Dünya

Freedom House'un 'Dünyada Özgürlük, 2015' raporunda Türkiye'ye ağır eleştiriler

'Akademik özgürlük oto sansür ve yasal ve siyasi baskılarla kısıtlandı'

29 Ocak 2015 10:21

Ülkelerin demokrasi karnesini tutan Washington merkezli Freedom House’un "Dünyada Özgürlük, 2015" raporunda Türkiye, ‘kısmen özgür’ kategorisinde yer aldı. Türkiye’nin demokratik ilkelerden uzaklaştığı belirtilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın demokratik çoğulculuğa karşı kampanya yürüttüğü ifade edildi.

Zaman'dan Namık Kemal Parlak'ın haberine göre, 195 ülkenin incelendiği raporda Türkiye, Bolivya, Mozambik ve Papua Yeni Gine gibi ülkelerle birlikte ‘kısmen özgür’ kategorisinde yer aldı. Türkiye’nin demokratik ilkelerden giderek uzaklaştığı vurgulandı. Bu konuda sorumlu olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın işaret edildiği raporda, Erdoğan’ın geçen yıl gücünü pekiştirdiği ve demokratik çoğulculuğa karşı sert bir mücadeleyürüttüğü belirtildi. Rapordaki değerlendirmede, “Erdoğan, açıkça medya sahiplerinden sansürlü yayın veya muhalif gazetecilerin kovulmasını istedi. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymadığını söyledi. Gazetecileri tehdit etti, kadın gazetecileri azarladı ve okul müfredatına radikal, hatta tuhaf değişiklikler talimatı verdi.” ifadeleri kullanıldı. ‘Erdoğan’ın siyasi düşmanı’ olan medya organlarına karşı bir dizi baskın ve gözaltılar dahil olmak üzere medya ve yargının, ‘yürütme ve yasama kollarının büyük müdahalesiyle’ karşılaştığı vurgulandı. Freedom House mayıs ayında açıkladığı ‘Dünyada basın özgürlüğü‘ raporunda da Türkiye’yi ‘kısmen özgür’ statüsünden ‘özgür olmayan’ statüsüne düşürmüştü.

Dün açıklanan raporun Türkiye kısmında 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını yürüten yargı ve emniyet mensuplarının tasfiye edilmesi, 14 Aralık operasyonu, Bank Asya’yı batırmaya yönelik girişimlere genişçe yer verildi. Freedom House, 2014 yılında Türk siyasetine, 4 bakan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin karıştığı yolsuzluk soruşturmasının gölge düşürdüğünü ifade etti. Erdoğan ile oğlu Bilal arasında geçtiği iddia edilen sıfırlama kaydına da değinilen raporda, Erdoğan’ın yolsuzluk delillerini, ‘paralel devlet uydurdu’ diyerek reddettiği kaydedildi.

 

Yolsuzluk ana sorun

 

Skandalın ardından 45 binden fazla polis memuru ile 2 bin 500 yargıç ve hakimin yerlerinin değiştirildiğine dikkat çekildi. Muhaliflerin, bu atamaları, yolsuzluk soruşturmalarını durdurma ve yargı bağımsızlığını zayıflatmaya yönelik olduğu eleştirisini yaptığı hatırlatıldı. “Yolsuzluk Türkiye’de başlıca bir sorun olmaya devam ediyor.” denildi.

 

‘Hükümet, gazetecileri taciz ediyor’

 

Raporda, Erdoğan ve AKP yetkililerinin muhalif gazeteciler ve işadamları ile Alevileri “hain” diye sıfatlandırdığı dile getirildi. Hükümet hakkında olumsuz haber yapan medya organlarının kapatıldığı veya haklarında soruşturma açıldığına dikkat çekildi. Geçtiğimiz aralık ayında genel yayın yönetmenleri ve senaristlerin de aralarında yer aldığı 30 kadar kişinin terör örgütü kurma suçlamasıyla gözaltına alındığı vurgulandı. Hükümetin Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkardığı ve ‘terör örgütü lideri’ suçlamasıyla ABD’den iadesinin istendiği bildirilirken, bu adımlar "cemaate yönelik mücadelenin artışı" şeklinde nitelendi.

KCK ile bağları sebebiyle ya da darbe planlamak iddiasıyla birçok gazeteci ve entelektüelin hapse atıldığı ifade dildi. “Hükümetin gazetecilere yönelik tacizi yaygın” denilen raporda bunun da oto sansüre ve işten çıkarmalara yol açtığı belirtildi. “Medya organlarının neredeyse tamamının siyasi partilerle bağları olan ya da farklı alanlarda iş yapan büyük holdinglere ait olması, oto sansüre katkı yapıyor.” denildi. Raporda, tutuklu yargılama süresinin kısaltılmasıyla 2013’te 40 olan hapisteki gazeteci sayısının Ekim 2014’te 19’a düştüğü bildirildi. Ancak hâlâ yargılanmayı bekleyen 150 kadar  gazeteci bulunduğuna işaret edildi.

 

'Sosyal medyaya yasak'

 

Freedom House, hükümetin özellikle interneti sıkı kontrol altına almaya yönelik bir dizi yasalar geçirdiğini rapor etti. Erdoğan ve diğer yetkililere ait ses kayıtlarının internete düşmesi sonrası YouTube ve Twitter’a erişimin yasaklanmasını not etti. Raporda, “Hükümet, özel mahkemeleri, muhalif yazar ve gazetecilerin Twitter hesaplarının kapatılması için kullandı.” denildi.

 

'Gülen cemaati hedef alınıyor'

 

Gülen cemaatinin, hükümetin belirgin hedeflerinden biri olduğu, cemaat mensuplarının fişlendiği, bazı okullarının kapatıldığı kaydedildi. Yetkililerin,  cemaate yakın olanlar başta olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşlarını takibe aldığı ve baskı uyguladığı belirtildi. Bank Asya’nın, kamu şirketlerinin organize bir şekilde paralarını çekmeleri, borsa işlemlerinin birçok kez askıya alınması ve kabine üyelerinin medyadaki sözlü saldırılarını içeren hükümet müdahaleleri nedeniyle 2014 yılında aşırı istikrarsızlıkla yüz yüze geldiği vurgulandı.

 

'Akademisyenlere kısıtlama'

 

Raporda Alevilerin ayrımcılık gördüğü, Erdoğan’ın sürekli Alevileri küçük düşürücü açıklamalar yaptığı aktarıldı. “Akademik özgürlük oto sansür ve yasal ve siyasi baskılarla kısıtlandı.” tespiti yapılırken Yükseköğretim Kurulu’nun akademisyenlere kendi alanları dışında medyaya demeç vermesine kısıtlama getirildiği hatırlatıldı. Koç Holding dahil hükümet muhalifi olarak görülen şirketlere, baskı yapıldığı, gereksiz vergi teftişlerine maruz kaldıkları, kamu ihalelerinden dışlandıkları dile getirildi.