Politika

Kurtulmuş'tan başkanlık açıklaması: 330'u aşacak iradeyi görürsek gündeme getiririz

"Hangi yasayı getirsek Meclis'ten geçirme imkanımız var"

31 Ekim 2016 20:20

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, başkanlık sistemine ilişkin olarak, "İki tür yol takip edilebilir. Biri çok kapsamlı bir anayasa değişilik teklifidir. Bu hazırlığımız tamamlanmıştır. Bir de daha dar kapsamlı anayasa paketi hazırdır. Anayasa deyince bizim tek başına gücümüz yetmiyor. Diğer partilerin tavırlarını görmemiz lazım. Sayın Bahçeli'nin beyanları açıktır. Burada MHP'nin nasıl tavır takınacağı, CHP'nin nasıl tavır takınacağı bizim için önemlidir. Tek başına halledemezsek topa girmeyiz. Konsensus gerekirse onu ararız. Buna göre takvimi işletmeye başlarız. Müzakere süreci işletilmelidir, diğer partilerin görüşlerini değerlendirmeliyiz. 330'u aşacak irade görürsek gündeme getiririz" dedi.

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhuriyet gazetesine yönelik başlatılan operasyon ve gözaltılarla ilgili olarak "Şimdi şöyle düzeltelim; Cumhuriyet'in yazar kadrosuna yönelik değil Yenigün yayıncılık ve Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetimi yani tüzel kişiliğe  yönelik 18.08.2016'da başlatılan bir soruşturmadır" dedi.

Kurtulmuş, devam eden Fırat kalkanı harekâtında yaklaşık 8 gündür TSK'nın havadan destek verilmemesinin sorulması üzerine "Biz bir taraftan operasyon bir taraftan diplomasi yapıyoruz. Amacımız DEAŞ'ın o bölgeden temizlenmesidir Türkiye orada başka bir silahlı güçle mücadeleye girmek niyetinde değildir. Türkiye'nin ÖSO'ya verdiği lojistik destek başka bir unsur ile savaşması için değil DEAŞ ve PYD'ye karşı savaşması için verilen destektir" dedi. 

Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Üst düzey PKK'lı ele geçirildi" söyleriyle de ilgili olarak "Sayın İçişleri Bakanımızın dile getirdiği isim operasyonlar açısında önemli bir isim. İfadesinde çok sayıda bilgi ortaya çıktı. Bu bilgiler çerçevesinde güvenlik kuvvetlerimiz de birtakım yönlendirmeler yapacaktır" dedi. Ayrıca Kurtulmuş PKK'lının Gültan Kışanak'ın gözaltına alınmaasıyla ilgili olmadığını belirtti.

Kurtulmuş, Musul operasyonuna katılması beklenen Şii örgüt Haşdi Şadi'inin operasyona katılmasının engellendiği söyledi. Kurtulmuş "Ninona muhafızları, peşmergeler operasyonun içindedir. Haşdi Şabi operasyonun içerisinde değildir, Haşdi Şabi'nin Musul'a girmesi inşallah engellenecektir" dedi. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplatısı sonrası konuşan Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları şöyle:

"Şu anda ciddi bir şekilde ÖSO lojistik olarak destekleniyor. Ama aynı şekilde burada istenmedik hadiselerin karşımıza çıkmaması için de ilgili taraflarla tüm müzakereler yürütülüyor. Ya Mümbiç PYD'den temizlenecek ya da Türkiye Mümbiç'in temizlenmesi için gerekli desteği verecektir.

"Musul operasyonunda da Türkiye'nin çizmiş olduğu çizgilere ters düşecek bir gelişme henüz yaşanmadı. Türkiye, bölgedeki en önemli şehirlerden birisi olarak etnik dengelerin değiştirilmesi, bölgesel büyük istikrarsızlığa yol açacağını düşünmektedir. O nedenle Musul operasyonunda Musul halkının öncelikli olması uluslararası camianın da ana hedefi olmalıdır. Ninona muhafızları, peşmergeler operasyonun içindedir. Haşdi Şabi operasyonun içerisinde değildir, Haşdi Şabi'nin Musul'a girmesi inşallah öğrenecektir.

"Herhangi bir şekilde Telafer'e karşı yapılacak saldırının, orada insanların mezhebi temizliğe uğramasına yol açacak bir hareketlenmeye Türkiye seyirci kalmayacak. Rakka operasyonuna ilişkin fikrimiz de açıktır, aynı Musul gibi, Cerablus gibi Rakka'nın da Rakka halkından oluşturulacak unsurlarla birlikte meşru ordularla yapılmasının doğru olduğu kanaatindeyiz. Musul operasyonu, Fırat Kalkanı operasyonu bittikten sonra Rakka operasyonunun yapılmasını stratejik olarak daha anlamlı buluyoruz. Hem Türkiye'nin hem de dostlarımızın güvenliğini sağlamak adına bunları yapıyoruz. Diplomasinin de sahanın bir ürünü olduğunun farkındayız ve görüşmeleri sürdürüyoruz.

