Gündem

Fransa Dışişleri Bakanı:Türkiye'deki OHAL farklı, Fransa'da yargı hâlâ bağımsız

"Sizlerdeki OHAL'de polis yetkilerine ekstra bir yetki getiriliyor"

24 Ekim 2016 17:15

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümetin Türkiye'deki olağanüstü hal uygulamaları (OHAL) için örnek gösterdikleri Fransa'dan aksi yönde açıklama geldi. Ankara'da temaslarda bulunan Fransa Dış İşleri Bakanı Jean-Marc Ayrault "Fransa ile Türkiye'deki OHAL yapısal olarak farklı.
Fransa'daki OHAL'lerde yargının hala bağımsızlığı söz konusudur" dedi. Ayrault'yu konuk eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Türkiye'deki OHAL uygulamalarının "kapsam ve hedef" bakımından Fransa'daki ile aynı olduğunu iddia etti.

İki ülkenin dışişleri bakanlarının ortak basın toplantısındaki açıklamalarından satır başları şöyle:

Jean-Marc Ayrault

Sadece nefret söylemini suç sayacak bir kanundur, çok genel bir kanun metini olduğunu da ifade etmem gerekiyor. Tarihi olayların tarihçiler tarafından ele alınması gerekiyor, biz politikacılar söz sahibi olamayız. 

Türkiye terörle mücadele çerçevesinde kendini savunmak hakkına sahiptir. OHAL süresini uzatmak da kendi hakkıdır. Fransa ile Türkiye'deki OHAL yapısal olarak farklı.
Fransa'daki OHAL'lerde yargının hala bağımsızlığı söz konusudur.

Sizlerdeki OHAL'de ise polis yetkilerine ekstra bir yetki getiriliyor. Hukuk devlerine saygısı ve temel hak ve özgürlüklerini göz önünde bulundurması ve yargılamaların adil bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Yargılananların, faillerin konuyu üst makama götürmelerine imkan vermeniz gerekir. 

Mevlüt Çavuşoğlu

Türkiye'deki OHAL ile Fransa'daki OHAL arasında fark yoktur, ikisi de terör örgütlerini hedef almaktadır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne getirdiğimiz kısıtlamalar da aynı kapsamdadır. Fransa'yı hedef alan teröristler hangi muameleyi görüyorsa Türkiye'de darbe girişiminde bulunanlar da yargıya teslim edilmiştir. Fransa'daki ve Türkiye'deki OHAL Fransız ve Türk vatandaşlarının özgürlüklerini kısıtlamamıştır, etkilememiştir.

Her zaman söylüyoruz atılan adımlar anayasa ve hukuk çerçevesinde olmalıdır. Bizler devletiz, devletler teröristler gibi davranamaz.


Bu sürecin şeffaf olması da önemli, ikimiz de Avrupa Konseyine üyeyiz ve düzenli bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Fransa'da senatoda kabul edilen bu ifade özgürlüğünü kısıtladığını düşündüğümüz konuyla ilgili daha önce telefonda da görüştük, bugün de gündeme getirdik. Esasen oylamadaki sayıya baktığımızda çok sayıda Fransız vekilin de bundan endişe duyduğunu görüyoruz, çok az bir oy farkıyla geçti. İfade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi demokrasinin temel değerleri Avrupa Konseyi ülkelerinin tümü için geçerlidir ve iç hukukun üstündedir. Hem Türkiye'de hem Fransa'da. Fransa'nın buna benzer bir kararını da çok iyi hatırlıyoruz, umarım yine anayasa konseyinden döner. 

Musul operasyonuyla ilgili sorularınıza gelecek olursak, Musul operasyonuna çok yönlü bir şekilde katkı sağlıyoruz. Kuzey Irak'ta eğittiğimiz Peşmerge güçleri operasyona katıldılar. Başika kampında eğittiğimiz Ninova grupları da aktif bir şekilde operasyonun içindeler.

Diğer taraftan 4 tane F-16 jetimiz de koalisyonun içinde yer alıyor hava operasyonlarına katılmak için. Bu havadan desteğin nasıl yapılacağına koalisyon güçleri ile askerlerimiz karar veriyor.

Başika kampında bulunan kuvvetlerimiz Musul operasyonuna kadar 700'den fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirmiştir. Cerablus bölgesindeki katkımız da ortada, sanıyorum hiçbir ülke tek başına bu kadar teröristi etkisiz hale getiremez.

Musul operasyonu başladığı günden bu yana yine oradaki kuvvetlerimiz obüs atışları, havan atışlarıyla öldürdüğü terörist sayısı ise 20'ye yaklaşmıştır, 17 teröristi öldürmüştür. Hepimizin ortak amacı, Suriye ve Irak'tan DEAŞ'ı temizlemektir. Irak bizim komşu ve kardeş ülkemizdir. Irak'ın toprak bütünlüğü ve güvenliği bizim kendi güvenliğimiz kadar önemlidir. Herkes tabii Suriye'den Türkiye'ye gelen mültecileri konuşuyor, oysa bugüne kadar Irak'tan 300 bin mülteci Türkiye'ye gelmiştir.

Ayrıca Kuzey Irak'ta kurduğumuz kamplarda 40 bin civarında evlerinde edilmiş insanlar yaşıyor. Her gün yardımlarımızı ulaştırıyoruz. Biraz önce sevgili dostum Türkiye sadece DAEŞ ile FETÖ ile değil, aynı zamanda PKK terör örgütüyle de mücadele ediyor. Ve maalesef Irak'tan çok sayıda PKK teröristi ülkemize geliyor ve saldırı gerçekleştiriyor. Şimdi de Sincar'ı ikinci bir Kandil yapmak istiyorlar.

Biz de uluslararası hukuktan kaynaklanan yetkimize dayanarak PKK'nın Kuzey Irak'ta yapılanmasına daha çok müdahale edeceğiz, burada varlık göstermelerine müsaade etmeyeceğiz. Sınırın diğer tarafında aldığımız ve alacağımız tedbirlerle de bu bölgenin bizim için güvenli bölge olmasını da sağlayacağız. Teşekkür ediyorum"