Gündem

Gökçek: Başarısız olduğum için değil, Erdoğan istediği için istifa ediyorum; aramızı açanları helak et ya Rabbim!

Gökçek, istifa açıklamasında 23 yıllık 'başarılarını' sıraladı

28 Ekim 2017 16:59

Melih Gökçek, 23 yıldır sürdüğü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı. "Başarısız olduğumu düşündüğüm için değil, ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan istediği için istifa ediyorum" diyen Gökçek, sözlerini "Bizden görünüp bizden olmayan, görevleri liderimiz Erdoğan ile arasını açmak olan içimizdeki fitnecilere imkan verme, onları helak et ya Rabbim" diye noktaladı. 

Gökçek, hakkında ileri sürülen "Soruşturma açılmasından korktuğu için istifa ediyor" iddiasına da tepki gösterdi. "Benim 23 yıldır dokunulmazlığım yok. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yapmadım" ifadesini kullanan Gökçek, sözlerinin devamında salonda bulunan belediye meclisi üyelerinden "helallik" istedi.

"Dava adamıyım"

Melih Gökçek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "En kısa sürede istifalarını vereceklerine inanıyorum" sözleriyle işaret ettiği diğer belediye başkanları, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ile birlikte "direndikleri" yolunda yapılan yorumları da eleştirdi. Açıklamasında sık sık "dava adamlığı" vurgusu yapan Gökçek, şunları kaydetti: 

"Ben bu davanın adamıyım. Dava ahlakından geliyorum, benim davamda nefse uymak yoktur. Benim davamda şahsi çıkarlarla davaya zarar vermek yoktur. Benim davamda liderin kararlarına uymak gerekir. Emir, demiri keser. Ben bu vebalin altından kalkamam."

TIKLAYIN - Melih Gökçek için hazırlanan veda bülteninde AKP ve Erdoğan yok!

İcraat listesiyle veda etti

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasında konuşan Gökçek'in açıklamaları şöyle:

"Değerli arkadaşlar, ben Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olalı 23 yıl oldu. Elhamdülillah 5 dönemdir Ankara'ya hizmet etmeye çalışıyorum. Bir muhasebe olması ve bir yönüyle 23.5 yılın hesabını verme adına neler yaptığımı anlatmak istiyorum. 1994 yılında Ankara'nın adı Bozkır Ankara'ydı. Meyhane ve malum evlerle dolmuştu.

İstanbul'da 4 bin 640 kişiye bir cami düşerken, Ankara'da bu bin kusura inmiştir. Artık Ankara'nın adı mabetsiz şehir değil, inanç şehridir. Ankara, metroyu bizimle tanıdı. Teleferikle bizim sayemizde tanıştı. Yollarımızı genişlettik. 312 tane köprü, alt ve üst geçit yaptık. Kesintisiz trafik akışını Türkiye'ye biz öğrettik. 139 tane yaya üst geçidi yaptık. 1994 yılında hatırlar mısınız Ankara'da trafikte 394 kişi vardı, trafikten geçilmiyordu. Şimdi 7 kat arttı araç sayısını, trafik hani nerede?

"Yeşillikler içinde Ankara'yı arıyoruz"

Ankara'da 146 tane yeni bulvar açtık. Dile kolay 7 bin 255 kilometre yeni yol açmışız. Bu 17 defa İstanbul'a Ankara'dan geliş demek. Modifiye asfaltla Türkiye'yi Ankara tanıştırdı. Dekoratif saatler ve dev havuzlarla meydanlarımızı süsledik. Hava kirliliği dolayısıyla kuşlar, ağaçlardan dökülürdü. Ankara'da biz belediye başkanı olmadan önce musluklardan çamur akardı. Tüm önlemlerimizi aldık. 130 kilometreden bir yıl içinde su getirdik. 1994'ten önce 71 yıllık cumhuriyet tarihinde Gökçek öncesi 81 kilometre alt yapı yapılmıştı. Şimdi bu 250'ye yaklaştı.

