Gündem

Görgü tanığı anlatıyor, Ali İsmail Korkmaz dövülerek nasıl öldürüldü?

Eskişehir'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın darp edildiği günü olayın görgü tanığı anlattı

11 Temmuz 2013 09:48

Alaz Kuseyri

Gezi Parkı eylemlerinde beşinci ölüm, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nde birinci sınıf öğrencisi olan 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın beyin kanamasına yenik düşmesiyle dün gerçekleşti.

2 Haziran’da Gezi Parkı eylemlerine destek için Eskişehir’de yapılan yürüyüşe katılan Korkmaz, polis müdahalesinden kaçarken kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğradıktan sonra kaldırıldığı Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

Ekşi Sözlük’te "eses taraftarı porsuk canavarı" takma adlı bir yazar, Korkmaz’ın darp edildiği sokakta gördüğü şiddeti “Eskişehir” başlığı altında saat 02.15’te kayda “Polis adeta öldürmek için vuruyor” diyerek düşürdü.

Yazar, polis müdahalesinden kaçarken sığındığı sokakta eylemcilere yapılanları yazdı. İçlerinde polisin de olduğunu öne sürdüğü birkaç kişi tarafından bir eylemcinin nasıl dövüldüğünü anlatan yazar, o eylemci ayrıldıktan sonra gördüklerini şöyle aktardı:

“Bir 15 dakika hiçbir olay, gaz bombası sesi duymayınca gitmeye koyuldum derken yine gaz bombası saldırısı başladı. Ve göstericiler yine dağıtıldı, bu sefer iki kişi fırının olduğu sokağa girdi.

O sokağa giren iki kişiyi pusuya yatan çevik kuvvet ve odunlu biri ani bir hareketle sıkıştırdı.

Arkadaki kişi pusuya yatan polisler tarafından hunharca dövüldü. Öndeki gösterici ise o fırının esnafı tarafından ve odunlu kişi tarafından (tam 5 kişi) yere düşürüldü.

O çocuk tam önümde düştü, tam önümde sayısız tekme yedi. 

Kafasına, beline, sırtına sayısız darbe aldı. Sonra kafasını kaldırıma çarptı ve mecburiyetten bayılma numarası yaptı.

Birkaç dakika sonra ise yerden hafifçe doğruldu, sırtını gördüm mosmordu. Korkudan gidip yardımcı bile olamadım, korktum. Yardım etseydim beni de dövebilirlerdi.” 

T24’ün ulaştığı yazar, “o çocuğun” Ali İsmail Korkmaz olduğunu söyledi. “Dövdüklerinde yere düşünce yüzünü çok net gördüm. Sonra internete girdiğimde de fotoğraflarından hemen tanıdım” diyen Ekşi Sözlük yazarı, “dövenler arasında polis olduğunu nereden anladınız” sorusunu da şöyle yanıtladı:

“Ellerinde coplarla dövüyorlardı. Vatandaşların da elinde beyzbol sopası, normal sopa vardı. Sopasız şekilde döven de vardı. Kafasına ve beline çok sert tekmeler attılar.”

İfadesini gizli tanıklık talebiyle yetkililere veren, ancak tanıklığının iptal edildiğini de belirten "eses taraftarı porsuk canavarı"nın o geceye dair T24’e anlattıkları şöyle:

- 2 Haziran’da yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Arkadaşımla 2 Haziran akşamı Espark'ın önündeki meydandaydık. Muazzam bir kalabalık vardı. Eylemler gayet barışçıl bir biçimde devam ediyordu. Arkadaşımın evi de Yunus Emre Caddesi'ne yakındı, gece geç saatte tek başına gitmesini istemediğim için evine bıraktım. Yunus Emre'ye çıkan bir ara sokakta 50-60 kişilik bir grup vardı. Polisle çatışma halindeydiler. Olayları daha yakından izlemek için onların yanına gittim. 15-20 dakika olayları seyrettim. Çevik kuvvet aralıklarla biber gazı atıyordu. Sonra TOMA ile barikat dağıtıldı. Barikat dağılınca da polis harekete geçti. Herkes kaçıyordu. Ben de o grupla kaçtım ve olaylarla alakası olmayan birkaç vatandaşın yanına gittim. Sonra ara sokaklardan Yunus Emre Caddesi'nin olaylardan uzak kısmına geldik. Bir uçta çevik kuvvet göstericilerle çatışıyor, diğer uçta da olaylardan habersiz sürücüler polisler tarafından caddeye sokulmuyor, başka yollara yönlendiriliyordu.

