Özel Dosya

'Herkes ayağa kalksın bu şiddet son bulsun!'

Evine giren kişilerce 27 yerinden bıçaklanan 35 yaşındaki trans kadın Gülşen anlatıyor

23 Haziran 2015 03:00

Gülşen 35 yaşında Azeri bir trans kadın. Son üç yıldır İstanbul, Tatavla’da yaşıyor. Yaklaşık 2 ay önce, kimliği belirlenemeyen iki kişi, yalnız yaşadığı evinde, gündüz saatlerinde Gülşen'i 27 yerinden bıçakladı. Gülşen’in öldüğünü zanneden saldırganlar, para ve değerli eşyaları alıp kayıplara karışmıştı. Olayın ardından yaklaşık dört saat geçtikten sonra trans kadın arkadaşları tarafından bulunan Gülşen, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Beş saat süren ameliyatın ardından da hayata ve aramıza döndü. En azından hayati tehlikeyi atlatmıştı. 

Gülşen içeride yaşamak için mücadele ederken, hastane bahçesinde de yüz kadar trans kadın ameliyathaneden gelecek iyi haberi bekliyordu. Asya Özgür’ün moderatörlüğünde Gezi geleneğini sürdüren trans kadınlar, yağmurun altında düzenledikleri forumda trans aktivizmi hakkındaki görüşlerini paylaştı. İstanbul’da bulunan LGBTİ derneklerinin temsilcilerinin hastanede olmaması ise dikkatlerden kaçmadı.

Herkes oradaydı ve ben hayatımda ilk defa şiddet karşısında bu kadar fazla sayıda trans kadının gece saat 02:00’de bir araya geldiğini gördüm, müthiş bir şeydi. Yağmur yağıyordu, hafiften de serin bir hava vardı ama önemli değildi. Sabah 07:00 civarında Gülşen hayati tehlikeyi atlattı ve ameliyattan çıktı. Hastanede görevli hemşireler bizim dayanışmamızdan çok etkilenmiş bir peçete üzerine hepimizi ağlatan güzel duygu dolu sözler yazmış ve sonuna da eklemişlerdi: “LGBTİ hakları insan haklarıdır!”

Gülşen yaşadığı o korkunç günleri sevenlerinin desteğiyle kısa sürede atlattı. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gördüğü 10 günlük fizyoterapinin ardından şimdi İstanbul’a döndü ve eski sağlığına kavuşmak için büyük bir çaba harcıyor. Olayın yaşandığı aynı evde kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan Gülşen, eskisinden daha güçlü artık. Çünkü yalnız olmadığını, kocaman bir ailesi olduğunu iyi biliyor.

Nefrete İnat Yaşasın Hayat dizisi için röportaj yapmak üzere saldırıya uğradığı o evde buluşmayı kararlaştırdık. Ben yön bulma konusunda biraz özürlü olduğum için 35 dakika rötarlı gidebildim. Gülşen çok heyecanlıydı, beni kapıda karşıladı. Kısa bir sohbetin ardından saldırıya uğradığı yatak odasını gösterdi, etrafta hâlâ kan izleri duruyordu. O kadar korkunç görünüyordu ki, bir an nefessiz kaldım, oda üstüme üstüme geldi. Düşünsenize; sizi öldürmek istedikleri o evde yaşamak zorundasınız. 

Küçük bir bahçesi var Gülşen’in, bahçede de beslediği sokak kedileri. Uzun uzun konuştuk. Boğazından bıçaklandığı için konuşmakta zorluk çekse de her şeyi anlatmak istiyordu Gülşen. Yaşadıklarını, sonrasını, Türkiyeli trans kadınların kendisine ettiği yardımları... Biraz Bakü, biraz İstanbul derken akşamı ettik. Yazı dizimizin son bölümünde erkek şiddetine maruz kalan ve yeniden hayata dönen Gülşen’in hikayesini okuyacaksınız.

Not: Yazı dizisi için görüşemediğimiz çok kişi var. Türkiye'deki trans kadınlar, hikâyesini burada aktarabildiklerimizle sınırlı değil sadece. Ancak malum İstanbul yoğun bir şehir, bir araya gelmek oldukça zor. Ama belki başka bir projede de onlarla bir araya geliriz. Bu arada, Ankara’daki amazon trans kadınların da cesur mücadelelerini ayakta alkışlıyorum.

 

'Herkes ayağa kalksın, bu şiddet son bulsun'

 

"Herkes ayağa kalksın bu şiddet son bulsun. Çünkü sadece benim için değil, bu herkesin başına gelebilir. Beni bu hale sokanların gözü artık hiçbir şey görmüyor. Aynı şeyi başkasına da yapabilirler. Şimdi ben iyiyim ama şanslı olmayabilirdim. Belki ben bir gün gidebilirim ama İstanbul’da birçok trans kadın var, insanlığa ibret olsun diye onların yakalanıp yargılanmasını istiyorum, bir başkası daha benim yaşadıklarımı yaşamasın. İnsanlığa ibret olsun ve yargılansınlar.” 