Performansımız, geçmiş dönemlerle mukayese edildiğinde 7.5 katıdır. Ankara'yı üç kat büyüttük. Biz geldiğimizde Mamak ve Çankaya çöp kokusundan geçilmezdi. Belediyenin cebinden beş kuruş çıkmadan tesisleri biz kurduk, bedava topladık. Çöpten elektrik üreten ilk belediyeyiz. Ankaramızın adı bozkır Ankara'ydı. Kişi başına düşen yeşil alan 2 kilometrekare. Şimdi bu 20 kilometrekareye ulaştı. Ankara'ya 78 milyon ağaç ve çalı grubu dikmişiz. Ankara'da ben belediye başkanı olduğumda 19 park vardı, şimdi 399 yeni park ilave etmişiz. 

"Kentsel dönüşümde Ankara bir numaradır"

Kentsel dönüşümde Ankara bir numaradır. Şu ana kadar kaldırdığımız gecekondu sayısı 20 bin 499'dur. 33 bin 612 konut ürettik. Bu konutları üretirken vatandaşımız mağdur olmasın diye ödediğimiz kira parası  265 milyon lira. Türkiye'de sanayi ve organize sanayilerine karşılıksız olarak altyapı hizmeti verdik. 290 trilyon liralık yatırım yaptık. Sosyal ve kültürel projelerde Ankara, Türkiye'de bir numaradır.

Şu anda belediyemiz, çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve engellilere yönelik 165 tane sosyal ve kültürel projesi yürüyor. Bir başka ilkimiz, Gazi Üniversitesi'nde başlattığımız meslek edindirme kurslarımız. Bu proje kapsamında 17 bin mezun verdik. Şimdi bütün Türkiye'de belediyeler aile yaşam merkezleri açıyor. 

"Dar gelirli 1 milyon 228 bin aileye de 1 milyon 228 bin ton kömür verdik"

İlk gençlik merkezini 2003 yılında kurduk. 21 gençlik merkezinden 1 milyon 134 bin kişi yararlandı. Binlerce sokak çocuğu vardı. Sokakta çalışan çocuklar merkezi açtık. Çocukları sokaktan aldık ve topluma kazandırdık. Ankara'ya dışarıdan gelen hastaların yakınlarını ücretsiz misafir ettik. 1997 yılından itibaren Ankara'da dar gelirli ailelere gıda yardımına başladık. Ortalama 70 kiloluk kutularla yaptığımız yardımdan 1 milyon kişi yararlandı. 1997 yılından itibaren her yıl kırtasiye ve giysi yardımı yaptık. 1 milyon 777 bin yavrumuz bu hizmetlerden yararlandı.

Dar gelirli 1 milyon 228 bin aileye de 1 milyon 228 bin ton kömür verdik. Yaşlılarımızı unutmadık, ev temizliklerini, psikolojik destek hizmetlerini yaşlı hizmetleri merkezimizden verdik. Rakamları görüyorsunuz, büyüklüğünü görüyorsunuz. Engellileri hep baş tacımız yaptık. 342 bin engelliye destek hizmetleri verdik. Her gün 45 tane engelli okulunun yemeklerini ücretsiz olarak biz verdik. Engellilere, ihtiyaçları olan apartlarını dağıttık. Türkiye'de binası olan tek çocuk meclisi Ankara'da. Nerede bir deprem ve sel felaketi olsa Ankara orada. Mültecinin yanında Ankara Büyükşehir Belediyesi oldu. Kayyımlara devredilen belediyelere en büyük yardımı biz yaptık. Spora yardımımız büyük oldu. Şu rakamları öyle zannediyorum meclis üyeleri dahil ilk defa duyacak. EGO SPOR, 213 tane madalya kazandı.

Avrupa dünya şampiyonlarında ASKİ SPOR 260 tane madalya kazandım. Büyükşehir Ankaraspor, 166 tane madalya yazdı. Netice itibarıyla milyonlara dokunduk ve hizmet verdik. Yukarıda saydığım ve saymadığım yüzlerce proje herkes tarafından örnek alındı. Sayısız uluslararası ödül aldık. Avrupa Konseyi tarafından 4 ödül aldık. Avrupa'da sadece üç şehir; Lahey, Viyana ve Ankara bu ödülleri almıştır sadece. 