- Siz ne yapıyordunuz bu sırada?

15-20 dakika boyunca orada bekledim ve eve gitmeye en uygun yolu aramaya başladım. Kapalı pazar civarındaki bir ara sokağa saptım. İki sarhoş vatandaş sokaktaydı. Yolun müsait olduğu görünce yürümeye başladım. Yola koyulduktan sonra Ali'nin sonradan dövüleceği yere geldim. Biber gazı kullanıldığı için yüzüm yanıyordu. Önümde yaşlı bir çift vardı ve onlarla birlikte fırına girdik. Yaklaşık 15 dakika sonra dışarıya çıktım. Gazın etkisi azalmıştı. Biraz daha bekleyeyim, eve öyle giderim diye düşündüm. Tam o esnada bir gösterici yakalandı polislerce ve darp edilmeye başlandı. Polislerin yanına elinde budaklı odunla bir kişi de geldi, o da dövmeye başladı. Göstericiyi yerde tekmeliyorlardı. Sonra gösterici aniden ayağa kalkıp kaçmaya başladı. 

- O sırada sokakta durum nasıldı?

Eli odunlu bir kişi, birkaç sivil vatandaş ve birkaç sivil polis beklemeye koyuldu, Ekşi Sözlük'teki yazımda bahsettiğim fırının önünde. Biraz zaman geçince ben yine evime doğru yürümeye başladım. Çevik kuvvet yine harekete geçti ve göstericilerden biri sokağa girdi. Yine aynı şekilde dövmeye başladılar. Çocuk kaçmaya başladı. Beklemeye devam ettim. Kısa bir süre sonra tekrar saldırı oldu ve ben tam o sırada eve doğru tekrar hareket etmiştim ki eli odunlu o kişinin o sokakta bulunan pasaja pustuğunu gördüm. Çevik kuvvet saldırıya geçince önden Ali İsmail Korkmaz ve arkasından başka bir çocuk koşmaya başladı.

- Korkmaz olduğunu nereden biliyorsunuz?

Dövdüklerinde yere düşünce yüzünü çok net gördüm. Sonra internete girdiğimde de fotoğraflarından hemen tanıdım. 

- Peki, tam olarak nasıl gerçekleşti ölümle sonuçlanan darp?

Ali İsmail, sokağın girişine park eden bir aracın önüne pusan iki polis tarafından yakalanmaya çalışıldı, ama başarısız oldular. O iki polis arkadaki göstericiyi yakalayabildi ve orada dövdüler. Ali o sırada kaçıyordu ve eli odunlu kişi de yakalayamadı onu. Ama fırının önündeki sivil polis ve vatandaşlar Ali'yi itip dengesini bozunca Ali kepenklere çarptı. Sonra sivil polis ve siviller Ali'yi dövmeye başladı.

- O kişilerin polis olduğunu nasıl anladınız?

Ellerinde coplarla dövüyorlardı. Vatandaşların da elinde beyzbol sopası, normal sopa vardı. Sopasız şekilde döven de vardı. Kafasına ve beline çok sert tekmeler attılar. Ali gelen tekmelerden biriyle kafasını kaldırıma çarptı ve şuurunu kaybetti. Kendinden geçince dövmeyi bıraktılar. Ben o sırada şoka girmiştim. Yardım etmek istiyordum ama korkudan hiçbir şey yapamıyordum. Gözleri dönmüştü resmen. Ali'nin sırtını gördüm. Tişörtü katlanmıştı ve sırtı mordu. Toz da olabilir diye düşündüm, ışık da azdı çünkü. Ali çok hafif doğrulunca eli beyzbol sopalı kişi yanına gelip "Daha burada mısın o.... çocuğu" diyerek tekmelerle darp etmeye başladı. Tam o sırada Ali ani hareketle ayağa kalktı ve sokağın girişine doğru ilerledi. Sokağın girişinde pusuya yatan, elinden kurtulduğu iki polis de orada dövmeye başladı. 

- Siz ne yaptınız?

Dayanamadım ve başka bir sokaktan evime gittim. Ekşi Sözlük'te gördüklerimi yazınca bana ulaşan avukatlar aracılığıyla ifademi verdim. Ali'nin sağlığına kavuşmasını bekledim sadece. Dün de ölüm haberini aldım. Gizli tanıklık başvurumu da ifademi verirken belirttim. Çünkü işin içinde emniyet de vardı ve bir süre sonra gizli tanıklığımın iptal edildiğini öğrendim. Şimdi tekrar gizli tanıklığımı onaylatmak için girişimlerde bulunacağız.