Gündem

İçişleri Bakanı: Tuğluk'un cenaze görüntülerini saniye saniye izledim, Ermeni ve Yahudi sloganı yoktu

"Hepsinin kimlikleri ve siyasi bağlantıları inceleniyor"

16 Eylül 2017 14:13

Eski milletvekili, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un Ankara'daki cenazesinde yaşananlara ilişkin olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu görüntüleri "saniye saniye izlediğini" söyledi. Soylu, "Buraya Ermeni gömdürmeyiz, buraya Alevi gömdürmeyiz" sloganları atıldığına dair iddiaya yönelik "Bu cümleler edilmemiş. Bunlar telaffuz edilmiş gibi bir algı oluşturmak çok tehlikeli. Maalesef bunu yapıyorlar" ifadesini kullandı.

Ankara'daki İncek Mahallesi Mezarlığı'na gelen bir grup, cenazeye saldırmış burada toprağa verilen Hatun Tuğluk’un naaşı, olayların büyümesi üzerinde mezardan çıkartılmıştı. Hatun Tuğluk'un cenazesi Tunceli'de toğrağa verilmişti. Türkiye'deki birçok çevreden tepki gelen olaylara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Dinimizde yeri yok" diye değerlendirmişti.

T24 yazarı Hasan Cemal de, "Bir Kürd anası, 78 yaşındaki Hatun Hanım artık Ankara'da toprağa verilemiyorsa..." başlıklı bir yazı kaleme almıştı.

HaberTürk'te Nagehan Alçı'nın "Süleyman Soylu’dan gelen telefon" başlığıyla (16 Eylül 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle: 

Dünkü yazım üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aradı. Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesinde yaşananlarla ilgili canı sıkkındı. Olayı duyar duymaz mezar yerine gittiğini, saatlerce orada bizzat incelemeler yaptığını anlattı. Karakolda 45 dakikalık görüntüleri saniye saniye izlediğini aktardı.

Ayrıca şu bilgileri verdi: Aysel Tuğluk’un cezaevinden çıkıp annesinin cenazesine katılması için Ayşenur Bahçekapılı kendisini aramış, 2 gün evde kalıp taziyeleri kabul etmesi için izin istemiş. “Normalde böyle bir rutin yok ama ben hemen olumlu yanıt verdim. Elimizden gelen bütün kolaylığı gösterdik. Daha sonra bu tatsız hadise olduğunda Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Sırrı Sakık hemen bana ulaştılar. Derhal oraya ekipler gitti ve olaya müdahale etti. Defin akşam saatlerine kalmasa belki de böyle bir şeye cesaret edemezlerdi, zira orada gündüz birçok polis oluyor. Maalesef defnettikleri saat geç bir saat, el ayak çekiliyor, biraz bundan da cesaret aldılar herhalde” dedi.

"Saniye saniye izledim Ermeni ya da Alevi lafı yok"

Dün benim yazımda da, haberler ve başka köşe yazılarında da bu çirkin saldırıyı yapanların, “Buraya Ermeni gömdürmeyiz, buraya Alevi gömdürmeyiz” sloganları attıkları iddiası vardı.

İçişleri Bakanı bu iddia ile ilgili şunları söyledi: “Nagehan Hanım, görüntüleri kare kare izledim ve söylenenleri dikkatle dinledim. Hakikaten çok çirkin. Diyorlar ki ‘Burada şehit mezarı var, gömdürmeyiz. Burası Türkiye, buraya gömdürmeyiz’... Bunlar tabii ki kabul edilebilir değil. Öte yandan ‘Buraya Ermeni gömdürmeyiz, buraya Alevi gömdürmeyiz’ gibi cümleler edilmemiş. Bunlar telaffuz edilmiş gibi bir algı oluşturmak çok tehlikeli. Maalesef bunu yapıyorlar.”

"Hepsinin kimlikleri ve siyasi bağlantıları inceleniyor"

Bu olayın faili olan vandallarla ilgili de şu bilgileri verdi Soylu: “Olaya karışanlara yönelik çok titiz bir çalışma yürütüyoruz. Kimlerdir, siyasi bağlantıları var mı, örgütsel irtibatları mevcut mu, hangi siyasi görüşe sahipler, başka bir olaya karışmışlar mı gibi her türlü detaya bakılıyor. Sonuna kadar hesabı sorulacak, bu işin üzerine gidiyoruz.”

Dünkü yazımda eleştirdiğim Ankara Valisi ve Ankara Emniyet Müdürü ile ilgili ise “Vali ve emniyetin yavaş hareket ettiği iddiası doğru değil, vali bey duyar duymaz harekete geçti, hemen refleks gösterdiler” dedi.

Bu saldırı maalesef çok büyük bir ayıp olarak tarihin sayfalarına yazıldı. Böyle utanç verici bir olayın yaşanmış olması, bu faşist kafaların cüreti çok vahim. Öte yandan Süleyman Soylu’nun anlattıkları ve olayın hemen ertesinde ortaya konulan tepkiler, devletin bu kafaya artık geçit vermemekte kararlı olduğunu gösteriyor.

Soylu ve  demokrat gelenek

Süleyman Soylu, Demokrat Parti geleneğinden gelen, Adnan Menderes’in 27 Mayıs çetesi tarafından nasıl katledildiğini, dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik’in intihar süsü verilerek nasıl öldürüldüğünü iyi tetkik etmiş bir siyasetçidir. Bütün askeri darbelere hep bu tür provokasyonlar yoluyla zemin hazırlandı. Devletin içine yerleşmiş gladio tipi yapılanmalar Türkiye’de daima güçlü oldu. Bu tür faşist provokasyonların kendili- ğinden geliştiği örnek neredeyse yoktur. Bunlar muhakkak “bir yerlerde örgütlenmiştir”. Süleyman Soylu’nun yaşananları bu bilinçle tahkik ettiğine eminim...

Yazının tamamı için tıklayın