Çevre

İzmir'in temiz tek su havzası Efemçukuru'nun ÇED raporu iptal edildi

İzmir için yaşamsal öneme sahip bölgede yaklaşık 10 yıldan bu yana altın ve gümüş madeni işletilmesi gündemde

23 Mayıs 2015 16:17

İzmir’in temiz tek su havzası olan Tahtalı’nın sınırında bulunan Efemçukuru’nda, Kanadalı Tüprag Firması'nca 2011’den bu yana faaliyet gösteren altın madeninin kapasite artışı için verilen ÇED olumlu belgesi İzmir 1. İdare Mahkemesi’nce iptal edildi.

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası, Avukat Arif Ali Cangı ve Efemçukuru Köyü’nden Ahmet Karaçam tarafından, söz konusu ÇED raporuna karşı dava açılmıştı.

EGEÇEP Dönem Sözcüsü Merih Yücel, bu kapsamda bilirkişi heyetinin madende keşif yaptığını, toprak, su ve atık örneklerinin incelendiğini söyledi. Heyet kararında, ÇED raporlarında belirtilen oranların üzerinde kirliliğe rastlandığını, mahkemenin de bunu doğrular yönde karar verdiğini belirten Yücel, “Bu kararın ardından altın madeni derhal kapatılmalıdır. Madenin kapatılmaması halinde oluşacak kirlenmeden şirketle birlikte başka İzmir Valiliği olmak üzere yetkili tüm kamu idareleri ve kamu görevlileri doğrudan sorumlu olacaktır” diye konuştu.

İptal edilen kapasite artırımıyla, madenin toplam cevher rezervinin 2.5 milyon tondan 8.5 milyon tona, çalışma süresinin de 12 yıldan 17 yıla çıkarılması öngörülüyordu.

Kararın ardından, İzmir-Bergama,Eşme,Sivrihisar,Havran/Küçükdere ELELE Hareketi, İzmir Tabip Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve EGEÇEP’ten yapılan (Ege Çevre ve Kültür Platformu) ortak basın açıklaması şöyle:

Mahkeme karar verdi

İzmir'in Su Havzasını Kirleten Efemçukuru Altın Madeni Derhal Kapatılmalı!

EFEMÇUKURU İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık % 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer almaktadır.

İzmir’in arseniksiz tek su havzası olan bölge aynı zamanda orman alanları, ekolojik üzümleriyle, İzmir’in damı olarak nitelendirilmektedir. Yani Efemçukuru’nda yaşanacaklar İzmir kentini doğrudan etkileyecektir. İzmir için yaşamsal öneme sahip bu bölgede yaklaşık 10 yıldan bu yana altın ve gümüş madeni işletilmesi gündemde. Maden işletmesine yönelik yıllardır süren tartışmalarda ve davalarda yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, “yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleteceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımı sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağı”na dair raporlar yazıldı.

Ciddi bilimsel uyarılara rağmen çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturan altın madeni 2011/Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Bu  haliyle yarattığı riskler yetmiyormuş gibi altın madeninin kapasite artırımı talebi 31.12.2012 tarihli ÇED olumlu belgesiyle olumlu karşılanmıştı. Kapasite artırımı projesiyle toplam cevher rezervi “2.5”milyon tondan “8.5”milyon tona, faaliyet süreci “12” yıldan “17” yıla, ekonomik olmayan kaya (PASA)  “660”bin tondan “3.200.000” tona ve yüzeyde kapladığı stok alanı “4.74” hektardan “12.32”hektara, ortaya çıkacak proses atığı(kuru atık) “2.2” milyon tondan “8” milyon tona ve yüzeyde kapladığı deponi alanı “7.67” hektardan “16.18” hektara çıkacaktı.

Kapasite artırımı ÇED olumlu belgesinin iptali için EGEÇEP, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası, Av.Arif Ali Cangı ile Efemçukuru Köyü'nden Ahmet Karaçam tarafından dava açılmıştı. Tüm İzmirlilerin davası haline getirilen yargılamada mahallinde keşif yapılmış, toprak, su ve atık örneklerinden tahliller yapılmış, düzenlenen bilirkişi heyeti raporu sonunda dava sonuçlanmıştır. Yapılan yargılamada yapılan toplam 14.661,60 TL.lik yargılama masrafı  imece usulü karşılanmıştır. .

