Ekonomi

GÜNTİAD'dan Cinsiyet Eşitsizliği Raporu: İşyerlerinde kadınlar ve erkeklerin yaptıkları işler ile ilgili ayrışma var

"Nitelikli istihdam şart, kadınlar üzerindeki baskı kırılmalı"

13 Eylül 2018 18:46

Güneydoğu Tekstil Sanayi ve İşadamları Derneği (GÜNTİAD) tarafından hazırlanan ve Avrupa Birliği ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından desteklenen 'Dezavantajlı Kadınların Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründe İstihdamı Projesi' kapsamında yapılan 'Diyarbakır İlinde Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü Çalışma Koşulları ve Toplumsal Cinsiyet Algısı Analiz Raporu' çarpıcı verileri ortaya koydu.

Diyarbakır’da önemli bir potansiyele sahip olan tekstil ve hazır giyim sektöründe dezavantajlı grupların istihdamı ve istihdamda sürdürülebilirliklerinin sağlanmasını amaçlayan proje kapsamında detaylı bir rapor hazırlandı. Özellikle çalışmayan kadınların işgücüne katılımını ve çalışan kadınların sorunlarını tespitini amaçlayan proje kapsamında; 105 kadın proje süresi içinde istihdam edildi; 497 kişiye toplumsal cinsiyet ve ayrımcılıkla mücadele eğitimleri verildi.

Raporda, dünya genelinde kadınların istihdamın % 47,8’ini oluşturmalarına rağmen, işgücü piyasasına erkeklerle eşit oranda, eşit konumda ve eşit ücrete erişemediği vurgulandı.

TRC2 bölgesinde istihdamda cinsiyet eşitsizliği karnesi

Raporun “TRC2 Bölgesinde kadının işgücüne katılımı ve istihdamı” başlıklı bölümde Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı kapsayan kentlerdeki duruma dair önemli bilgiler şöyle yer aldı:

“TEPAV tarafından 2015 verileri baz alınarak hazırlanan 81 İl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi-2016 başlıklı çalışmada, temsiliyet, eğitim, sağlık ve istihdam eksenlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ölçülmüştür. 2012 ve 2015 yıllarında yapılan çalışmalar kıyaslandığında Diyarbakır ilinin Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğinin azaldığı görülmektedir. Ülke genelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaldığı ve kadın-erkek eşitlik oranlarının arttığı, cinsiyet eşitsizliğindeki azalışın özellikle Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi’nde de yaşandığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde de 3 yıl önceki benzer tablonun hakim olduğu ve yüksek eşitsizliğin devam ettiği ifade edilmektedir. Türkiye Kadın Güçlenme Endeksi’nde ise, Diyarbakır ilinde kadının güçlenme oranının 2012-2015 yılları arasında arttığı, ülke genelinde kadınların güçlenme endeks değerlerinde iyileşme olduğu, kadınlar bazında güçlenmenin Marmara, Ege, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz, Akdeniz Bölgelerinde ve İç Anadolu’nun batı bölümlerinde arttığı, ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde de fazla bir değişiklik olmadığı, 3 yıl önceki benzerliği yansıttığı görülmektedir.

Kadınlar tarım ve hizmet sektöründe

"TRC2 bölgesinde kadın istihdamının düşük olduğunu ve istihdamda olan kadınların tarım ve hizmetler sektöründe yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Toplam istihdamda hizmetler ve sanayi istihdamının payı yükselmekte, kadınların hizmetler sektöründe istihdamı artmakta, ancak sanayi istihdamındaki büyümenin kadın istihdamına etkisi oldukça sınırlı kalmaktadır.

"Bölgede, kadın istihdamının önemli bir kısmı hala tarım sektöründedir ve sektörde kadınlar ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır.

"TRC2 bölgesinde 2016 yılında kadınların işgücüne katılım oranı %22,4, istihdam oranı %19,7, işsizlik oranı %12,1 olarak gerçekleşmiştir. İşgücüne katılım oranının ve istihdam oranının son 5 yıl içinde artış gösterdiği, işgücüne katılım sağlayan kadın sayısındaki artışa paralel olarak işsizlik oranının da arttığı görülmektedir. İşgücüne katılım ve istihdam oranları hala Türkiye ortalamasının altındadır"

"Nitelikli istihdam şart, kadınlar üzerindeki baskı kırılmalı"

Raporun 'Analiz Çalışması Sonuçları' bölümünde ise şu tespitler yer aldı:

"Tekstil ve hazır giyim sektörü Diyarbakır ilinde sanayi üretiminde önemli sektörlerden biridir. İlde pamuk üretiminin yapılması ve işgücü maliyetlerinin Türkiye’nin batı bölgelerine göre daha düşük olması, kamunun sunduğu destekler ile yatırımların özendirilmesi sektördeki yatırımlar için avantajlar sunmaktadır. İlde işsizlik sorunun çözülmesi ve mevcut hammaddeye dayalı üretimin geliştirilmesi için de tekstil ve hazır giyim yatırımları öncelikli yatırım alanları olarak değerlendirilmektedir.

Diyarbakır ilinde sektörde DTSO’ya kayıtlı 44 işletme bulunmaktadır. Ancak üretim yapan küçük atölyeler ve kayıt dışı iş yerleri de bulunmaktadır. İplik üretiminde 3 işletme bulunmakta, iplikten sonra örme ve dokuma ile ilgili işletme yatırımları devam etmektedir. İlde tekstil ve hazır giyim sektöründe yatırım ortamını geliştirmek için 2017 yılında Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmuştur. Organize sanayi bölgesinde 2018 yılında tahsislerin başlatılması ve 1290 dönüm ve 123 parselden oluşan alanda yeni yatırımlar ile 7.500 kişinin istihdam edilmesi öngörülmektedir.