"Başarısız olduğum için değil, Erdoğan istediği için istifa ediyorum"

Değerli arkadaşlarım ve Avrupa Konseyi tarafından iki ödül alan tek belediye başkanı yokken, Melih Gökçek 4 ödül alan tek belediye başkanı olmuştur. Büyükşehir belediye başkanı olarak, Avrupa Ödülü kazanan kentler birliği başkanlığını iki sene üst üste yaptım. Bütün bu hizmetleri yaparken bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Belediyemde dönem dönem para krizleri oldu. Ama ne halkıma, ne personelime bunu hissettirmedim. Personelimin maaşını aksatmadım. Yeşilimiz bakımsız, caddelerimiz kirli kalmadı. Yatırımlarımız durmadı. Anadolu'nun dört bir yanına elimizi uzattık, yardım ettik. Böyle bir özet yaptım arkadaşlar.

Şimdi bir başka bölüme geçmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, ben yıllarını AK Parti'ye vermiş bir kardeşinizim. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu hareket, milletimiz için sayısız fedakarlıklar yapmıştır. Türkiye duble yollarla, hızlı trenle, her kentte kurulan üniversiteye, metroya, denizi üstten ve alttan geçen tünellerle Recep Tayyip Erdoğan döneminde tanışmıştır. Yaşam standartını artıracak projelerin yanında, sayısız hizmet verilmiştir. İhtiyaç sahiplerine sahip çıkılmıştır. 

Bizler, bu umudu inşa ederken o gün liderimiz benim belediye başkanlığı yaparak katkı sağlamam gerektiğini düşündü. Bugün de istifa ederek katkı sağlamam gerektiğini düşünüyor. Ben istifa etmeyerek partim için oy kaybına yol açarsam bir vebali olacağını düşünüyorum. Başarısız olduğumu düşündüğüm için değil, yorgun olduğumu düşündüğüm için değil, ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan istediği için istifa ediyorum.

AK Parti iktidarlarının ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkı inkar edilemez. Böyle bir siyasal iktidara belediyeler olarak biz de katkıda bulunmaya çalıştık. Erdoğan tarafından istifam istenmiştir. Malum medya ve bazı milletvekilleri direneceğimi düşündü. Ben bu davanın adamıyım. Dava ahlakından geliyorum, benim davamda nefse uymak yoktur. Benim davamda şahsi çıkarlarla davaya zarar vermek yoktur. Benim davamda liderin kararlarına uymak gerekir. Emir, demiri keser.

Bazıları, soruşturmalardan korktuğum için istifa ettiğimi söylüyor. Benim 23 yıldır dokunulmazlığım yok. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yapmadım. Benim hakkımda iftira niteliğindeki haberler yapan gazetecilere seslenmek istiyorum. Ben dava adamıyım, her olayda çizgim aynı olmuştur. Ankara halkı, benim bu hizmet aşkıma 5 dönem üst üste oy verdi. Dünkü duruşumun anlamı neyse, istifamın anlamı da odur. Liderimize ve onun siyasetine zerre kadar zarar vermeyi, tüm İslam alemine verilecek zarar kabul ederim. 23.5 yıl aralıksız sürdürdüğüm Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığıma veda ediyorum. 23.5 yıl boyunca benimle gecesini gündüzüne katan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin. 

Bizler, bu umudu inşa ederken o gün liderimiz benim belediye başkanlığı yaparak katkı sağlamam gerektiğini düşündü. Bugün de istifa ederek katkı sağlamam gerektiğini düşünüyor. Ben istifa etmeyerek partim için oy kaybına yol açarsam bir vebali olacağını düşünüyorum. Başarısız olduğumu düşündüğüm için değil, yorgun olduğumu düşündüğüm için değil, ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan istediği için istifa ediyorum.