İzmir 1.İdare Mahkemesi'nin 16.04.2015 tarih ve 2013/801 Esas, 2015/577 sayılı kararında çevre hakkını düzenleyen Anayasanın 56.maddesi, Çevre Kanununun çevrenin korunması başlıklı 9.maddesi, ÇED'e ilişkin yasa, yönetmelik düzenlemeleri ile  uluslararası çevre koruma sözleşmelerinden söz edilerek, özetle;

bilirkişi raporunda; "kesif sırasında alınan kuru atık örneğinin XRD analizinde tespit edilen baslıca minerallerin ÇED raporu beyanları ile uyumlu olduğu, kesif sırasında kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından arsenik (As), kadmiyum (Cd), bakır (Cu), kurşun(Pb), mangan(Mn), nikel (Ni), selenyum(Se), kükürt (S), çinko(Zn) elementlerinin dünya kabuk ortalaması (DKO) seviyelerini astığı, bu elementler arasında As, Cd, Cu ve Zn elementlerine ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde olduğu, özellikle Cd (1397 ppm) ve Cu (7806 ppm) metallerinin (DKO) değerlerinin çok üzerinde olduğu"nun tespit edildiği,

Bu durumda; ",...yeraltı suyu kalitesini bazı mineraller ve metaller açısından olumsuz olarak etkileyecek olması, kuru atıktan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından bazı elementlere ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde, bazı metallerin değerinin ise dünya kabuk ortalamasının (DKO ) değerlerinin çok üzerinde olduğunun tespit edilmesi, yine pasa yani ekonomik olmayan kaya(EOK) sahasında bulunan pasa materyalindeki bazı metal konsantrasyonlarının DKO seviyesinden belirgin şekilde yüksek olduğu, bu metallerin yan kayaçta da bulunduğu ve EOK sahası pasa malzemesinde yüksek konsantrasyonda S varlığının bu sahada asit-maden drenajı (AMD) oluşması riskini artırdığı, bu yolla da söz konusu yüksek konsantrasyonlu ağır metallerin mobil hale gelmesinin mümkün olacağının belirlenmiş olması, ekonomik olmayan kaya depolama alanı  için ÇED kapsamında yer alan bir eluat analizi bulunmaması ve bu saha için öngörülen taban yalıtım malzemesinin sızdırmazlık ömrünün çok kısa olması gibi tespit edilen ÇED raporunda ki eksiklikler,çevre için yaratacağı olumsuzluklar ve bu eksikliklerin giderilmemesi halinde faaliyetin oluşturabileceği çevresel etkilerin ve risklerin daha artmasının beklenebileceği hususları dikkate alındığında, tesis edilen dava konusu işlem ile İzmir İli, Menderes İlçesi Efemçukuru Köyü sınırları içindeki Efemçukuru Altın Madeni Kapasite Artısı Projesi için verilen ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline..."

karar verilmiştir.

Mahkeme kararıyla, biliminsanlarının yıllardır uyardıkları gibi Efemçukuru yöresinde ağır metal kirliliğinin başladığı kanıtlanmıştır.

Bu karar üzerine Efemçukuru altın madeni derhal kapatılmalıdır.  Madenin kapatılmaması halinde, oluşacak kirlenmeden şirketle birlikte başta İzmir Valiliği olmak üzere yetkili tüm kamu idareleri ve kamu görevlileri doğrudan sorumlu olacaklardır.

Yıllardır yürüttüğümüz haklı mücadelemizin sonunda yargı İzmir'in yaşamı koruyacak bir karar vermiştir, kararı uygulatma görevi bizlerin ve tüm İzmirlilerin görevidir.

Buradan 7 Haziran seçimine giren partilere ve İzmir'in milletvekili adaylarına "İzmir'in suyunun korunması" ile "İzmir'in damının Altıncıların karına feda edilmesi" arasında tercih yapmaları, tercihlerini net biçimde açıklamaları çağrısında bulunuyoruz.

İzmir-Bergama,Eşme,Sivrihisar,Havran/Küçükdere ELELE Hareketi

İzmir Tabip Odası

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu)