütlemiş olan bir hareket yasağın kaldırılmasını talep ediyor. Hareketin merkezi başket Bissau'nun Missra adındaki bölgesinde bulunan küçük bir cami. Cemaatin lideri Iaia Jalo, "Ülkedeki müslümanların yüzde 95'i Kuran ve Sünnet gibi İslami kaynakların kadın sünnetine izin verdiğine inanıyor. Kadın sünneti Guinea-Bissau'nun islamiyeti kabul etmiş toplulukları arasında yüzyıllardır uygulanan eski bir gelenek” diyerek kadın sünnetini savundu.

Jalo, "Kadın sünneti ile alakalı herhangi bir sorun yok. Guinea-Bissau'daki Müslüman kadınlar her zaman sünnet ediliyorlar ve çok azı bundan dolayı acı çekiyor” dedi.

Kadın sünnetine karşı kitlelerin bilinçlendirilmesi

Bir dönem Guinea-Bissau'nun Dışişleri Bakanı görevini üstlenmiş olan ve şu anda "Guinea-Bissau'daki Kadın ve Çocuklara Zarar Veren Geleneksel Uygulamalara Karşı Komite”nin başkanlığı yapan Fatumata Djau Baldé ise bu konuda yukarıdaki yapılmış olan açıklamalara katılmıyor. Baldé ülkede bu tip pratiklerin hala varlığına devam ediyor oluşundan büyük çoğunlukla erkekleri sorumlu tutuyor. Baldé DW'ye açıklamasında, "Dindarlığı kullanarak bu tip uygulamaları savunuyorlar. Bazıları kadın sünnetinin Kuran'ın bir emri olduğunu söylüyor. Birçok kadın da okuma yazma bilmediği ve Kuran'a ilişkin bilgileri olmadığı için de bu söyleneni kabul ediyor” dedi. Baldé ülkede Kuran'nı okuyan ve yorumlayanların özellikle erkekler olduğunu bu yüzden de erkeklerin şu ya da bu Kuran'da yazıyor dediklerinde çoğu kadının buna inandığını dile getirdi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Guinea-Bissau'daki kadın nüfusunun neredeyse yarısı kadın sünnetinin mağduru. Fatumata Djau Baldé'nin başında bulunduğu organizasyon, Tanzanya'daki Minutie adlı örgüt gibi kadın sünneti konusunda bilinçlendirme çalışmaları yaparak mücadele yürütüyor. Kadın sünnetinin durdurulmasına ilişkin düzenlenen kampanyaların hedef kitlesi özellikle ülkenin ücra köşelerindeki köylerde yaşayan kadınlar.

Bu kampanyalar sonucu elde edilen umut verici gelişmelerden biri de, Organizasyon'un vermiş olduğu rakamlara göre, 146 köydeki kadın ve erkeklerin gelecekte kadın sünneti uygulamasından vazgeçeceklerini taahhüt etmeleri. Bilinçlendirme çalışmaları ve doğru bilgilendirme ile Guinea-Bissau'da kadın sünnetine karşı bilinç gelişiyor diyen Fatumata Baldé, "Daha 2010 yılında Guinea-Bissau'daki kadınların yüzde 36'sı kadın sünneti uygulamasından yanaydı, 2014'te bu oran yüzde 13'e düştü, bu toplumdaki konuya ilişkin bilinçlenmenin bir göstergesidir” dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Antonio Cascais

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle