Gündem

Halkın yüzde 67'si 'son 2 yılda yolsuzluk arttı' diyor, yüzde 52 gelecek 2 yılda yolsuzluğun artacağı fikrinde

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin Türkiye’de Yolsuzluk raporu açıklandı

27 Nisan 2015 17:05

Yolsuzlukla mücadelede dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Türkiye ülke kolu olarak faaliyet gösteren Uluslararası Şeffaflık Derneği, “Türkiye’de Yolsuzluk: Neden, Nasıl ve Nerede?” başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin tüm bölgelerinde, toplam 2000 kişiyle yürütülen kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre; katılımcıların %67’si, son 2 yıl içerisinde yolsuzluğun arttığını, %54’ü ise önümüzdeki 2 yıl içerisinde ise yolsuzluğun artacağını düşünüyor.

Mevcut hükümetin yolsuzlukla mücadeledeki çabalarını, katılımcıların %55’i etkisiz buluyor. Yolsuzluğun nedenlerine ilişkin soruda katılımcıların verdiği cevaplar, dokunulmazlıklar ve yolsuzluğun cezasız kalmasının büyük bir sorun olduğuna işaret ediyor. 

 


Raporun tamamını okumak için tıklayın


 

Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan’ın sunumuyla gerçekleşen basın toplantısında paylaşılan araştırma sonuçları, kamuoyunun, son iki yıl içerisinde yolsuzluğun arttığını ve önümüzdeki iki yıl içerisinde de artmaya devam edeceğini düşündüğünü, dokunulmazlıklar ve yolsuzluğun cezasız kalmasının ise en önemli sorun olduğunu ortaya koydu. 

Basın konferansına yorumlarıyla katkıda bulunan araştırmacı gazeteci Nedim Şener yolsuzluk kültürünün içimize sindiğini ve bu durumun Türkiye açısından çok korkutucu olduğunu dile getirdi. 

Türkiye’nin tüm bölgelerinde, toplam 2000 kişiyle görüşülerek hazırlanan kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre, katılımcıların %28,35’i, son 12 ayda usulsüz ödeme yapmak veya hediye vermek durumunda kaldığını belirtiyor. Bu oran, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından toplam 107 ülkeden 114 bin katılımcıyla gerçekleştirilen, bugüne kadar yolsuzluk üzerine hazırlanmış en kapsamlı araştırma sayılan Küresel Yolsuzluk Barometresi’nin 2013 yılı Türkiye sonuçlarında %21 olarak yer almıştı ve Avrupa Birliğindeki oranlara göre çok yüksek.    Yolsuzluğun nedenlerinde ilk sırada yer alan başlık dokunulmazlık ve cezasızlık iken, katılımcıların %55’i hükümetin yolsuzlukla mücadele çabalarını etkisiz buluyor. Kamuoyu araştırması sonuçları, dokunulmazlıklar ve cezasızlığın yolsuzlukla mücadeleyi etkisiz hale getirdiğine işaret ediyor.

 

Cezasızlık ve sermaye ilişkileri
yolsuzluğun önde gelen nedenleri 

 

Yolsuzluğun nedenleri sıralamasında arasında ilk sırayı dokunulmazlıklar ve yolsuzluğun cezasız kalması (10 üzerinden %8.14) alıyor. Cezasızlığı, siyaset-sermaye ilişkisi (%7.97), ihale sistemleri  (%7.95) ve medya-sermaye ilişkisi (%7.94) takip ediyor.   Bu sıralama, ankete katılanların özel sektörün yolsuzlukta önemli bir payının olduğunu düşündüğünü de göstermektedir. Katılımcıların %61’inin, özel sektörün rüşvet ile kamu sektörü üzerindeki etkisine ilişkin soruya “evet, özel sektör rüşvet, hediye vb. vererek kamusal işlemler ve hukuki düzenlemeler üzerinde çok etkilidir” demiş olması ise, bu sonucu destekler nitelikte. 

Pwc Türkiye Vergi Hizmetleri Lideri ve aynı zamanda Uluslararası Şeffaflık derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Zeki Gündüz de yolsuzluğun artmasının özel sektör açısından bakıldığında yatırımları da etkilediği, iş yapma maliyetlerini artırdığı  ve kötüyü daha pahalıya almak zorunluluğunu ortaya koyduğunu belirtti. 

Kamu ihaleleri ise araştırmamızın çeşitli bölümlerinde öne çıkan başlıklardan biri olmuştur. İhale sistemleri yolsuzluğun nedenleri sıralamasında 3. sırada yer alırken, kamu iş ve işlemlerinde yolsuzluk derecesi sıralamasında 10 üzerinden 8,62 puanla 1. sırada yer almaktadır. Ankete katılanların bireysel deneyimlerinden öte sistemik bir alana işaret ettikleri görülmekte.   Yolsuzluğun en yaygın olduğu düşünülen kurumlar arasında yerel yönetimler/belediyeler ve siyasi partiler ilk sıralarda yer alırken yolsuzluk iddiaları oy tercihlerini olumsuz etkilemektedir. Belediyeler ayrıca, en fazla usulsüz ödeme ya da hediyenin verildiği kurumlar olarak göze çarpmakta.   Türkiye’de hâlâ bir siyasi etik yasasının bulunmaması, çıkar çatışmalarının önlenememesi ve siyasetin finansmanı, özellikle de seçim kampanyalarının finansmanı ile ilgili kayda değer bir denetim yapılamamasına neden olmaktadır. Ayrıca lobi faaliyetlerini düzenleyen bir yasal çerçeve de bulunmadığından siyasetin diğer alanlarla ilişkisinin gözetimi güçleşmektedir.  Türkiye’de siyasetin bir menfaat sağlama aracı olarak kullanıldığına dair örneklerle birlikte bu yönde güçlü bir algı olduğu da görülüyor.   Araştırma sonuçlarında dikkate değer bir bulgu ise, katılımcıların yarısından fazlasının oy verdikleri parti hakkındaki yolsuzluk iddialarının gelecek seçimlerde oy verirken tercihlerini olumsuz etkileyeceğini belirtmiş olmaları. 

Basın konferansı konuşmacılarından İktisatçı/Gazeteci Mustafa Sönmez de Türkiye’de olduğu gibi yargının, yasamanın tekelleşiyor olmasıyla yolsuzluk sorununun büyük bir sorun haline geldiği yorumunda bulundu.  

 

 

İlgili Haberler