Politika

Güvenlik analisti Metin Gürcan: PKK, IŞİD’in mücadele tekniklerini kullanmaya başladı

"TAK'ın saldırıyı üstlenmesi, Ankara'nın 'PYD terör örgütü' tezini kabul ettirmesini daha da zayıflattı"

24 Şubat 2016 11:20

1998-2014 yılları arası Genelkurmay'ın değişik birimlerinde çalışan güvenlik analisti Metin Gürcan, 29 kişinin hayatını kaybettiği Ankara saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "TAK'ın saldırıyı üstlenmesinin ardından, Ankara'nın 'PYD terör örgütüdür' tezini kabul ettirmesininin daha da zayıfladığını" belirten Gürcan, "Bu saldırı, engellenmesi en zor saldırı tipidir. Bu nedenle bence istihbarat ve güvenlik zafiyetinden önce Türkiye’de siyasi ve entelektüel akıl zafiyetini tartışmak lazım" görüşünü dile getirdi. "PKK, IŞİD’in mücadele tekniklerini çok iyi kopyalıyor" diyen Gürcan, "Eylem kararı alma, planlama, eylemin icrası ve finansmanı konusunda artık yerel hücrelerine inisiyatif veriyor. Bunu IŞİD’den öğrendi" diye konuştu. 

"PYD, ne Ankara’nın iddia ettiği kadar 'siyah' ne de PKK’nın iddia ettiği kadar 'beyaz'" diyen Gürcan, "PYD, Suriye’deki tüm olay, olgu, aktör, süreç ve ilişkiler gibi 'GRİ'" ifadesini kullandı. 

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan (24 Şubat 2019) Metin Gürcan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Devlet, “PYD yaptı” dedi, olayı TAK üstlendi. Nedir bu işin aslı?

*

METİN GÜRCAN: PKK’yla mücadele eskiden kırsaldaydı. Bu yüzden bildiğimiz tek gerçek, Ankara’nın hikâyesi olurdu. Toplum ve hatta PKK, bu hikâyeyi tek doğru kabul ederdi. Ama şimdi çatışmanın doğası değişti. Çatışma artık zihinlere kaymış durumda. Farklı hikâyelerin çarpıştığı algı savaşları, sahadaki mücadeleden daha önemli hale geldi. Ankara, saldırıdan sonra biraz da aceleci bir refleksle “YPG yaptı, net delillerimiz var” dedi. Bununla özellikle ABD ve Batı’ya “PYD eşittir siyah” mesajını vermek istedi. Diğer yandan PKK içinden çıkmış TAK da bu saldırıyı üstlendi. Bununla TAK, “PYD eşittir beyaz, suçlu benim” dedi. Ama gerçek şu: PYD, ne Ankara’nın iddia ettiği kadar “siyah” ne de PKK’nın iddia ettiği kadar “beyaz”. PYD, Suriye’deki tüm olay, olgu, aktör, süreç ve ilişkiler gibi “GRİ”. Ama Ankara, ne yazık ki “Suriye’de griyi nasıl yönetebilirim?” sorusuna odaklanmak yerine stratejik bir hata yaparak hem iç kamuoyunu hem de müttefiklerini “Siyah mı, beyaz mı? Tercihini yap” dayatmasına zorluyor. Ankara’nın bu ısrarı içeride daha çok siyasi, etnik ve mezhepsel kutuplaşmaya, dışarıda ise uluslararası alanda Ankara’nın Suriye konusundaki tutarlılığının azalmasına neden oluyor.

 

"Bu saldırı tipi, mekânı ve hedefi açısından bir ilk"

 

Saldırının gerçekleştiği yer ve zamanlaması açısından soruyorum: Bu saldırının mesajı ne?

*

Metin Gürcan: Bu saldırı, üç açıdan ilkleri barındırıyor:

BİR: İlk kez Ankara’da hareket halindeki araçla yapılan bir intihar saldırısı...

İKİ: Türkiye’nin stratejik merkezi sayılabilecek bir mekânda gerçekleştirilmesi açısından bir ilk...

ÜÇ: Genelkurmay Başkanlığı ile kuvvet komutanlıkları karargâhlarında çalışan askeri personel ile sivil memurları hedef alması açısından da Ankara’da bir ilk.

Çok profesyonel olduğu belli olan bu saldırı, yabancı istihbarat örgütlerinden destek almadan gerçekleşebilir mi?

