Gündem

Havaalanlarında güvenlik nasıl sağlanmalı?

"Terör tehdidinin asıl engellenmesi gereken yer, saldırının hazırlık aşaması"

29 Haziran 2016 21:49

İstanbul Atatürk Havalimanındaki saldırıyla birlikte havaalanlarında silahlı ve bombalı saldırılara karşı güvenlik nasıl sağlanmalı sorusu yeniden gündeme geldi.

New York ve Washington'u hedef alan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından havaalanı güvenliği daha çok uçak kaçırılmasının engellenmesine odaklanmıştı.

Ancak, havaalanlarının kendileri de uzunca bir süredir silahlı grupların hedefinde.

En son Brüksel'deki silahlı ve bombalı saldırı tehlikenin bu boyutunu daha çok öne çıkarmıştı.

Havaalanlarında kontrol noktasının nerede kurulacağı konusunda dünyada farklı tercihler söz konusu.

İstanbul havalimanı da dahil olmak üzere görece az sayıda havalimanında kontrol noktası havaalanının girişine koyuluyor.

İngiltere, Belçika ve Fransa gibi ülkelerde ise kontrol noktası havaalanının içinde. 22 Mart'ta Belçika'da saldırganlar bu nedenle de havaalanının içine kadar girebilmişlerdi.

BBC'ye konuşan Belçikalı güvenlik uzmanı ve Uluslararası Terörle Mücadele Görevlileri Derneği üyesi Claude Moniquet, iki yöntemden hangisinin daha iyi oluğu konusunda genel geçer bir kanıya varılamayacağını söylüyor.

"Güvenlik kontrol noktasını, pasaport kontrol noktasından havaalanı kapısına alarak sadece insanların sıralanacağı noktayı değiştirmiş oluyorsunuz. Saldırganların hedefinde de sıraya girerek kalabalık oluşturanlar öne çıkıyor.”
 

"Saldırgan silahını çektiği an engellemek güç"
 

Ancak, Moniguet'ye göre saldırganların havalimanlarında silahlarını çektikleri an bu tür bir saldırıyı engellemek için geç.

"Havalimanında bir alanın güvenliğini alabilirsiniz, ancak, güvenlik aldığınız yere kadar olan zincirin diğer tüm halkalarının güvenliğini almanız mümkün değil. Güvenlik önlemini nereden başlatırsanız başlatın, bu tür bir önlem ile saldırının o noktada gerçekleştirmesini engelleyemezsiniz."

İstanbul havalimanında yılda 60 milyonun üzerinde yolcu geçişi yaşanıyor. Ülkede Suriye'deki savaştan kaçan üç milyon kişinin üzerinde mültecinin olması silahlı örgüt tehdidi sayısının fazlalığı güvenlik önlemlerini daha zor bir hale getiriyor.

Güvenlik uzmanına göre, "Terör tehdidinin asıl engellenmesi gereken yer, saldırının hazırlık aşaması. Bu da güçlü bir istihbarat çalışması gerektiriyor. Bunun dışında, güvenlik amaçlı yüz tanıma teknolojileri; sivil kıyafetler içinde yolcu trafiğini izleyip güvenlik birimlerine haber verecek elemanlar; ve hedef bölgelere giden yollarda yapılacak kontroller de güvenliğin artırılmasına yardımcı olabilir."

İngiltere hükümeti, güvenlik önlemlerinin, saldırı tehdidi olduğu dönemler ve hedef durumundaki yerler için dönemsel olarak yükseltilmesi, tehdidin azaldığı dönemlerde ise azaltılmasından yana.

Moniquet'ye göre ise, potansiyel hedef olarak görülen yerlerde önlemlerin artırılması da net bir çözüm değil, çünkü "Terör örgütleri belirli bir noktada önlem aldığınızı görürse başka bir noktayı hedefleyecektir. Ya da kurduğunuz önlem zincirinin ilk halkasına yöneleceklerdir ki genelde zincirin en zayıf halkası burasıdır."

Türkiye'deki bazı güvenlik uzmanları ise medyaya yaptıkları açıklamalarda, güvenlik önlemlerini artırmanın bir sınırı olduğunu, havaalanındaki aramaların zaten oldukça ayrıntılı olduğuna ve yollarda daha fazla kontrol noktası kurmanın ise İstanbul'da ulaşımı felce uğratacağını vurguluyor.