Gündem

HDP’li Önder: CHP bedel ödedi, muhalif herkesin düşman olduğunu deneyimleyerek öğrendi

“İrademizi gasp ediyorsunuz, sonra ‘Kıvançta ve tasada bir olalım’ diyorsunuz; güneş batıdan doğarsa belki…"

13 Aralık 2017 20:48

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yasama dokunulmazlığının kaldırılması sürecinde “acı bir tecrübe” yaşadığını ifade eden HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümetin bundan sonra CHP’yi hizalayamayacağını çünkü ana muhalefet partisinin bedel ödediğini söyledi. 

TBMM’deki bütçe görüşmelerinin salı günkü oturumunda yaptığı konuşmada, Başbakan Binali Yıldırım’ın görevden alınan belediye başkanlarıyla ilgili yorumlarına da tepki gösteren Önder, "Sayın Başbakan, dün yaptığı bir belirlemede HDP'li belediyeler için dedi ki: 'Onların durumu özel.' Asrın liderinin seslenişiyle seslenmek istiyorum: Ne özeli, genel, genel. Ne özeli? Özel olan Ataşehir Belediyesi, bir tane. Siz bu memlekette 94 tane belediyeyi gasp edeceksiniz, ona da özel diyeceksiniz, sonra da milletten bir uyum, kardeşlik, kaynaşma bekleyeceksiniz” dedi. 

Türkiye’deki seçim sonuçlarının coğrafi olarak 3’te birinin iptal ve gasp edildiğini kaydeden Önder, şöyle devam etti:

"Üstelik nasıl yapmışsınız bunu? 411 sayılı torba yasayla. 19 Ağustos’ta Meclisimiz görüşmüş. Bu "kayyum"u o zaman icat etmişsiniz, yüzyılın icadı. Coğrafi olarak memleketin üçte 1'inde -3'ü büyükşehir, 10 vilayet, 72 tane ilçe, 12 tane belde- siz, halkın "Bu beni yerelde yönetebilir, yönetmeli ve bu yönetmeli" dediği iradeyi bir ay içerisinde tarumar edeceksiniz, sonra da buna "özel" diyeceksiniz. 

“‘Kıvançta ve tasada bir olalım’ diyorsunuz; güneş batıdan doğarsa belki…"

Ya "özel" ile "genel"in tanımını bilmiyoruz biz ya da Başbakan bundan bihaber. Hikâyenin kalbi burada atıyor. Sen benim irademi yok sayıyorsun, gasp ediyorsun, sonra da bana dönüp "Kıvançta ve tasada bir olalım" diyorsun." İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz; bunları da ezberleyin, Kemalizm konkurunda bunlar hep size lazım olacak. Ondan sonra, bunu bekliyorsunuz. Vallahi, Güneş batıdan doğarsa belki.”

HDP’li Önder konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: 

 "Şimdi, bu memleketin bir hizalama aracı var. Kürt dedin mi, farklı inançlar dedin mi bu memlekette hizaya girmeyecek, sistemin içine koşar adım dâhil olmayacak pek az insan var. Bu ezber her seferinde çalışıyor, o kadar vahim ki yasama dokunulmazlıkları kaldırılırken de çalıştı. Ana muhalefet partisi bunun zincirleme, müteselsilen yarın öbür gün kendisinin de başına geleceğini bilemedi, acı bir şekilde tecrübe etti.

"Belediye başkanlarının çoğunun davası bile açılmadı"

Belediyelere "terör" dediler, bütün bu belediyelere. Bu 94 belediyenin 27 kadın belediye eş başkanı da dâhil olmak üzere daha birçoğunun davasının bile açılmadığını biliyor musunuz? Davası açılmamış, ne ile suçlandığını bilmiyor. Terörle, şiddetle ya da son zamanlarda ortaya saçılan, para pul, akçeli işlerle ilgili bir tek dosya, bir tek itham ortaya konulmuş değil.

Bütün belediye eş başkanlarımızın şahsında, yoldaşımız, yol arkadaşımız, onurlu, güzel insan Sayın Gültan Kışanak'ı buradan selamlamak istiyorum. Tutuklanması için Meclis Darbe Komisyonuna ifade vermesini beklediler. Meclis Darbe Komisyonunda bilgisine başvurulan bir şahıs ve bu Parlamentonun emektar bir vekili olarak geldiğinde bir hadsiz vekil ona dedi ki Darbe Komisyonunda: "Cemaat seni ziyaret etmiş ve sana devletin ajanlarının listesini vermiş, HDP'nin içindeki ya da PKK'nin içindeki." Bunu söyleyen insanın çok değil iki hafta sonra Pensilvanya'da dest bağlamış bir şekilde fotoğrafı çıktı. "Sevgili kardeşim, verdilerse el bağlayanlara vermişlerdir" denildiğinde ağzını açıp bir şey demedi. Buradan gitti, uçağı Diyarbakır'a indi ve Gültan Kışanak gözaltına alındı. Onurumuzdur, diğer bütün belediye eş başkanlarımız gibi, hepsini buradan saygıyla selamlıyorum. 

"Bundan sonra CHP’yi hizalayamayacaksınız, çünkü bir bedel ödedi ve farkına vardı"

Savaşla alınacak hiçbir yol yok. Savaşla hizalayabilirsiniz. Bundan sonra CHP'yi hizalayamayacaksınız. Niye? Bir bedel ödedi ve farkına vardı; "Bunlar öyle bu kadar söyledikleri gibi değil, dertleri -sözde- 'terör' falan değilmiş. Bunlar, muhalif olan, başkaldıran, aykırı giden, sistemin birazcık dışında durmayı tercih eden, bize, yaptıklarımıza ayna tutan herkese düşmanmış." Bunu deneyimlediler, öğrendiler. 

En kötü çatışmasızlık bir günlük bir savaştan iyidir, isterse asırlarca sürsün. Konuşmaktan zarar gelmiş bir toplum, bir halk gösteremezsiniz, zarar görmüş ama savaşın ortaya koyduğu toplumsal maliyet ortada. Bir çelişki var, yandığımız ve itiraz ettiğimiz bu. Müsebbibi sizsiniz, faturasını bütün ülke ödüyor ve belki de en az siz ödüyorsunuz."