Dünya

İngiliz ana muhalefet lideri Corbyn: Gazetecileri hapseden hükümetlere karşı çıkacağız

"Ülkesinde barış, demokrasi ve insan hakları istemekte birlik olan birçok Türk ve Kürt seçmenim var"

26 Haziran 2017 11:44

İngiltere'de İşçi Partisi'nin liderliğini yapan Jermy Corbyn, dünya çapında demokrasiyi ve insan haklarını savunacağını söyledi. Türkiye’deki insan hakları ve güvenlik meselesiyle ilgili olarak "Oldukça kaygılıyım" diyen insan hakları savunucusu olarak da bilinen ana muhalefet lideri, "Gazetecileri hapseden, yargıçları hapseden ya da halkın ifade özgürlüğünü engelleyen hükümetlere karşı çıkacağız" dedi.

İngiliz gazeteci Steve Sweeney’in Evrensel gazetesinin bugünkü nüshasında (26 Haziran 2017) yayımlanan haberi şöyle:

İngiltere İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Muhafazakar Parti’yi (Tory) yenme “işini bitirmeye hazır” olduğunu kaydederek, bir erken seçim zorlamak için mücadele edeceğini ve “felaket getirmiş kemer sıkma” politikalarına son vereceğini taahhüt ediyor. 

Corbyn ile Brighton’daki Unison konferansında görüştüm. Muhalefet Lideri, İşçi Partisi’nin büyük kazanımlar elde ettiği Britanya genel seçimlerinden sadece iki hafta sonra umut ve değişim için nasıl bir hareket inşa ettiklerini anlattı.

Anketlere göre Corbyn, May'in önüne geçti

Genel seçimlerin çağrısı, ezici bir zafer ve artmış bir parlamenter çoğunluk bekleyen Başbakan Theresa May tarafından yapılmıştı. Tersine, Toryler koltuk ve çoğunlukların; Corbyn ve diğerlerine göre de “yönetme yetkilerini kaybettiler.”

Geçtiğimiz Cuma açıklanan kamuoyu yoklamalarına göre, seçmenlerin kimin daha iyi başbakanın olacağı konusundaki tercihlerinde Corbyn, Theresa May’in yüzde 1 önünde. Neredeyse on yıl önce Gordon Brown’ın kısa popülerlik döneminden bu yana bir İşçi Partisi liderinin Torylerin önüne ilk defa geçişi bu.

Corbyn, “Kamuoyu anketleri hakkında normalde yorum yapmam” diyor ancak bir genel seçimde halkın tekrar İşçi Partisi’ne oy vermelerini ve partinin ortaya koymuş olduğu “tutarlı ve uyumlu” manifestoyu kabul ettiklerini görmekten mutlu olacağına değiniyor: “Çarşamba ve Perşembe günü parlamentoda oylamlarında bunlarının tümünü sınayacağız. Hükümet programına karşı oy kullanacağız ama aynı zamanda manifestomuzun temelinde yer alan bazı noktaları içerecek bazı kapsamlı değişiklikler de önereceğiz.” 

Erken seçimi zorlayacağız

Corbyn, Tory hükümetinin geleceği konusunda umutlu değil ve (Kuzey İrlandalı aşırı sağcı bir parti olan) DUP ile bir anlaşmaya varmış gibi görünmediklerini belirtiyor.

“Theresa May bir kaos koalisyonu sözkonusu olmasından korktuğu için seçimlere gitti ve bana öyle görünüyor ki sonuç tam da öyle oldu” diyor. 

Hükümete karşı çıkma konusunda kararlığını ifade ederek “erken bir genel seçimi zorlayacağını” söyleyen Corbyn, “Halkın ciddi bir programı hayata geçirecek ve Brexit müzakerelerini düzgün yürütecek istikrarlı bir hükümet istediğini ve ona muhtaç olduğunu düşünüyorum” diyor. 

İşbaşına gelen bir İşçi Partisi hükümetinin önceliklerinin neler olacağını da “toplumumuzun geleceğine düzgün bir yatırım yapan ve ülkemizi etkileyen konut krizine derhal yanıt veren ekonomik bir stratejiyi harekete geçirme” olarak özetliyor. 

Türkiye'de insan hakları ile ilgili kaygıları var 

İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn, Türkiye halkının uzun süredir yakın dostu ve bir demokrasi ve insan hakları savunucusu. Britanya’nın en büyük protesto hareketi olan ve Tony Blair’in 2003’deki Irak savaşına karşı yürüyen 2 milyon insanı harekete geçiren Savaşı Durdurun Koalisyonu’nun (Stop the War Coalition) ulusal başkanıydı.

Corbyn, Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nın (the Campaign for Nuclear

Disarmament-CND) bir destekçisi olarak da yaygın biçimde tanınıyor ve bu nedenle partide birçok kişiyle de ters düşüyor.

“Türkiye’ye birçok kez gittim ve hem Türk hem Kürt olan ve gerçekten de ülkesinda barış, demokrasi ve insan hakları istemekte birlik olan birçok seçmenim var” diyor Corbyn. Dünya çapında demokrasi ve insan haklarıyla hareket edeceklerini söylüyor: “Gazetecileri hapseden, yargıçları hapseden ya da halkın ifade özgürlüğünü engelleyen hükümetlere karşı çıkacağız.”

Corbyn, Türkiye’deki insan hakları ve güvenlik meselesinin tümüyle de ilgili “Oldukça kaygılıyım” diyor. 