Sektördeki mevcut yatırımlar ve yeni gelişecek yatırımlar için kadın işgücü önemli potansiyel görülmektedir. Tekstil ve hazır giyim sektöründe üretim bölümündeki işlerin özellikle dikiş, iplik üretimi gibi belirli iş alanlarının kadınlar tarafından daha iyi yapıldığı düşünülmektedir. Hali hazırda ilde Türkiye genelinde olduğu gibi sanayi alanında kadınlar en çok tekstil ve hazır giyim sektöründe istihdam edilmektedir.

Saha çalışması kapsamında sektörün mevcut durumu ve gelecek yatırım planlamaları dikkate alınarak, kadınların istihdam koşulları ve istihdamda toplumsal cinsiyet algısı ile ilgili bilgi formları kullanılarak görüşmeler yapılmış ve Türkiye’de, bölgede sektör ve kadın istihdamının durumu da araştırılarak karşılaştırılması sağlanmıştır. Saha çalışmasından elde edilen sonuçlar şöyle:

  • Tekstil ve hazır giyim sektörü sağladığı istihdam ile ildeki öncelikli sektörlerden biridir.
  • Sektörde üretim bölümünde kadınlar tercih edilmekte, kadınların daha sabırlı, güvenilir, fedakâr vb. oldukları, işlerine daha çok sahip çıktıları düşünülmektedir.
  • İşyerlerinde kadınlar ve erkeklerin yaptıkları işler ile ilgili bir ayrışmanın olduğu görülmektedir.
  • Üretim bölümünün dışında sekreterlik, temizlik, aşçı gibi işlerin tamamen kadın işi olarak değerlendirildiği ve kadınların çalıştığı görülmektedir.
  • Çalışan kadınların genç ve bekâr kadınlar olduğu, işletmelerin kadınların çocuk bakımı ve aile sorumlulukları ile karşı karşıya kalmak istemedikleri görülmektedir.
  • Evli ve çocuk sahibi kadınların işgücüne katılımında ihtiyaç duydukları bakım hizmetleri ile ilgili desteğin kamu tarafından karşılanması gerektiği ifade edilmektedir.
  • Çalışan kadınların da evlilik sonrası çalışmaya devam etmek istedikleri ancak aile ve çocuk bakımı gibi toplumsal rollerinin çalışma hayatının önünde olduğu ifade edilmektedir. Toplumsal yaklaşımların sürdürülmesi, toplumsal rollerin yeniden üretilerek devam etmesi ve kadınların çalışma hayatındaki en temel sorunların başında gelen çocuk bakım hizmetleri ile ilgili kamusal alanda çözümlerin üretilememesi, kadınların geçici olarak çalışma hayatına katılımına neden olmaktadır.
  • Tekstil ve hazır giyim sektörünün ilde gelişmesi, daha katma değerli üretim yapan yatırımların gelişmesine ve sürdürülmesine bağlıdır. Bu da sektörde daha nitelikli istihdamın sağlanmasını gerektirmektedir. Bunun için geçici istihdam yerine istihdamda sürekliliğin sağlanması, gerek kamusal alanda ve gerekse işletmeler bünyesinde sağlanacak eğitimler ve destekler ile işgücünün niteliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Kadınların istihdamda sürekliliklerinin sağlanması da mevcut toplumsal yaklaşımların aşılması ve kadınların üzerindeki toplumsal cinsiyetçi roller için kamusal alanda yeni çözümler üretilmesi ile sağlanabilecektir. Bu da sektör ile ilgili daha bütünlüklü politikaların ve planlamaların yapılması ile mümkün olabilecektir.
  • İlde kadın istihdamı ile ilgili kadınların farklı alanlarda güçlenmesi, toplumsal cinsiyet algısının kırılması ve kadınların mevcut toplumsal rolleri ile ilgili yükümlülüklerinin azaltılması için çeşitli mekanizmalın geliştirilmesi gerekmektedir. Bu da kamu ve özel sektörün işbirliği ile sağlanabilecektir. Ancak özellikle çocuk bakım hizmetlerinin toplumsal alanda çözülmesi özellikle kamunun yatırımları ile sağlanabilecektir. Burada ilgili kamu kurumları ve belediyelere önemli roller düşmektedir.
  • İşletmelerin kadın istihdam etmeleri ayrımcı yaklaşımların olmadığını göstermemektedir. İşletme içindeki işlerin kadınlar ve erkeklere göre ayrışması, belirli iş alanlarında özellikle kadınların tercih edilmesi ile ilgili toplumsal cinsiyetçi yaklaşımın varlığı ve genç ve bekâr kadınların tercih edilmesi de mevcut durumda ayrımcılığın varlığını göstermektedir.
  • Genel olarak toplumun genelindeki toplumsal cinsiyet algısı kadınların ekonomik alana katılımını ve hangi alanlarda katılım sağlayacağını belirlemekte ve bu toplumsal yaklaşımlar yeniden üretilerek sürdürülmektedir. Dolayısıyla kamusal alanda ve özel sektörde geliştirilecek politikaların toplumsal cinsiyet algısını da sorgulaması gerekmektedir"