Gündem

'İnsanlığın, 12 kişiye düzenlenen cinayet için ayağa kalkmasını ibretle izledik'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Fransa'nın başkenti Paris'te 12 kişinin öldürüldüğü Charlie Hebdo saldırısı sonrası yapılan dayanışma yürüyüşüne ilişkin konuştu

13 Ocak 2015 15:33

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, tarihi Paris yürüyüşüne ilişkin olarak, "İslam coğrafyasında 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın, 12 kişiye düzenlenen cinayet için ayağa kalkmasını ibretle izledik" dedi.

Fransa'nın başkenti Paris'te yayın yapan mizah dergisi Charlie Hebdo dergisine geçtiğimiz hafta çarşamba günü (7 Ocak 2015) düzenlenen saldırıda 12 kişi ölmüştü. Hayatını kaybeden derginin 5 karikatüristi arasında, yazı işleri müdürü Stéphane Charbonnier de vardı. 

30. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Fransa'nın başkenti Paris'te 12 kişinin öldürüldüğü Charlie Hebdo saldırısı sonrası yapılan dayanışma yürüyüşüne ilişkin, 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın, sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izlediklerini söyledi. 

İslam'a göre her canın değerli olduğunu, her masum insanın yok edilmesinin tüm insanlığı yok etmeye eşdeğer olduğunu belirten Görmez, "Zaman içerisinde İslamafobia, tüm dünyayı sararak korku olmaktan çıkarak, önce nefret ve düşmanlığa daha sonrada şiddete dönüştü. Araştırmalar, Avrupa’da yaşayan 3 kişiden birinin bu korkuya kapıldığını gösteriyor" dedi. 

 

'Dinler arasında diyalog olmaz' 

 

Diyalog kelimesinin de kirlenen bir kelime olduğunu vurgulayan Görmez şöyle konuştu: 

"Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında, Müslümanlarla Yahudiler arasında, Müslümanlarla herhangi bir din mensupları arasında hakka ve adalete dayalı olarak insani ve sosyal her türlü ilişki olur. Ancak tevhid ve teslis arasında diyalog olmaz. 1960'lı yıllardan bugüne kadar 'dinler arası diyalog' başlığı altında yapılan hiçbir toplantı insanlığa hiçbir şey katmamıştır. Dinler arasında diyalog olmaz. Hele hele bazı yerlerde diyalog merkezleri kuruldu. Bu merkezlerde dinlerin ortak yönleri bir araya getirilmek suretiyle adeta melez bir din üretilme çabalarına da şahit olduk. Bu hiçbir Müslümanın kabul edebileceği bir şey değildir. Eğer kendi inancına saygı duyuyorsa herhangi bir Hıristiyan'ın da kabul edebileceği bir şey değildir. Tekrar ediyorum tevhid ile teslis arasında diyalog olmaz ama Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında Müslümanlarla gayrimüslümler arasında hakka ve adalete dayalı birlikte yaşamanın ahlakı, birlikte yaşamanın hukuku ve bunun kriterleri olur. Bunu da dünyaya armağan eden dinin mensuplarıyız biz."