Politika

HDP'li Müslüm Doğan: Bu KHK ile Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyor

"Bazı ifadeler hukuk dışı güçlerin milis olma hevesinin hukuk düzlemine taşınması anlamına geliyor"

02 Şubat 2018 17:51

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıktığını söyledi. Doğan "Darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması için sivillere hukuki, idari, mali ve cezai muafiyet..." verilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, 'Örneğin şu anda neredeyse tüm gazeteciler, milletvekilleri, belediye başkanları terör suçlarıyla yargılanmaktadır. Bir siyasi toplantıda söylenenleri savcılar "terör suçu" diye soruşturuyorsa orayı basıp bu toplantıyı durdurmak isteyenlerin "terör eylemini bastırma" nedeniyle cezasız kalmasını hangi gerekçeyle savunacağız?” dedi.

HDP’li Doğan’ın genel kurulun dünkü oturumundaki konuşması şöyle:

OHAL kapsamında 31 tane kararname çıktı ve bu kararnamelerin yasallaşması sürecini burada Mecliste yasama faaliyeti olarak yürütüyoruz ama çok sağlıklı bir tartışmanın da yapılmadığını ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de yer alan ve 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimini ve sonrasındaki eylemlere müdahale eden sivillerin cezai sorumluluğu kaldıran madde, ülkede büyük bir tedirginliğin yaşanmasına neden olmuştur. Çok değerli bir hukukçunun deyimiyle... "Hukuk devletini ortadan kaldırıp tekrar ilkel duruma dönüyoruz." demektedir değerli hukukçumuz. Herkesin birbirine öldürebileceği ve bunun yasalarla serbest olduğunu söyleyecek kadar bir geriye dönüş var aslında yani dehşet verici bir durum söz konusu bu ifadede. 15 Temmuz darbe girişimine karşı halkımızın demokrasi bilinci yanlış kavranmıştır bence, Hükûmet bunu yanlış kavramıştır. Bu algılama yanlış bir algılamadır. Halkımızın yüksek demokrasi bilinci kitlelerde yanlış algılanacak bir tanımlamayla bir kargaşa süreci başlatılamaz bu şekilde. Söz konusu kanun hükmünde kararnamede "Darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması için sivillere hukuki, idari, mali ve cezai muafiyet..." cümlesi kesinlikle kabul edilemez bir cümledir.

Hukuk dışı güçlerin milis olma hevesinin hukuk düzlemine taşınması anlamına gelecek bu ifadenin aslında bu tasarıdan çıkarılması, kanun hükmünde kararname de burada görüşülürken buradan çıkarılması gerekir bu cümlenin.

695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de devlet görevleri bakımından böyle bir cezasızlık hükmü vardı. Aslında bu da yanlış, hukuka aykırı bir durumdu, hukuk dışı bir karardı. Siviller için aynı cezasızlığın getirilmesi ileride vahim sonuçlara yol açabilecek bir durumdur. Devletin aklı aslında bu kadar sığ olmamalıdır. Devletin resmen bir cezasızlık politikası kurması, ülkede kargaşanın ve kaosun ödüllendirilmesi anlamına gelmektedir. Bunu asla kabul etmeyiz. Binlerce yıldır kurulan bağların ve değerlerin yok edilmesi anlamına gelmektedir.

Aslında bu kanun hükmünde kararnameyle getirilen cezasızlık düzenlemesinin 12 Eylül darbecilerine af getiren Anayasa'nın geçici 15'inci maddesiyle aynı olduğu da araştırdığımızda ortaya çıkmaktadır. Bu madde, 12 Eylül'ün geçici 15'inci maddesini resmen aratmaktadır. Geçici 15'inci madde geçici bir düzenlemeyken kanun hükmünde kararnameyle getirilen hüküm kalıcı hâle getirilmektedir.

Değerli milletvekilleri, son derece ürkütücü ve hukuk anlamında asla kabul edilemez bu düzenlemeyle ülkemizde yaşayan hiçbir yurttaşımızın can güvenliği güvende değildir. Bu kanun hükmünde kararnameyle birlikte başlatılan hukuksuzluk düzlemiyle ülkede barışın ve kardeşliğin tesisinde çok büyük tehlikeler önümüze konmuştur. Ülkemizin farklı etnik ve inançsal yapısını ve çeşitliliğini sorun olarak gören gerici güçlerin harekete geçmesini aslında bu yasa sağlayabilir.

Ülkemizde geçmişte yaşanan katliamları göz ardı edemeyiz. Bu kötü örnekler, yaşanan travmalar önümüzde birer örnekken bu güçlerin harekete geçmesine olanak verecek düzenleme, devletin temeline atılmış bir dinamit olarak değerlendirebileceğimiz bu düzenleme yasalaşmadan yeniden düzenlenmeli ve o ibareler kesin bir ifadeyle tarihi belirli hâle getirilmelidir.