*

METİN GÜRCAN: Bu tam bir profesyonel işi... Öyle adrenalinini etnik kimliği için yakmak isteyen atarlı üç-beş kişinin bir araya gelip yapabileceği bir eylem değil. Stratejik akıl dokunuşu var. Kim, nasıl dokunmuştur? Herkes kendi meşrebince cevaplar veriyor. Bu yanlış. Biz saldırgan ve onun irtibatta olduğu birincil ilişkilere değil, saldırganın içinde olduğu hücrenin irtibatta olduğu ikincil ilişkideki aktör ve yapılara odaklanmalıyız. Size bir soru: Bu saldırıda Türkiye’nin düşmanı kim? Saldırganın etnik kimliği mi, ülkesi mi? Yoksa siyasi amacı mı? Yoksa ilişkide olduğu aktör-yapılar mı? Saldırının griliği, işte tam da burada başlıyor. Bu açıdan “Ankara saldırısı”, doğrudan Ankara’nın stratejik aklına yönelik Türkiye’nin ilk “gri terör” eylemidir.

 

"PKK, bu işleri IŞİD’den öğrendi"

 

Yeni saldırılar beklenebilir mi?

*

METİN GÜRCAN: PKK, IŞİD’in mücadele tekniklerini çok iyi kopyalıyor. Eylem kararı alma, planlama, eylemin icrası ve finansmanı konusunda artık yerel hücrelerine inisiyatif veriyor. Bunu IŞİD’den öğrendi. Yani doğrudan PKK’nın hiyerarşik kademesinden talimat almayan ama kendi başına eylem planlayıp saldırı yapabilen otonom hücreler ve orta düzey karar alıcılar var karşımızda. Bu hücreler sahadaki gelişmeleri değerlendirip eylem yapabiliyor. Bu durum örgüt içi disiplini sert olan ve sıkı hiyerarşisi ile bilinen PKK için yeni bir şey. İşte PKK içindeki bu otonom hücreler, bir yandan en az maliyetle, en risksiz ve en etkin şekilde Ankara’yı sıkıştırıyor, diğer yandan da PKK’nın giderek yükselen uluslararası görünürlüğünü ve itibarını bu tarz terör eylemlerini üstlenerek yıpratmamış oluyorlar. 

 

"Ankara’nın PYD tezini kabul ettirmesi çok zor"

 

Bu saldırı, dünyanın PYD’ye bakışını değiştirdi mi?

METİN GÜRCAN: Hayır. Hele ki TAK açıklaması iletişim ortamını kirlettikten ve Ankara’nın söyleminin gücünü zayıflattıktan sonra. Şunu görmeliyiz: Ne yazık ki Ankara’nın “PYD eşittir siyah” tezi doğrultusunda Suriye’deki tezini kabul ettirebilme gücü şu an için çok zayıf.

 

"İstihbarat zaafından daha çok siyasi akıl zaafı var"

 

Bu saldırıda istihbarat ve güvenlik zafiyeti var mı?

*

METİN GÜRCAN: Bu saldırı, engellenmesi en zor saldırı tipidir. Bu nedenle bence istihbarat ve güvenlik zafiyetinden önce Türkiye’de siyasi ve entelektüel akıl zafiyetini tartışmak lazım.

 

"Suriye’ye kara harekâtı pek mümkün değil"

 

Türkiye’nin Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunma ihtimali yüksek mi? Devleti yönetenler bunu istiyor mu? Konjonktür buna izin verir mi?

*

METİN GÜRCAN: Ankara, Suriye’de oyuna bir şekilde geri dönmek istiyor. Ama bir kara harekâtı seçeneği pek mümkün değil. Ankara’da sahada şu iki şeyi yapmak istiyor:

BİR: Eğer ABD’yi ikna edebilirse, Suudi Arabistan ve Katar’ın da destek vereceği “Sünni Hava Gücü”nü Suriye içinde kullanmak...

İKİ: Fırtına obüslerini Kobani, Tel Abyad, Kamışlı başta olmak üzere PYD kontrolündeki bütün sınır hattı boyunca yerleştirmek... Ancak şunu unutmayalım: Suriye’deki gelişmeler baş döndüren hızda yaşanırken ne yazık ki Ankara’nın siyasi-stratejik aklı ya hep hazırlıksız yakalanıyor ya da reaktif bir tutumla gelişmelere arkadan yetişmeye çalışıyor. 


Söyleşinin tamamı için tıklayın