"Adalet Bakanı'nın ABD'de FETO'nun iadesi konusunda yaptığı görüşmeler de bir diğer önemli husustur. Israrlı talebimiz FETO'nun iade edilmesi ve geçici tutuklama kararının verilmesiydi. Darbenin arkasında olan bu kişi halen kendi Network'unu kontrol edebilecek, Türkiye'ye karşı operasyonları yönlendirecek bir imkana sahiptir. Bu imkanların bu kişinin elinden alınması dostluk gereğidir. Bu çerçevede yapılan görüşmeler oldukça verimli geçmiştir, yarın FETO'yü Türkiye'ye vermeleri veya geçici tutuklama kararı verilmesi mümkün gözükmüyor ama sürecin hızlandığını söyleyebilirim. Söylenmesi gerekenler ifade edilmiş, hem dosya kendilerine takdim edilerek gerekli adımların atılması konusunda ricada bulunulmuştur. Eğer ABD'nin meşru hükümetine herhangi bir terörist bir eylemde bulunsaydı ve biz o teröristi alıp şu kadar küsur sene korusaydık ABD yöneticileri ne hissederse biz bunu hissediyoruz. Bu çerçevede ümit ediyorum ki iade veya geçici tutuklama sürecinde oldukça önemli bir adım atıldı. Yargı sisteminin işleyeceğine inanıyoruz, Türkiye'ye bu büyük kabusu yaşatan örgüt liderinin en kısa zamanda iadesi mümkün olur.  

"İçişleri Bakanı "Üst düzey PKK'lı ele geçirildi" demişti, kamuoyu bilgilendirilecek mi? Bir de efendim 10 bin özel harekatçı için süreç başladığını söylediniz,

Bu süreci İçişleri bakanlığı en kısa zamanda başlatılıyor. Hem 10 bin özel harekatçı ve 5 bin güvenlik korucusu temin edilecektir. Sayın İçişleri Bakanımızın dile getirdiği isim operasyonlar açısında önemli bir isim. İfadesinde çok sayıda bilgi ortaya çıktı. Bu bilgiler çerçevesinde güvenlik kuvvetlerimiz de birtakım yönlendirmeler yapacaktır. Neler söylediğini kamuoyu ile paylaşmamız mümkün değil. Bu kişinin ifadeleriyle Gültan Kışanak'ın yargılanması arasında bir ilişki yok. Bir tutuklama kararı var, o karar çerçevesinde gerekli işlemler yapılır.

Cumhuriyet'in yazar kadrosuna yönelik operasyon hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şimdi şöyle düzeltelim; Cumhuriyet'in yazar kadrosuna yönelik değil Yenigün yayıncılık ve Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetimi yani tüzel kişiliğe  yönelik 18.08.2016'da başlatılan bir soruşturmadır. 30 Ekim tarihiyle itibariyle ise yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltı kararı verilmiştir. Şimdi soruşturması öncesinden başlatılmış bir dosya var, devam eden bir süreç var. Bizim siyaset olarak bu süreçle ilgili yorum yapmamız mümkün değil. Sonucu en yakın zamanda göreceğiz.

Efendim Cumhurbaşkanı da sık sık dillendiriyor, idam cezasının yeni anayasa paketine konması mümkün değil mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız seçilmiş cumhurbaşkanı olarak halkın taleplerini ciddiye alarak konuşmuş ve kendi reyini başından belli etmiştir. Şimdi biz de AK Parti olarak bütün bunları ekendi aramızda değerlendiriyoruz. Ama idam cezasını tek başına getirecek güce sahip değiliz. Diğer partilerin de üzerinde tartışacağı bir konudur. Burada önemli bir şekilde idam kararına yönelik karar çıkarsa adım atılır. Toplumsal talep var, bunları değerlendirmek zorunda olan bir siyasi kanat var... Siyaset toplumun taleplerini yok sayarak yol alamaz. Dünyanın birçok yerinde de idam cezasının olduğunu biliyoruz, bu kamuoyunun talebi.

Yeni anayasa değişikliği gündemde efendim, liderler bir görüşme takvimi belli oldu mu?

Türkiye'de anayasa çalışmaları yeni yapılmıyor, AK Parti geçtiğimiz hükümetler zamanında da yeni anayasaya yönelik çalışmalar yapmıştır. Birincisi çok kapsamlı bir anayasa değişiklik teklifi, ayrıca şu anda ihtiyaç olan temel meselelerle ilgili daha kapsamlı bir anayasa teklifi düzenlenmiştir. Anayasa diyince tek başıma gücümüz yetmiyor, diğer partilerinin tavırlarının ne olacağını görmemiz lazım. Bahçeli'nin beyanları açıktır, CHP'nin nasıl tavır takınacağı bizim atacağımız adımların içeriğini belirlemek ve takvim belirlememiz açısından önemli. Eğer konsensus gerekliyse o konsensusu ararız ve bu konsensusa ulaştıktan sonra takvimi işletmeye başlarız. Diğer partilerin ne tür tavır takınacaklarını görmemiz lazım. 330'u aşacak bir irade gücünü gördüğümüz anda bunu gündeme getiririz, başka partilerin görüşlerini de dikkatle dinleriz. 367'yi bulsak bile millete gideriz. Herhalde siyasi bir parti olarak 330'u aştığımız anda düğmeye basarız.

Bakanlar Kurulu toplantısında Genelkurmay Başkanı'nın da bir sunumu oldu galiba, son 8 günden bu yana TSK'nın havadan destek vermediğini görüyoruz. Bir sıkıntı mı var?

Biz bir taraftan operasyon bir taraftan diplomasi yapıyoruz. Amacımız DEAŞ'ın o bölgeden temizlenmesidir Türkiye orada başka bir silahlı güçle mücadeleye girmek niyetinde değildir. Adımlarımızı planladığımız şekilde atıyoruz. Pürüz çıkarsa konuşarak, görüşerek çözmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin ÖSO'ya verdiği lojistik destek başka bir unsur ile savaşması için değil DEAŞ ve PYD'ye karşı savaşması için verilen destektir. 

 

 

İlgili Haberler