Eğitim

İstanbul Üniversitesi'nde 'Ferman devletin, üniversiteler bizimdir' diyen öğrencilerden Beyazıt Marşı

İstanbul Üniversitesi öğrencileri akademide yaşanan ihraçlara karşı, Beyazıt ana kapısında eylem yaptı

16 Şubat 2017 19:15

İstanbul Üniversitesi’nde KHK’larla ihraç edilen öğretmenleri için öğrenciler “Üniversitelere saldırı topluma saldırıdır” diyerek Beyazıt ana kapı önünde buluşarak eylem gerçekleştirdi. Eylem sırasında yaşan arbedede, polis 6 öğrenciyi gözaltına aldı.

Üniversiteye saldırı topluma saldırıdır" pankartı açan öğrenciler "Ferman devletin üniversiteler bizimdir", "Direne direnen kazanacağız", "Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet", KHK'lar gitsin  biz kalıyoruz",  "Üniversiteler bizimdir bizimle ozgurleşecek", "AKP elini elini üniversiteden çek" sloganları atıldı. Ellerinde "Üniversite postalları yenecek", "Üniversiteler bizimdir bizimle özgürleşecek", "Hayır susturulamaz", "Üniversiteler teslim olmaz", "Akademi kıyımına son" dövizleri taşıdı.

Eylemde KHK ile ihraç edilen Levent Dölek ve İzzettin Önder’in konuşmalarının ardından basın açıklaması gerçekleşti ve Beyazıt Marşı okundu.

'Ferman devletin, üniversiteler bizimdir' diyen öğrencilerden Beyazıt Marşı:

 "Geri döneceğimiz biliyoruz"

Açıklamada ilk sözü KHK ile ihraç edilen Arş.Gör. Levent Dölek aldı. Dölek, "Üniversitenin içersine giremiyoruz. Ama içimiz buruk değil. Çünkü başımız dik bizim. Geri döneceğimizi biliyoruz" dedi. "Biz bugün dışardayız ama bu kapıdan slogan atarak çıkanlar bizim düşüncelerimizi yaşatıyor" diyen Dölek, "Biz üniversiteleri terk etmedik. Cebecideki, Marmaradaki hocalarımız üniversiteleri hiçbir şekilde terk etmedi. Etmiyor. O yüzden selam olsun direnene mücadele edene" diye konuştu. 

Arş.Gör. Levent DölekHer yaptıklarının arkasında olduklarını söyleyen Dölek, "Ama onlar bu ihraçların arkasında olamazlar. Yüzümüze bakamayacaklar. Onlar da haksız ve adaletsiz olduklarını biliyorlar. Bu Türkiye tarihinde kara bir leke. Ama biz direnenler adlarımızı kazıyacağız. Biz kardeş kavgasını istemiyoruz. Bu ülkenin gençleri birbirlerini vursun istemiyoruz. Bizim kavgamız halkı ezenlere karşı, sömürülenlerin sömürene karşı verdiği kavgadır. Eğer bir kavga verilecekse bu halkın çıkarları temelinde olmalı. Ezilenler, yoksullar yanımızda olsun. Memleketin önünde ya başkanlık ya kaos ikilemi koyuyorlar ama asıl mesele de sınıf kavgasıdır. Bu kavga hürriyetin kavgasıdır. Geçmişte bu ülkede emperyalizmi defedenlere saldırdılar. Bugün de aynı zihniyet yaşıyor.  Emperyalistlere karşı susmuyoruz" dedi.

Dölek: Onlar bu üniversitelerin unutmak istediği kötü birer anı olarak kalacaklar

Refenrandum çalışmasında Hayır diyenlere zulm yaşadıklarını söyleyen Dölek, "Biz olanca güçümüzle hayır diyeceğiz. Kendinizi güçlü gosterdiklerini sanıyorlar ama hakkın ve haklının karşında her gün küçülüyorsunuz. Kaybedeceksiniz. Çünkü bu halkın yüreğindeki hürriyet kavgası büyüyor" diye konuştu.

"Bu mücadele tarihsel bir mücadeledir"

Prof. Dr. İzzettin Önder

Prof. Dr. İzzettin Önder ise şunları söyledi:

"Tarih tekerrür ediyor ama aydınlığa doğru gitmiyor. Üzüntülü değiliz, üniversite her yerdedir. Binaların içinde değildir.  Üniversite toplumun zihnidir. Biz sermayeye karşı, dünya emperyalizmine karşıyız. Kapitalizme karşıyız. Bizim bunu her yerde anlatmamız lazım. Genişletmemiz lazım. Bu mücadele tarihsel bir mücadeledir."