Corbyn ayrıca, “Bunun yanında silah satışı sorununda daha zorlu olacağız. Gölge dışişleri bakanı Emily Thornberry, benim adıma halihazırda Yemen’deki etkinliklerinden dolayı Suudi Arabistan’a silah satışlarının askıya alınması çağrısında bulundu ve Bahreyn’de kullanılan Britanya silahlarına dair büyük kaygılarım var” diyor.

Hem fon aramayıp hem de yoksulların en kötü koşullarda hayatta kalnasını bekleyemezsin!

Kaçınılmaz olarak, Corbyn’in “hepimize bir mesaj gönderen korkunç bir trajedi” diye nitelediği, geçen hafta gerçekleşen Grenfell Tower faciasına geçiyoruz. 

Corbyn, “Kamu hizmetlerimize yeteri kadar fon ayırmamayı sürdürüp sonra da en yoksulların en kötü koşullarda hayatta kalmasını ve nihayetinde bir bedel ödememesini bekleyemezsiniz.

Grenfell Tower soruşturması sürerken mevcut durum 79 kişinin öldüğünün açıklanmış olmasıdır. Bu insanlardan biri bile ölmemeliydi, ve onların ve daha adları açıklanmamışların hatırasına, tüm konutlarımızı güvenli hale getirmek zorundayız, itfaiye ve kurtarma hizmetlerimiz için; daima halka yardım edebilmelerini sağlamak için düzgün biçimde fon ayırmalıyız” diyor.

İktidar sahipleri işçi sınıfının sesini duymuyor

Grenfell’de ne olduğuna dair süren soruşturmanın ve araştırmaların içeriğine değinerek, bina sakinlerinin yıllardır yetkilileri yangın riskine dair uyardıklarını kaydediyor İşçi Partisi Lideri Corbyn.

Binanın fıskiye sistemiş yokmuş, bina sakinleri yangın ve duman alarmlarının çalışmadığını bildirmişler ve belki en tahrip edici olanı da, bina onarımnda yangının daha çabuk yayılmasını sağlayan ucuz kaplamanın kullanılmış olması.

Bina sakinleri, yetkililerin anlaşarak, 1989’da yaşanan ve mağdur aileler için kısmi adalet sağlanması 25 yıl süren Hillsborough faciası gibi bu olayın da üstünün kapatacaklarından endişeliler.

Corbyn, “Hillsboroug’dan Orgeave’e uzanan bir eğilim ortaya çıkıyor. İktidar sahipleri işçi-sınıfının sesini duymuyor” diyor. Bunun Grenfell’de olmamasında kararlı: “Soruşturmanın nasıl sürdürülmesi gerektiği, ne gibi sorular sorması ve bunun ilelebet sürmesini engelemek için nasıl bir takvim oluşturulması gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyacak bir ekip oluşturdum. Cevapları çabuk istiyoruz.Ama aynı zamanda, adaletsizliklerin de sadece bunlar için süredir mücadele eden cesur kişiler sayesinde teşhir olduğunun da gayet farkındayım.” 

Kamu emekçilerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi

Corbyn, olası bir İşçi Partisi hükümetinin yapacağı ilk şeylerden birinin de, bu konularda kamu soruşturmaları açılmasını sağlama olduğunu açıkça ifade ediyor. 

Grenfell yangınına müdahele eden kamu emekçilerine ve itfaiye çalışanlarına ise hürmetlerini bildiren Corbyn, “O korkunç gecede herhangi bir insanın yapabileceği herşeyi yaptılar. Tehlikeli olduklarını bildikleri, kendilerinin de ölebileceklerini bildikleri yanan bir binaya girdiler. Aslında çok tehlikeli olması nedeniyle girmemeleri yönündeki tavsiyelere kulak asmayarak girdiler”

Neden böyle yaptıklarını sorduğunda ise “Çünkü işimiz itfaiyecilik. Yaptığımız bu,” diye karşılık vermişler. Bu nedenle Corbyn, Grenfell Tower faciasının kamu emekçilerinin ne kadar önemli olduklarını tümüyle gösterdiğini söylüyor.

Ve hemşirelere, itfaiyecilere ve diğer işçilere son yedi yılda dayatılan yüzde 14’lük ücret kesintileri konusunda hükümete tepki gösteriyor: “Ülkenin herhangi bir yerinde gittiğiniz herhangi bir hastanede personel eksikliği, acil ve kaza bölümlerinde çalışan hemşire ve yardım personeli arasında akıl almaz boyutlarda stres göreceksiniz. Vardiylarının sonuna gelen çalışanların hastalarına yardım etmek için iki ya da üç saat daha fazla kaldıklarıyla karşılaşacaksınız. Böylesi bir görevine adanmışlığa dayanarak ayaktayız. Buna rağmen, hükümet sadece büyük şirketlere ve toplumdaki en zenginlere vergi kolaylıkları yapmayı tercih ettiği için sağlığı, yaşlı bakım hizmetlerini ve yerel yönetimlere yeterli bütçe ayırmamıştır.”

İşleri çok daha farklı bir biçimde yapacağız

Kendi hükümetleri döneminde ise “İşleri çok daha farklı biçimde yapacağız” sözünü veriyor Jeremy Corbyn: “Ama mesele aynı zamanda ne türlü bir toplum olduğumuz meselesi. En yoksul olanların ihtiyaçlarını gözardı mı edeceğiz? Evsizlerin yoksulluğunu gözardı mı edeceğiz, yoksa geleceğe yatırım mı yapacağız? Geleceğe yatırım yapan bir hükümet istiyorum ve biliyor musun, eğer bu olsaydı ne kadar uyumlu ve mutlu bir toplum olurduk.”