Sözlerimi bir dua ile sonlandırmak istiyorum. Bizden görünüp bizden olmayan, görevleri liderimiz Erdoğan ile arasını açmak olan içimizdeki fitnecilere imkan verme, onları helak et ya Rabbim! "

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, genel başkanlığını yürüttüğü AKP'ye yönelttiği "metal yorgunluğu" eleştirileri sonrası il ve ilçe teşkilatları ile belediyelerde çok sayıda kişi istifa etmişti. Kadir Topbaş'ın 13 yıldır sürdürdüğü İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden ayrılması sonrası, aralarında Melih Gökçek'in de bulunduğu bir dizi isim istifayla anılmaya başlanmıştı.

Gökçek, söz konusu iddiaların ardından bir araya geldiği Erdoğan ile "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin karşısına yapılacak müze hakkında" konuştuklarını söylemiş; Erdoğan ise bahsi geçen görüşmede istifa konusunun da gündeme geldiğini belirtmişti. Daha sonra Gökçek de, "İstifa kararını, Erdoğan'ın talebi üzerine aldığını" açıklamıştı. 

"Son bir kez görüşmek istedi"

Söz konusu açıklamaların ardından Erdoğan ile son bir kez görüşmek istediği ifade edilen Gökçek'in bu talebinin reddedildiği ileri sürülmüştü. İki isim daha sonra Erdoğan'ın Polonya ziyareti sonrası havalimanında ayak üstü sohbet etmişti. Gökçek'in burada Erdoğan'a “Ben istediğinizi yaparım, yeter ki Ankara’yı kaybetmeyelim” dediği iddia edilmişti.

Melih Gökçek kimdir?

Melih Gökçek, 1991 yılında RP Ankara Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1994'de ilk kez aynı partinin adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. O tarihten bu yana da başkent Ankara'nın değişmez belediye başkanıydı.

Yerel yönetici olmasına karşın, birçok mevkidaşından farklı olarak iç-dış siyaset konusundaki çıkışları; siyasetçiler, gazeteciler, sanatçılar, Twitter takipçilerine kadar, kendisini eleştiren hemen herkesle girdiği polemikleri, tartışmalı belediye icraatları ve projeleriyle, "Nevi şahsına münhasır" (Kendine özgü) bir isim olarak siyasete damgasını vurdu.

Ancak her dönemin "kazananı" olan Gökçek, "başkanlık sistemi"ne geçiş anayasasının oylandığı 16 Nisan referandumundan sonra Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partide değişim sinyalini vermesiyle başlayan "metal yorgunluğu" tartışmasından kurtulamadı.

Kimilerine göre Erdoğan'la önce "2018'in Mart ayına kadar görevde kalma pazarlığı" yapan ancak başarılı olamayan Gökçek'in bundan sonra belediye başkanı olmasa da partide başka görev alacağı da konuşulanlar arasında.

Öğretmen kökenli Nevin Gökçek'le evli olan Gökçek'in Osman ve Ahmet adında iki oğlu var.

Gökçek'in uzun siyasi yaşamından bazı önemli kesitler şöyle:

Evren'den Erdoğan'a

Melih Gökçek uzun siyasi kariyerine, ANAP adayı olarak 1984'de girdiği seçimde Ankara Keçiören Belediye Başkanı seçilerek başladı.

O yıllarda "dört eğilimi (milliyetçi, muhafazakar, demokratik sol, liberal sağ)" içinde barındıran ANAP'ın milliyetçi kanadını temsil eden isimdi.

Belediye Başkanlığı sona erdikten sonra bu kez ANAP'ın bürokrat isimlerinden oldu ve 1989-1991 yılları arasında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü yaptı. Bundan sonra ise siyaseti hep muhafazakar partilerde yürüttü.

1991'de Meclis'e girdi ve 1994'deki yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Son olarak 2014'deki yerel seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kökenli Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Mansur Yavaş karşısında seçimi kılpayı, sadece 31 bin oy farkıyla kazandı.

Gökçek, bu sonuçlarla Ankara'da 5 dönem üst üste büyükşehir belediye başkanlığını alarak bir rekora da imza attı.