“Mesela beni üzen bir şey var. Olayın ardından polis araştırma yapmış evimde. Üst kat komşun olan hanımefendiye, 'Gülşen yaralandığında yardım çağrısını duydunuz mu' diye sormuş. Kadın da 'Gülşen’in imdat imdat seslerini duydum ama banyodaydım, duş alıyordum, o yüzden ilgilenemedim' diye polise ifade vermiş. Çok şaşırdım belki o an yardım etseydi, daha erken müdahale edilirdi.”

 

‘Azerbaycan’da olsa beni ölüme terk ederlerdi'

 

"Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu’ndan avukatlar geldi ve gönüllü olarak benim davamı aldılar. Bu durum karşısında ben çok şaşırdım. Eğer ben Azerbaycan’da bu olayı yaşamış olsaydım, orada beni ölüme terk ederlerdi. Türkiye’de beni yaşatmak için herkes el birliği yaptı. Şaşkınım ama mutluyum. Türkiye benim ikinci vatanım.”

 

‘Bıçaklandığım evde yaşamaya mecburum’

 

"Ben o kadar işkenceye rağmen bizim kızlar beni buluncaya kadar ölmedimse, hastanede de ölmeyeceğimi bilmiştim. Ama eğer ölürsem meme protezlerimi çıkartıp da beni gömmelerini istedim arkadaşlarımdan. Hastanede gözümü açıyordum, sağa sola bakıyordum; Azrail Melek geldi mi, gelmedi mi diye. Şükürler olsun şimdi iyiyim. Tabii ki bu olayın yaşandığı bu evde olmak beni psikolojik açıdan etkiliyor ancak ev sahibim çok iyi bir insan ve yeni bir eve taşınmak da biliyorsunuz, ekstra masraf demek. Yani mecburum burada yaşamaya.”  

“Türkiyeli ve Azeri trans kadın arkadaşlarım aralarında para topladılar, bana yardımda bulundular. Sağ olsunlar o yardım parasıyla tedavimi oluyorum. O kadar çok arkadaşım geldi ki o gün hastaneye, çoğunu tanımıyordum bile. O gün başta Güneş, Öykü, Ayten, Emo, sen ve daha pek çok arkadaşıma teşekkür ederim. Erkek arkadaşım Turgay da sürekli geldi, beni yalnız bırakmadı. Ramazan vesilesiyle bizim kızların tamamını iftara davet edeceğim, geleneksel yemeklerimizi yapacağız onlara, Azeri kızlar olarak.”

 

'Türkiye’de tedavi masrafları oldukça pahalı'

 

"Şimdilik çalışmıyorum, malum henüz sağlık durumum tam olarak iyi değil. Fizyoterapi devam ediyor. Türkiye’de tedavi masrafları oldukça pahalı. Bu beni biraz korkutuyor açıkçası. Bakü’ye gittim tedavi olmak için çünkü orada sağlık hizmetleri buraya göre daha ucuz. Bakü’de bir hastanede 10 gün tedavi oldum ve İstanbul’a geri geldim. Doktorum yüzmeyi önerdi, her gün en az 1 saat yüzmem gerekiyor. Çünkü sağ kolum ve sağ elimde hassasiyet henüz geçmedi. Sakat kalma ihtimalim hâlâ var."

 

'Azerbaycan LGBTİ hakları yok, seks işçiliği yasak’

 

"Azerbaycan’da da LGBTİ bireyler var ama orada yaşam buradan daha zor. Sokakta açık kimliğini belli etmediğin müddetçe bir zarar gelmez ama eğer birisi trans kadın olduğunuzu anlarsa şiddet kaçınılmaz. Azerbaycan’da seks işçiliği yapmak yasak. Avrupa Birliği’ne girmek üzere olan bir ülke Azerbaycan ama LGBTİ hakları olmayan bir ülke. Bizim LGBTİ derneğimiz bile yok. Mesela biraz Taksim’e benzeyen Torgovu diye bir yer var ama Taksim’den daha temiz, orada dolaşırız, gezeriz, alışveriş yaparız. Tabii ki kendimizi kamufle ederek dolaşmak zorundayız. Azerbaycan’da babadan oğula geçen bir devlet sistemi olduğundan dolayı biraz değişik bir ortam. Tek güzel yanı elektrik, su ve doğalgaz için ayda toplam 10 TL ödüyoruz."

 

'Hamınızı çok seviyrem'

 

“Allah herkese kömeğ olsun. Hamınıza çok sağ olun deyirem. Geldiz, gittiz kömeğ oldunuz bena. Her cehette mene el tuttunuz. Hamınızı çok istiyirem seviyrem. Bir gün kolum özüne gelsin hamınızı konakta bekliyrem.”   

 

İlgili Haberler