Gündem

Hollanda’da Türkiye kökenli siyasetçiler gerginlik istemiyor

Hollanda'da meclise 7 Türkiye kökenli vekil girdi

17 Mart 2017 00:55

Hollanda’daki parlamento seçimlerinde farklı partilerden 7 Türk kökenli aday milletvekili seçilmeyi başardı. Hollandalı Türk siyasetçilerin isteği Türkiye ve Hollanda arasındaki gerginliğin yakında azalması.

Hollanda'daki seçimlerde meclise girebilmek için Türk kökenli toplam 27 aday yarıştı, ancak bunlardan 7’si yeni mecliste sandalye sahibi oldu. Başbakan Mark Rutte’nin Halk Özgürlük ve Demokrasi Partisi’nden (VVD) Dilan Yeşilgöz, Yeşil Sol’dan Nevin Özütok ve Zihni Özdil, Sosyalist Parti’den Saadet Karabulut ve Türklerin kurduğu DENK partisinden de Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'le birlikte 7 kişi meclise girdi.

Aşırı sağcı Geert Wilders'in yükselişi nedeniyle Hollanda'daki seçimlerden çıkacak sonuç merakla bekleniyordu. Wilders’in lideri olduğu Özgürlük Partisi’nin çoğunluğu elde etmemesi Avrupalı siyasetçiler gibi Hollanda meclisine girmeyi başaran Türkleri de rahatlattı. Ancak seçimlerde sandalye sayısını 4’den 14’e çıkararak büyük sıçrama yapan Yeşil Sol’un (GL) Türk kökenli müstakbel milletvekili Nevin Özütok, “Aşırı sağ tehlikesi geçmiş değil” dedi. 

Wilders’in ayrıştırıcı söylemlerinin diğer sağ partileri güçlendirdiğini savunan Özütok, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede muhafazakar Türklerin kurduğu DENK partisinin de benzer ayrıştırıcı bir dil kullandığını ifade etti. Özütok, “Sağcı popülistlerin halkı birleştirmek yerine ayrıştırdığını görüyoruz. Bence sadece Wilders’in partisi değil, yeni bir parti var şu anda. Bence DENK partisi de aynısını yapıyor. Onlar da sağcı ve popülist. Bu konuda dikkatli olup çalışmamız gerekiyor, rahat değiliz şu anda” diyor.

"Krizden sonra Rutte'nin oyları arttı"

İşçi Partisi’nin (PvDA) Türk kökenli milletvekili Keklik Yücel, 15 Mart’taki seçimlerde partinin aldığı büyük darbe nedeniyle meclise giremedi. Partisinin bu seçimlerde kendini iyi anlatamadığını belirten Yücel, “Ama Wilders’in en büyük olmaması Hollanda için bir kazanç. Ancak VVD'nin ekonomik politikaları çok sağ. Bizim istediğimiz siyaseti yüretemeyecekler, o konuda endişeliyiz” değerlendirmesini yaptı.

Seçim öncesi anketlerde Rutte’nin partisi ile Wilders’in partisi başa baş görünüyordu. Rutte’nin seçimleri kazanmasında Türkiye ile yaşanan krizin de etkili olduğu tahmin ediliyor. Yeşil Sol’dan Nevin Özütok da aynı görüşü paylaşıyor ve “Rutte’nin partisinin oylarını artırmasında Türkiye krizinin etkili” olduğunu ifade ediyor.

"Hollandalı Türkler arada kaldı"

Ancak krizin Hollanda’da yaşayan Türkler için olumlu sonuçları olmadığını ve Hollanda devleti ile Hollandalı Türklerin karşı karşıya gelmesinden dolayı “çok üzgün” olduğunu ifade eden Özütok, "İki ülke arasındaki çekişmenin buradaki halka hiçbir faydası olduğunu düşünmüyorum. Bilakis güncel çatışmaları ve dışlamaları büyüttü. Buradaki toplumun bir parçası olan bir halktan söz ediyoruz. Buradaki Türkler iki ülke arasında kaldı. Biz buranın bir parçasıyız” diye konuştu.

İşçi Partisi'nden Keklik Yücel de krizin Hollandalıları da Türkleri de etkilediğini ifade etti. AKP'yi destekleyen Türklerin Hollanda hükümetine kızdığını, daha sol görüşlü olan Türklerin de Hollanda hükümetinin tutumunu desteklediğini anlatan Yücel, Hollanda'da yaşayan Türkler arasındaki ayrışmaya da işaret etti. Yücel, "Ama buradaki Türkler arasındaki kutuplaşma bu haftaki olayla ilgili değil, yıllardır olan bir durum. Almanya’da da öyle. Şimde daha görünür oldu. Avrupalılar da görmeye başladı" dedi. 

"Tansiyon yavaş yavaş düşecek"

Nevin Özütok da Keklik Yücel de iki ülke arasındaki ayrışmanın sona ermesini diliyor. Gerginliğin yavaş yavaş azalacağını tahmin ettiğini dile getiren Nevin Özütok, iki ülke arasındaki toplumsal ve ticari ilişkilere işaret etti. Geçen hafta sona yaşanan olayların büyümesine gerek olmadığını belirten Özütok, "Her iki taraf da bence suçludur. Ama bir ülkeyi de Nazi ve faşist olarak suçlamak abartılı ve kabul edilebilecek bir deyim değil” şeklinde konuştu.

İki ülke arasında tansiyonun düşmesini umduğunu ifade eden Keklik Yücel de "Bu ne Hollanda için ne de Türkiye için güzel bir durum. Keşke olmasaydı. Keşke Türkiye buradaki seçimlere de saygı duysaydı ve anlaşma ile kampanyalarını yürütmeye çalışsalardı” görüşünde. Hollandalıların başka bir ülkenin ülkelerinde seçim kampanyası düzenlemesine sıcak bakmadığını ifade ederek "Başka bir ülkenin hükümetinin burada kamu alanında propaganda yapması, hayır veya evet fark etmez, burada zor bir olay. Buradaki halk kaldırmıyor, bunu da anlıyorum” diye sözlerini sürdürdü.