"Her geçen gün bilimin yerini dogma alıyor"

Öğrenciler adına açıklamayı Şilan Delipalta okudu.

Delipalta, "Muhalif kanallar kapalıtılıyor, basın susturuluyor, gazeteciler yazarlar, siyasetçiler tutuklanıyor. iktidarın başkanlık uğruna girdiği bu yolda muhalifete yönelik bu saldırıların en çok gerçekleştiği yerlerden birisi de AKP'ye hiçbir dönem biat etmemiş olan üniversiteler. Bugün üniversiteler yeni bir saldırıyla karşı karşıya. Geçtiğimiz dönem İstanbul Üniversitesi'ne gerçekleşen saldırı, son çıkan 686 sayılı KHK ile bu kez Ankara Üniversitesi'ne, Marmara Üniversitesi'ne, Yıldız Teknik Üniversitesi'ne ve daha pek çok üniversiteye gerçekleşti. Onlarca akademisyen görevlerinden ihraç edildi" dedi.

İktidarın bir türlü boyun eğdiremediği üniversitelere yaşanan bu saldırıların münferit olmadığının farkında olduklarını belirten Delipalta, "Bir yıl önce barış akademisyenlerine yönelik başlayan saldırılar bugün çıkarılan KHK'larla üniversiteye, dolayısıyla bütün bir topluma yönelik saldırılar olarak devam ediyor. Memleketin en değerli fakültelerinin en değerli akademisyenleri muhalif oldukları icin işlerinden atılıyor. Eğitimin içeriği boşaltılıyor, üniversiteler niteliksizlestiriliyor, her geçen gün bilimin yerini dogma alıyor" diye konuştu.

"Üniversiteler hiçbir zaman padişahımçok yaşa demeyecek"

Delibalta, "Biz üniversitenin gerçek sahipleri olarak soruşturmalar geçirmek, tutuklanmak, tıp fakültesi öğrencisi Remzi Ersu gibi harç paramızı ödemek için çalışırken iş cinayetlerinde ölnıek istemiyoruz. Parasız eğitim, bilimsel, yönetiminde söz, yetki ve karar hakkımızın olduğu üniversiteler istiyoruz, alacağız. Bu saldırıların bugün yaşanıyor olmasının nedeni kuşkusuz üniversitelerden çıkacak güçlü ‘hayır’ sesidir. İktidar, her dönem karşısında olan üniversitenin başkanlığa hayır diyeceğinin farkında ve bu sesi kısmak istiyor. Bu baskılara da başkanlık anayasasına da ‘hayır’ diyoruz. Hayırın sesinin kısılmak istenmesine karşı kampüs kampüs, fakülte fakülte ‘hayır’ sesini büyüteceğiz. Bugün üniversiteye saldıranlar referandumda da üniversitenin gücünü görecek" dedi. 

"Beyazıt'tan Mülkiye'ye, Mahirlerin okuluna bin selam olsun!"

Tarihi günler yaşadıklarını söyleyen Delipalta sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üniversiteye saldıranlar, hocalarımızın cübbelerini ayakları altına alanlar kaybedecek, 82 yaşında üniversitede barikatta bekleyen Korkut Boratav hocamızın inancı ve kararlılığı kazanacak. Üniversite kazanacak, toplum kazanacak; bu halka, bu ülkenin ilerici birikimini temsil eden üniversitelere savaş açanlar elbet kaybedecek.Üniversite hiçbir zaman padişahım çok yaşa demedi, demeyecek. Bilinsin ki Mülkiye'nin tarihi ‘padişahım çok yaşa’ demeyi reddederek, Abdülhamit'in dağıttığı şekerleri kıran öğrencilerin tarihidir. Beyazıt ile Mülkiye arasında tarihin her döneminde bir direniş kardeşliği yaşanmıştın İstanbul Üniversitesi'nde Menderes'in baskıcı rejimine karşı direnen üniversitelilere açılan ateşte Turan Emeksiz vurulurken Mülkiye de gururla taşıyacağı kurşun izlerine sahip olmuştur. Turan
Emeksizlerden, Deniz Gezmişlere uzanan anlı şanlı tarihiyle Beyazıt'tan Mülkiye'ye, Mahirlerin okuluna bin selam olsun! Abdülhamit'in istibdatına meydan okuyan üniversitelilerin ruhuyla mücadele sürüyor. Bir kez daha: Kahrolsun İstibdat yaşasın Hürriyet"