Gündem

HDP'li Buldan'dan Ayşe Öğretmen'e mektup

"Sana ve Deran'a söz veriyorum ki, bu ülkede çocuklar özgür ve güvenli yarınlarda büyüyecekler"

24 Nisan 2018 15:10

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kadın Meclisi toplantısında 24 Haziran seçimleri için AKP-MHP blokuna karşı kadınların HDP listelerinden aday adayı olmalarını istedi. Buldan Ayşe öğretmene de bir mektup yazarak "Senin ve Deran bebeğin için, aynı zamanda sizin gibi haksızca tutuklanan bütün barış ve yaşam savunucularımız, çocuklarımız ve bebeklerimiz için sonsuz bir mahcubiyet duygusu içerisindeyim." dedi.

Duvar'da yer alan habere göre, Buldan AKP’nin her zaman kadınlardan korktuğunu anlatırken kadınlardan korktukları için eşbaşkanlık sistemine müdahale ettiklerini, kadın kurumlarını kapattıklarını, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’nın cezaevine konulduğunu söyledi.

Kurmak istedikleri rejimin kadınların mücadelesi ile yıkılacağının altını çizen Buldan “AKP-MHP blokuna karşı kadınların HDP listelerinden aday adayı olmalarını talep ediyorum. Bu dönem daha güçlü bir şekilde Türkiye’de yaşanan her türlü haksızlık karşısında birlikte mücadele edeceğimiz ve birlikte kazanacağımız bir sürece giriyoruz. Herkesin daha coşkulu bir şekilde bu mücadeleye güç vermesi, HDP’nin yanında hareket etmesi gerekmektedir. HDP bir kadın partisidir.” diye konuştu.  1 Mayıs’ta da kadınları alanlara davet eden HDP Eş Genel Başkanı Ermeni Soykırımı’nın yıldönümü vesilesiyle Ermeni halkının acılarını paylaştığını da ekledi.

‘Ayşe Öğretmenim, sevgili kız kardeşim’

“Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” diyen ve geçtiğimiz cuma günü cezaevine giren Ayşe öğretmene bir mektup yazan Buldan Ayşe öğretmene ve bebeği Deran’a “Bu ülkede çocuklar hapishanelerde değil, özgür ve güvenli yarınlarda büyüyecekler. O güzel günleri mutlaka, ama mutlaka getireceğiz. Biz’ler kazanacağız. İyilik kazanacak. Güzellik kazanacak. Barış kazanacak. Yaşam kazanacak…” diye söz verdi.

Buldan’ın mektubu şöyle:

“Ayşe öğretmenim, sevgili kız kardeşim,

‘Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın’ diye televizyon ekranından bu ülkenin bir yurttaşı olarak, bir kadın ve bir öğretmen olarak en doğal, en meşru hakkınla duyarlılık çağrısı yaptığından bu yana yaklaşık iki yıl geçti.

Hukuksuzluğun başat olduğu, demokratik ve insani değerlerin çürümeye bırakıldığı bir ülke ortamında, bu iki yıllık sürede otoriter rejimin saldırısına, lincine maruz kaldın. Sorgulandın, yargılandın, mahkûm edildin. Toplum senin şahsında, insan canını, çocukların yaşam hakkını savunmaktan bezdirilmeye çalışıldı. Yıkımların, acıların, haksız uygulamaların gerçek tanıklığı senin şahsında susturulmaya çalışıldı.
Bütün dünya bilir ki, hiçbir dinde, hiçbir öğretide ve hiçbir ahlakta yaşamı savunmanın bir suç olduğu görülmemiş, bu erdemli davranışa hapis cezası öngörülmemiştir. Sana ve bebeğine reva görülen bu haksız, vicdansız, insafsız uygulamayı aklını ve vicdanını yitirmemiş hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir.

Maalesef ki, 6 aylık bebeğinle onurlu bir barışın sağlanamadığı, demokrasi ve insan haklarının tesis edilemediği bir ülkede yaşamanın bedelini ödüyorsun. Senin ve Deran bebeğin için, aynı zamanda sizin gibi haksızca tutuklanan bütün barış ve yaşam savunucularımız, çocuklarımız ve bebeklerimiz için sonsuz bir mahcubiyet duygusu içerisindeyim.

Barışı henüz sağlayamadığımız, adaleti tesis edemediğimiz her gün için size ve bütün halkımıza sonsuz borçluyuz. Ve bu borçluluk duygumuzun omuzlarımızdaki yükü, aldığınız gayri meşru mahkûmiyet kararıyla daha da ağırlaşmıştır. Bilmeni isterim ki, bizler yaşamı soluduğumuz son ana kadar bütün varlığımızla çocuklarımıza yaşanılası bir ülke vermenin mücadelesini yürüteceğiz.

Sana ve Deran’a söz veriyorum ki, bu ülkede çocuklar hapishanelerde değil, özgür ve güvenli yarınlarda büyüyecekler. O güzel günleri mutlaka, ama mutlaka getireceğiz. Biz’ler kazanacağız. İyilik kazanacak. Güzellik kazanacak. Barış kazanacak. Yaşam kazanacak…

Buna inan ve her şeye rağmen aydınlık günlere dair umudunu asla kaybetme.

Dayanışma duygularımla ve sevgilerimle seni ve Deran bebeğimizi kucaklıyor, gözlerinizden öpüyorum.”