Politika

HDP'li Beştaş: Demirtaş'ın avukatlarıyla görüşmesi kayıt altına alınıyor, kamera ile izleniyor!

"Partimizin eş genel başkanlarının rehin tutulması Meclis'in meşruiyetinin tartışılır olması anlamındadır"

02 Aralık 2016 14:38

HDP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerin kayıt altına alınacağını ve kamera ile izleneceğine ilişkin Diyarbakır Sulh Ceza Hâkimliği'nin ve Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararını okudu. Beştaş, "Eş Genel Başkanımızın avukatlarıyla yaptıkları bütün alınacağını görüşmeler, içeride görevli marifetiyle ve ses kaydı alınmak suretiyle, kamera kaydıyla tespit edilmek suretiyle izlenmektedir" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın Kandıra Cezaevinde, Demirtaş’ın da Edirne Cezaevinde tek kişilik hücrede tutulduklarına dikkat çeken Beştaş’ın genel kurul konuşması şöyle:

"Değerli arkadaşlar, size çok önemli birkaç belge göstereceğim. Şu anda, biliyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üyeleri, parlamenterleri, partimizin eş genel başkanları hâlâ cezaevlerindeler, rehin tutulmaya devam ediyorlar. Bu, parlamentonun eksik olmasıdır, meşruiyetinin tartışılır olmasıdır, buradaki oylamanın sonuçlarının kesinlikle hukuka, yasaya, Anayasa'ya uygun olmaması demektir; burada yapılacak Anayasa tartışmalarının, gidilecekse referandum kararının hukuken sakat olmasıdır, butlanla malul olması demektir. Çünkü halk iradesi bölünemez, halk ikiye ayrılamaz, ayrımcılık yapılamaz.

"Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ Kandıra Cezaevinde, Sayın Demirtaş da Edirne Cezaevinde. İkisi de tek kişilik hücrelerde, odalarda, 'hücre'yi düzeltiyorum, tecrit altında tutuluyorlar. Bu öyle bir tecrit ki avukatla görüşmeleri bile kayıt altına alınıyor. Bu, Diyarbakır Sulh Ceza Hâkimliği'nin ve Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararı değerli arkadaşlar. Burada ne yazıyor biliyor musunuz? 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan ve hâlen yürürlükte bulunan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 6/4 maddesi uyarınca şüphelinin -Demirtaş'ın yani- avukatlarıyla görüşmesi sırasında toplum ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesi, bunlara emir ve talimat verilmesi, yorumlarıyla gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletilmesi ihtimalinin bulunduğu kanaatine varıldığından görüşmelerinin teknik cihazla, sesli veya görüntülü olarak kaydedilmesine, tutukluyla avukatının yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevlinin hazır bulundurulmasına, tutuklunun avukatına veya avukatın tutukluya verdiği belge veya belge örneklerine dosyalar ve arasındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulmasına…" karar verilmiş değerli arkadaşlar. Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hâkimliği, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun talebiyle bunu karar altına almış ve şu anda Eş Genel Başkanımızın avukatlarıyla yaptıkları bütün görüşmeler, içeride görevli marifetiyle ve ses kaydı alınmak suretiyle, kamera kaydıyla tespit edilmek suretiyle izlenmektedir. Tabii ki şunu parantez içinde belirteyim: Bu kararı ne Kurtçu Eker isimli cumhuriyet savcısı ne de Salih Zeki Bilgin isimli hâkim vermemiştir. Bu kararı merkezî akıl, merkezî irade vermiştir. Bu kararı, kesinlikle dokunulmazlıkların kaldırılmasının kampanyasının yürütülmesinden başlayarak bugüne değin, yakalama, gözaltı, bütün hukuk dışı işlemlerin yürütülmesi, merkezî bir planlamayla yürürlüğe konulmuş ve hâlâ devam ettirilmektedir.

"Sansürlenen konuşma metni"

"Bir de başka bir şey var değerli arkadaşlar. Şu da ileride torunlarımızın, çocuklarımızın utanç duyacağı, başlarını kaldıramayacakları bir resimdir: Bu, Sayın Demirtaş'ın grup toplantısında okunmak üzere avukatlara verdiği ve idare tarafından el konulan konuşma metnidir değerli arkadaşlar. Bu çarpılar, sansürlenen bölümlerdir. Değerli arkadaşlar, bu çarpı, her şeyden önce hadsizliktir. Bu sansür hiç kimsenin haddine değildir. Bu çarpı barışa vurulmuştur, bu çarpı demokrasiye vurulmuştur, bu çarpı eşit ve özgür yaşam iradesine ve utkusuna vurulmuştur, bu çarpı hukuka vurulmuştur değerli arkadaşlar, bu çarpı herhangi bir sansür ifadesi değildir, olamaz. Sözünü ettiğimiz kişi, bizimle aynı koşullarda olan ve hâlâ milletvekilliği dokunulmazlığı devam eden Sayın Demirtaş'ın el yazısı belgesine, iradesine, partisine gönderdiği konuşma metnine vurulmuştur. Bu çarpı Türkiye'nin aydınlık geleceğine vurulmuştur. Gelin, bu çarpıları silmek için hep birlikte mücadele edelim."