1980 askeri darbesinin lideri Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığı döneminden başlayıp günümüze gelen süreçte 5 cumhurbaşkanı ve 20'den fazla hükümet eskitti.

Parti kurma girişimi

Melih Gökçek'in "kendi partisini kuracağı" sık sık siyasi kulislere yansıdı. Hatta, 2002 yılında, Demokrat Parti'ye de katıldı. Ancak 2003'te Türkiye'de iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) rüzgarını dikkate alarak bu partiye geçti.

AKP içinde özellikle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la girdiği başkentin değerli arazilerini Fethullah Gülen cemaati üyelerine "parsel parsel sattığı" polemiği sonrasında da yeni bir parti kurabileceği iddiaları kulislere yansıdı ancak bu hiçbir zaman yaşama geçmedi.

Çekirdek kadroda hiç olmadı

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki kadrolarını, büyük ölçüde AKP'ye taşıdı ve kimi arkadaşlarıyla yolları ayrılsa da başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere AKP yönetimi ve hükümetlerinde bu isimlere ağırlıklı olarak yer verdi.

Ancak Melih Gökçek ANAP kökenliydi ve hiçbir zaman Erdoğan'ın "çekirdek kadrosu"ndaki isim olmadı.

Gökçek'in AKP'ye geçtikten sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmesinde, kendi oy potansiyeli etkili oldu.

Başkanlığı boyunca verdiği ihalelerle tartışma konusu olsa da, oy deposu olarak gördüğü başkentin yoksul semtlerinde dağıttığı "sosyal yardımlarla" her seferinde seçimi aldı.

Kimi yorumculara göre ise genel merkezle yürüttüğü pazarlıklar sonucu her keresinde aday olmayı başardı.

Kılıçdaroğlu'nun amansız muhalifi

Melih Gökçek'in ana muhalefet partisi CHP'nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yıldızı hiç barışmadı.

2009 yerel seçimleri öncesinde o dönem CHP'de Meclis Grup Başkanvekili olan Kılıçdaroğlu ile Gökçek, belediye kaynaklı yolsuzluk iddiaları nedeniyle televizyon programında karşı karşıya geldi.

Kılıçdaroğlu'nun belediye ile ilgili usulsüzlük iddiaları konusunda bu programda sergilediği performans, genel başkanlığa uzanan siyasi kariyerinin önemli bir basamağı oldu.

Genel Başkan olduktan sonra ise Gökçek, sosyal medya hesabı üzerinden her fırsatta Kılıçdaroğlu'na en amansız muhalefet eden isimlerden oldu.

Sanatın içine 'tükürdü'

Melih Gökçek'in ilk kez Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 yılındaki tartışmalı icraatından biri tanınmış heykeltraş Mehmet Aksoy'un "Periler Ülkesinde" adlı heykelini bulunduğu parktan kaldırmak oldu.

Kendisine yönelik gelen eleştiri ve kamuoyundaki tepkilere "Ahlaksızlığın adını sanat koymuşlar. Ben böyle sanatın içine tükürürüm" yanıtı hala hafızalarda.

Sonraki yıllarda icraatlarına yönelik eleştiriler karşısında benzer tarzı nedeniyle her zaman gündemde olmayı başardı.

Gündüz gözüyle havai fişekler

2004 yılı Aralık ayında, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri bu sırada "en iyi noktada" olan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'den "AB'den müzakere tarihi" alarak döndü.

Erdoğan "Hamdolsun tarihi aldık, bu başarı halkımızın" diye müjdeyi verirken, Gökçek de, partisinin genel başkanını öğle vakti Kızılay Meydanı'nda patlattığı havai fişeklerle karşıladı.

Muhalefet, sonraki yıllarda AB ile ilişkiler gerildikçe sık sık Gökçek'in bu karşılama biçimiyle hükümete yüklendi.

Sosyal medya fenomeni

Gökçek'in en önemli özelliklerinden birisi sosyal medyayı aktif kullanması.

