Politika

HDP'li Beştaş, AYM'nin İç Tüzük iptallerini değerlendirdi: Hâlâ yargılama işlevi varmış gibi bir görüntü verilmiş

Anayasa Mahkemesi iç tüzüğün Ahmet Şık ve Osman Baydemir'e maaşından kesilen para cezası hükmünü de iptal etti

06 Ocak 2019 23:15

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Anayasa Mahkemesi’nin değiştirilen Meclis İç Tüzüğü’ndeki üç madde yönelik iptal kararını değerlendirdi. Değiştirilen İç Tüzüğün önemli bölümünün Anayasa aykırılığının görmezden gelen mahkemenin önüne giden başvuruda çok kısıtlı adeta dostlar alışverişte görsün misali bir karar verdiğini belirten HDP’li Beştaş, “Bu da Anayasa Mahkemesi’nin aslında tarafsız olmadığı maalesef yürütme sürekli tarafından baskılandığı, açıkça hedef gösterildiği zaman zaman desteklendiği gerçeğinin kararlara yansıması olarak okumalıyız” dedi.

Türkiye’nin idari yapısına ilişkin konuşmalara para cezasının öngören İç Tüzük hükmünün iptaliyle ilgili Beştaş, “Meclis kürsüsünden Osman Baydemir Kürdistan dediği için hem para cezası hem de çıkarma cezası aldı. Mahkeme bu kararla diyor ki, para cezası vermeyin ama çıkarma cezası verebilirsin. Bu kabul edilemez bir şey. Milletvekilliğinin yasama işlevini ortadan kaldırıyor. En azından o oturum için ortadan kaldırıyor” diye değerlendirdi.

“Mahkeme, değiştirilen iç tüzük maddelerinin önemli bölümü anayasaya aykırı ve bunu görmezden gelmiştir”

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş T24’ün Anayasa Mahkemesi’nin iç tüzüğün üç maddesine verdiği iptal kararına ilişkin sorusuna şu değerlendirmeyi yaptı:

“Öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin kararı yeterli değildir. İç Tüzük yönünden önüne giden başvuruda çok kısıtlı adeta dostlar alışverişte görsün misali bir karar vermiştir. Mahkeme, değiştirilen İç Tüzük maddelerinin önemli bölümü anayasaya aykırı ve bunu görmezden gelmiştir. Bu da Anayasa Mahkemesi’nin aslında tarafsız olmadığı maalesef yürütme sürekli tarafından baskılandığı, açıkça hedef gösterildiği zaman zaman desteklendiği gerçeğinin kararlara yansıması olarak okumalıyız.”

“Sadece milletvekilliği döneminde değil hayatı boyunca kürsüde söylediği bir sözden dolayı yargılanamaz cezaya tabii tutulamaz”

“Ancak üç maddeyle hâlâ yargılama işlevi varmış gibi bir görüntü verilmiş. Bunlar tabii ki önemsiz demiyorum iptal edilen üç maddenin içeriğinde yetersizdir ama ön açma açısından olumsuz değildir. Birincisi kürsü dokunulmazlığı, yasama sorumsuzluğu dediğimiz şey milletvekilinin kürsüden söylediği hiçbir sözden dolayı ömür boyu bir soruşturma ve kovuşturmaya tabii olmaması anlamına geliyor. Bu sadece milletvekilliği döneminde değil hayatı boyunca kürsüde söylediği bir sözden dolayı yargılanamaz cezaya tabii tutulamaz.”

“Para cezasını kaldırıp geçici çıkarmayı onaylamak aslında kürsü dokunulmazlığını etkileyen, engelleyen bir şeydir”

"Durum böyleyken para cezasını kaldırıp geçici çıkarmayı onaylamak aslında kürsü dokunulmazlığını etkileyen, engelleyen bir şeydir. Anayasa mahkemesi bizzat bunu yapmıştır neden iç tüzük de kaba ve yaralayıcı sözler ölçüsü vardır. Kaba ve yaralayıcı söz saylayamayız doğru bir milletvekili küfür etme özgürlüğüne sahip değildir. Ama milletvekili kendi siyasi düşüncesi yaşam felsefesi ve hangi partideyse kimliği hayata başka türlü baktığı sabittir.

Herkes aynı konuda aynı düşünmek zorunda değildir. Bu hayatın doğasına, siyasetin doğasına da aykırıdır. Meclis kürsüsünden Osman Baydemir örneği verecek olursam Kürdistan dediği için hem para cezası hem de çıkarma cezası aldı. Bu karar bu karar diyor ki, para cezası vermeyin ama çıkarma cezası verebilirsin. Bu kabul edilemez bir şey. Milletvekilliğinin yasama işlevini ortadan kaldırıyor. En azından o oturum için ortadan kaldırıyor. Halbuki düşünce ve ifade özgürlüğünün cisimleşmiş hali nereli olmalı derseniz bana Meclis kürsüsü derim. Bir milletvekili o kürsüden sadece kendi düşüncesinin değil temsil ettiği milyonların hatta temsil etmediği insanların da görebileceği şekilde bir fikir ifade ediyor. Biz 6.5 milyon oy almışız, bizim seçmenimiz bunu böyle söylemimizi istiyor. Onların düşüncesini orada yansıtmak durumundayız, görevimiz bu. Bunu engellenmesi hukuken izah edilemez ayrıca düşünce ve ifade özgürlüğünü milletvekili için sınırlandırırsak vatandaşa bunu nasıl anlatacağız."

Anayasa Mahkemesi'nin İç Tüzük'deki iptalleri

Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusu üzerine TBMM iç tüzüğündeki üç düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. Yüksek Mahkeme, İçtüzük’ün 163. Maddesi'ndeki , “Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak” tanımına aykırı davranan milletvekillerine “kınama” ve “Meclis’ten geçici çıkarma” cezalarının yanı sıra “aylık ödenek ve yolluklarının üçte ikisinin de kesilmesine” ilişkin hükmün uygulanamayacağına karar verdi.

Anayasa Mahkemesi'nin bu kararının ardından milletvekilleri Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmaları nedeniyle sadece ‘kınama’ ve ‘Meclis’ten geçici çıkarma cezası’ alacak. Bunun dışında milletvekilleri için “aylık ödenek ve yolluklarından kesinti” yapılamayacak. 

Karara göre, TBMM İçtüzüğünün, 'Komisyonlarda inceleme süresi' başlıklı 37’nci maddesindeki, 'Ayrı bir siyasi parti grubundan bir milletvekili tarafından yerine getirilmek kaydıyla' hükmü oybirliğiyle iptal edildi. Buna göre kanun tekliflerinin esas komisyonlara havale edilmesinin ardından geçen 45 günün sonunda teklif sahipleri, teklifin Genel Kurul gündemine alınmasını isteyebilecek, bu istemler her hafta salı günü bir tane olmak üzere işleme alınacak.

Anayasa Mahkemesi'nin iptal karar verdiği 2'nci hüküm ise İçtüzükteki yoklama usulünün, AKP ve MHP tarafından getirilen teklif ile değiştirilen kısmı oldu. Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilen hükme göre, TBMM Genel Kurulu birleşiminde tezkerelerin oylanması ile kanunların oylanması esnasında, işaret ile oylamaya geçilirken en az 20 milletvekilinin ayağa kalkması veya önerge vermesi, yoklama istemeye yetecek.