Gündem

Gülse Birsel: Uuu bu eğitim sistemi tam bir lunapark dostum, tadını çıkaralım!

"Heyecan, adrenalin, sürpriz ve belirsizlik diz boyu"

20 Eylül 2017 12:21

Hürriyet yazarı Gülse Birsel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklaması sonrası kaldırılan Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavına ilişkin olarak "Niye bu kadar negatif bakıyorsunuz? Heyecan, adrenalin, sürpriz ve belirsizlik diz boyu. Uu beybi bu Milli Eğitim artık tam bir lunapark dostum. Tadını çıkaralım! Zira milletçe bunu hak ettik" dedi.

Gülse Birsel'in "Uuu bu eğitim sistemi tam bir lunapark dostum!" başlığıyla yayımlanan (20 Eylül 2017) yazısı şöyle:

Fevkalade oldu TEOG’un aniden hop diye kalkması!

Şu an sekizinci sınıfa başlayan öğrenciler hayata öyle bir hazırlanıyorlar ki , ohoo, hepsi çakı gibi olacak.

Zira aynı hayat gibi, hiçbir şey belli değil.

Her ihtimal yaşanabilir.

Plan program yok, gelecek meçhul.

Mesela Galatasaray Lisesi’ni, ne bileyim İstanbul Erkek Lisesi’ni, fen lisesini filan hedefleyen parlak zekâlı genç, sana diyorum! Artık hayatın bir kumar! Çünkü şimdilik söylenenlere göre o okullar ayrı sınav açacak, ama bu sınavı MEB hazırlayacak. TEOG’da şimdiye kadar yaşananları düşünürsek, bakalım nasıl bir sınav olacak, sonuçları ve başarılı olanlar kime göre, neye göre şekillenecek. Ama tabii o okullar ayrı sınav da açmayabilir, belki yarın bir karar verilir ve mülakatla öğrenci alınır, belli mi olur? Nasıl adrenalin? Bence süper.

Sen, Anadolu lisesi adayı öğrenci, aniden evinin etrafında başka okul olmadığı için mecburen imam hatip okuluna gitmek mecburiyetinde kalabilirsin mesela. Hatta muhtemelen de öyle olacak! Zira artık zekân, aklın, çalışkanlığın kimseyi ilgilendirmiyor. Mühim olan adresin! Adrese göre evine yakın okula konduruluvereceksin. Ne diyorsun? E kaderde illa fıkıh öğrenmek varsa otur şükret, kısmetinde varmış kuzum, ne var?

Veya sen, imam hatip lisesi isteyen öğrenci, çok düşük bir ihtimal ama, belki evinin yakınında yoksa imam hatibe gidemeyeceksin, bu da mümkün. Her vaziyete hazırlıklı ol.

Yeni karardan emlak piyasasının çok etkileneceğini öngörüyorum. Sevgili veliler, nerede oturuyorsunuz? Adresiniz çocuğunuzun geleceğindeki en önemli değişken. Ben sizin yerinizde olsam iyi okulların listesini çıkarıp, mümkünse bütçeyi kırar yarar o mahallelerden birinde bir 1+1 ev tutar taşınırım. Sığışacaksınız artık, çocuğun kaderi sizin elinizde. Zekâ ve yetenek değil ikametgâh esaslı eğitim başladı, yihuu bu bir devriiim! Bunu da deneyelim abi, ne var? Yıllardır ne denemedik ki? Olmadı iptal eder, yeni bir şey deneriz, çılgınız çünkü biiiz!

Acaba çocuklar nasıl bir okulda okuyacak, heyecanlı değil mi? Bu da lazım abi. Edebiyata yetenekli, matematiğe kafası basmayan fen liseliler, matematik dehası imamlar, aklı kimyada, fizikte, biyolojide kalmış çok büyük sayıda fıkıh öğrencisi... Hayat işte. Ne demişler, “Hayat, sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir”! Ki bunun aynısını son yılların Türk eğitim sistemi için söyleyebiliriz. “Türk eğitim sistemi, sen plan yapmaya çalışırken, aniden başına gelenlerdir”! İşte böyle böyle, çocukları kötü sürprizlere, hayal kırıklıklarına, yeteneklerinin değerlendirilmemesine, haksızlığa, saçmalıklara, yani gelecekte gerçek hayatta yaşayacakları her berbat senaryoya hazırlamış oluyoruz. Müthiş fikir. Ve hiçbiriniz de ani kararların altındaki bu depderin felsefeyi, Türk eğitim sisteminin artık bir “hayat okulu” haline gelmiş olduğunu anlamıyor. Teessüf ederim!

Ayrıca, niye bu kadar negatif bakıyorsunuz? Heyecan, adrenalin, sürpriz ve belirsizlik diz boyu. Uu beybi bu Milli Eğitim artık tam bir lunapark dostum. Tadını çıkaralım! Zira milletçe bunu hak ettik!

Nasıl bu vahim konuda espri yapabiliyorum? Kardeşim, bizim zamanımızda özel okullar ve Anadolu liseleri için çiçek gibi merkezi sistem sınav vardı. Ayriyeten çok zekiler fen lisesine girer, sınavlarda puan tutturamayan düz liseye, isteyen de imam hatibe giderdi. Ben hazırlandım girdim, çiçek gibi Anadolu lisesini kazandım, okudum, bitti. Çocuk yapmadım. E yeğenlerim de büyüdü, meslek sahibi oldu. Tuzum kuru yani. Çocuğu olan eşe dosta, size de şakayla moral vermeye çalışıyorum işte. Ne yapayım başka?