Twitter üzerinden kendisine muhalif isimlerle sert polemiklere girmesi ve kendisini eleştirenleri dava etmesiyle gündem oldu.

En önemli açıklamalarını, tepkilerini büyük oranda bu mecradan gösterdi. Seveni, sevmeyeniyle, attığı mesajlarıyla hep "fenomen" olmayı başardı.

"Fıskiyeyi kim kırdı?"

Melih Gökçek'in Twitter tutkusu zaman zaman sosyal medyada kendisinin espri konusu olmasına da yol açtı.

2013 yılında attığı "Belediyenin önündeki fıskiyeyi kim kırdı?" mesajı muhalifleri için bulunmaz bir eğlence konusu oldu.

Fıskiye sözcüğü "fışkiye" olarak değiştirilip, sayısız caps, şiir, şarkı yapılarak sosyal medyada dolaştı.

Gökçek, günlerce Twitter'da konuşulan "Fışkiyeyi kim kırdı?" esprileri ile ilgili soruya, sık sık atıştığı gazeteci Ahmet Hakan'ı işaret edip, "Kamera görüntülerine baktım, sakallı birisi kırmış, Ahmet Hakan'a benziyor" esprisiyle yanıt verdi. Hakan ise o tarihlerde Ankara'da olmadığını açıkladı.

İçerek test etti

Ankara 2014 yılında kuraklığa maruz kalıp, barajlar boşalınca, Kızılırmak Suyu'nu barajlara taşıdı.

Melih Gökçek, sağlık örgütlerinin başta arsenik olmak üzere sağlığa zararlı ağır metaller içerdiği için "içilemez" raporu verdiği Kızılırmak suyunu kameralar önünde içerek, "temiz" olduğunu kanıtlamaya çalıştı.

Suyun "içilemez" olduğu raporu veren Ankara Tabip Odası hekimlerini ise "kasıtlı yapıyorlar" diye şikayet etmekten geri kalmadı.

Vekilin suyunu kesti

Ankara'nın su sorunu tartışmasında, o dönem CHP'de olan Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka ile ile karşı karşıya geldi Melih Gökçek. "Ankara'nın suyu kirlidir" diyen Nazlıaka'ya "Aylin sen Ankara'nın suyundan değil, evindeki su borularının kirli olmasından ishal oldun" yanıtı verdi.

Bir kadına yönelik üslubuyla ilgili eleştirilere, "Ama o da bana Ankara ergeni dedi" sözleriyle yanıt verdi. Önce söz düellosuyla başlayan tartışma, Gökçek'in Nazlıaka'nın oturduğu siteye "kaçak su kullandığı" gerekçesiyle astronomik ceza ve sonrasında da suyunu kesmesiyle sonuçlandı.

Oğul hüsranı

Melih Gökçek, kendisinden sonra oğlu Osman Gökçek için hazırlamaya çalıştığı siyasi gelecek konusunda ise hep hüsrana uğradı.

AKP'de önce Çankaya Belediye Başkanlığı için adı geçen Osman Gökçek, partiden vize alamadı.

2015 Genel seçimlerinde bu kez AKP milletvekili aday adayı olarak gündeme geldi bir kez daha parti genel merkezinden veto yedi.

Son olarak Ankara Ticaret Odası Başkanlığı için aday olan Osman Gökçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın kuzeni Gürsel Baran karşısında kaybetti.

İstifa iddiaları gündeme geldikten sonra da oğlu için pazarlık yaptığı iddia edildi, ancak bu doğrulanmadı.

Spora da el attı

Gençliğinden beri futbol tutkusu olan Melih Gökçek, Başkent'in en köklü takımlarından Ankaragücü'ne de el attı ve yönetimine aynı zamanda Ankaraspor yönetiminde olan diğer oğlu Ahmet Gökçek'i getirdi. Ancak kulüp, bu süreçte büyük ekonomik zorlukların yanı sıra hukuki tartışmaların da odağına oturdu.

Futbol Federasyonu, "yöneticileri aynı olan takımların aynı ligde olamayacakları" hükmü gereğince Ankaraspor'u tüm liglerden ihraç etti.

