Gündem

'IŞİD için çok ama çok önemli birkaç isim takasta kullanılmış'

Abdülkadir Selvi: İslam dünyasına yönelik operasyonlarda yer almak demek, Türkiye'nin Ortadoğu vizyonunun çökmesi demektir

22 Eylül 2014 12:48

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından rehin alınan 46 rehinenin kurtarılmasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da dile getirilen "takas" konusu için "IŞİD için çok ama çok önemli olan birkaç isim takasta kullanılmış. Bu MİT'in çok önemli bir operasyonel başarısı. Her türlü imkan devreye sokulmadan, böylesine muazzam bir başarı elde edilebilir miydi?" dedi. 

Selvi, Türkiye’nin ABD önderliğinde kurulan koalisyona katılıp katılmayacağı konusunda, “İslam dünyasına yönelik operasyonlarda yer almak demek, Türkiye'nin Ortadoğu vizyonunun çökmesi demektir” ifadelerini kullandı.

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Takas oldu mu?” başlığıyla yayımlanan yazısı (22 Eylül 2014) yazısı şöyle:

 

Takas oldu mu?

 

CIA, 1 yıldır IŞİD'in elinde tutulan Amerikalı iki gazeteciyi kurtarmak için operasyon yaptı, başarısız oldu.

IŞİD Amerikalı James Foley ve Steven Sotloff'u boğazlarını keserek infaz etti.

İngiltere, IŞİD'in elinde rehine olan İngiliz yardım görevlisini kurtaramadı, IŞİD David Haines'i boğazını kesmek suretiyle öldürdü.

İran'da Humeyni devriminden sonra ABD, Tahran Büyükelçiliği'nde görevli olan 52 personelini kurtarmak için operasyon yaptı. ABD jeti ile helikopter sahrada çarpıştı, operasyon başarısızlıkla sonuçlandı, ABD gülünç bir konuma düştü. Amerikalı rehineler ancak 444 gün sonra İran makamları tarafından serbest bırakıldı.

Rusya'da Basayev liderliğindeki Çeçenler, 1 Eylül 2004 tarihinde Beslan'de bir okulu bastı. 3 gün sonunda Ruslar rehineleri kurtarmak için müdahale ettiler. Tam bir felaket yaşandı. 200 sivil öldü, 642 kişi ise yaralandı.

Tarih 23 Ekim 2002.

Çeçenler yine Moskova'da tiyatro bastılar. Ruslar rehineleri kurtarmak için müdahale ettiler. Sonuç operasyon sırasında 119 seyirci öldürüldü.

Gelelim Türkiye'ye...

19 Ekim 2013.

Lübnan'da kaçırılan pilotlarımız Murat Akpınar ile Murat Ağca 71 gün sonra kurtarıldı.

5 Ocak 2014 Milliyet Gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün 40 gün sonra Suriye'den getirildi.

10 Haziran 2014 IŞİD'in elinde 23 gündür rehin tutulan 31 TIR şoförü kurtarıldı.

20 Eylül 2014'te 102 gündür IŞİD'in elinde olan 49 rehinemiz kurtarılarak dünyaya parmak ısırtan bir operasyonla Türkiye'ye getirildi.

Nazım Hikmet'in, 'Abidin sen mutluluğun resmini yapabilir misin?' sözü gerçek oldu. Abidin Dino değil, tüm Türkiye, mutluluğun resmini yaptı.

Rehinelerimiz kurtuldu, ayağımızdaki pranga çözüldü. Bu kez yeni bir tartışma başladı.

1-Rehineler kurtulduğuna göre Türkiye'nin IŞİD politikasında bir değişiklik olacak mı?

2-Rehineler hangi pazarlığın karşılığı bırakıldı?

Hangi pazarlık olursa olsun. Hiçbir şey, Ela bebeğin bir tırnağına değer mi?

102 gündür büyük bir gizlilik içinde yürütülen çalışmaların sonucunda mutlu sona ulaşıldı. Yeni yasanın 4-D maddesi ile MİT'e dış operasyonel yetkinin verilmesine muhalefet edenlerin ne diyeceğini merak ediyorum.

Çözüm sürecinde PKK ile masaya oturanları yargılamaya kalkışan paralel zihniyetin, Suriye'deki Türkmenlere yardım götüren MİT TIR'larına Adana'da operasyon yapanların, rehinelerimizi kurtarmak için IŞİD'le görüşmeler yapan MİT görevlilerini yargılamayacakları garantisini kim verebilirdi?

7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı almaya kalkışan paralel yargı, IŞİD'le görüşen MİT mensuplarını yargılamak için durur muydu? Yasal bir güvence sağlanmadan hangi MİT yöneticisi bu tür temasları yürütebilir?

MİT Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran CHP, bu durumda ne diyecek merak ediyorum?

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'ye giderken, rehinelerin kurtarılması için takas yapılıp yapılmadığı yönündeki soruya, 'Velev ki takas oldu' şeklinde verdiği karşılık, bu konuda merakları kamçıladı.

Bu durum Erdoğan'ın, başörtüsü konusunda ki, 'Velev ki' demesine benzemiyor ama biraz işin perde arkasını araştırdım, mutfakta bir şeyler olmuş. IŞİD için çok ama çok önemli olan birkaç isim takasta kullanılmış. Bu MİT'in çok önemli bir operasyonel başarısı. Her türlü imkan devreye sokulmadan, böylesine muazzam bir başarı elde edilebilir miydi?

Rehineler kurtuldu, Türkiye'nin IŞİD politikası değişecek mi? Hadi daha açık olarak sorayım, Türkiye, IŞİD'e karşı oluşturulacak koalisyonda yer alacak mı?

Türkiye, 10 Ekim 2013'te IŞİD'i terör örgütü ilan etmiş bir ülke. IŞİD'den en fazla zararı gören ülke Türkiye. Dün itibariyle 70 bin mülteci sınırlarımızdan içeri girdi. Bırakın 70 bini 7 kişiye bile bir lokma ekmek sağlamayan ABD ise, IŞİD'le mücadelenin liderliğine soyundu. IŞİD'in mucidi ABD. Yarın IŞİD'le işbirliği yapmayacağından emin olmadığımız ülke yine ABD.

ABD gidecek, biz bu coğrafyada yaşamaya devam edeceğiz.

Türkiye, tampon bölge gibi tedbirlere var. Ama kara gücü olmak ya da İncirlik Üssü'nü kullandırmak gibi operasyonlarda ise yok.

İslam dünyasına yönelik operasyonlarda yer almak demek, Türkiye'nin Ortadoğu vizyonunun çökmesi demektir. 

İlgili Haberler