Ankaragücü ise mali güçlükler nedeniyle küme düştü. Ankaraspor "Osmanlıspor Futbol Kulübü" adıyla liglere geri döndü. Kulüp başkanlığına ise Ahmet Gökçek getirildi.

Zevk resti

Uzun yıllar Türkiye'nin "en borçlu belediyesi" olan, iki metro projesinin finansmanını belediye bütçesiyle karşılayamayınca, projeyi merkezi hükümete tamamlatan Gökçek, Atatürk'ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine 2 milyar lira harcayarak yaptığı temapark niteliğindeki "Ankapark"a yönelik eleştirilere "Orası benim siyasi tercihim, kişisel zevkim" yanıtıyla rest çekti.

'Parsel parsel sattı' mı?

Melih Gökçek'in siyasi yaşamındaki en önemli kırılma noktalarından birisi ise Mart 2015'te yaşandı.

Hükümet ile Gülen Cemaati arasındaki ittifakı sona erdiren 17/25 Aralık sürecinin parti içinde de yansımaları oldu.

Gökçek, o dönem Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü olan Bülent Arınç'ı cemaatle işbirliği yapmakla suçlayınca ipler koptu.

Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında soruları yanıtlarken, "Gökçek bu yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okul yaptırmıştır. Yurt yerleri sağlamıştır" diyerek meydan okudu.

Görevden alınmasını isteyen Gökçek'e verdiği "Terbiyesizce bir açıklamadır. Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir" yanıtıyla ipler tamamen koptu.

Gökçek daha sonra yaptığı açıklamada ise " Ben sadece paralel yapının değil, hayır kurumu olarak bildiğim tüm kuruluşlara kanunun bana verdiği yasal çerçeveler içinde yardım etmişimdir... Paralel yapının bir hayır kurumu değil ihanet şebekesi olduğunu anladığımda da onlara karşı bakışım değişmiştir. .. Bu tavrımı parsel parsel birilerine peşkeş çekmek olarak algı yönetimi yapanlar şerefsizdir" açıklamasını yaptı.

Bir sonraki seçimde Arınç milletvekili adayı gösterilmedi ve aktif siyasetin dışında kaldı, ama partiden kopmadı.

Gökçek ise yaklaşık 2 yıl sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden ayrılıyor.

Gülen'in 'cinleri' mi yaptı?

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında da cemaate yaptığı yardımlardan duyduğu pişmanlığı sık sık dile getiren Gökçek, katıldığı bir televizyon programında, Gülen'in darbe girişimi dahil bir çok işi "cinlerle" yaptığını savunup, "Üç harfliler yapıyor bu işi. Bana da altın gibi değerli metal ve cevşen vermişti" iddiasında bulundu, hatta "cinlerin yaptığı işlere" bizzat tanık olduğunu savundu.

ODTÜ Ormanı'na yol

Melih Gökçek, planladığı her projeyi yargı kararları, tepkilere, protestolara karşın, yaşama geçirmesiyle biliniyor.

Başkentteki birçok imar değişikliği, alt-üst geçit projelerini yargı kararlarına rağmen yaşama geçiren Gökçek, Türkiye'nin köklü üniversitelerinden ODTÜ Ormanı içinden geçirdiği yollar nedeniyle tartışma konusu oldu.

İlk olarak 2013 yılında geceyarısı iş makinalarını ODTÜ kampüsüne sokup yol açan Gökçek, son olarak da bu yıl bu kez rektörlükle anlaşarak, bir gecede yüzlerce ağacın yok edildiği eleştirilerine karşın, ikinci yol projesini başlattı.

Gökçek sonrasında da yol yapımına tünel yöntemiyle yol yapılması halinde büyük bölümü 2. derece SİT alanı olan 24 hektarlık ormanlık alan yok olacak.

Kadir Topbaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa etmesinin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın istifasını istediği 6 belediye başkanından biri olarak gündeme gelen Gökçek, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından cumartesi günü görevi bırakacağını açıkladı.