Yaşam

'FETÖ'den ihraç edildi; şimdi otelde çalışıyor: 25 yıllık öğretmenim, alnım açık

"Umutluyum, döneceğim..."

19 Şubat 2018 12:40

'FETÖ' soruşturması kapsamında 2016 yılında 25 yıllık mesleğinden ihraç edilen Eğitim-Sen’li öğretmen İsmet Sözen, yaşadığı Bitlis’te barınamayıp Bursa’ya taşındı. Sözen, “Bir akrabanın yanında asgari ücretle çalışıyorum. Ama alnım açık, ülkeme zarar verecek hiçbir şey yapmadım” dedi.

49 yaşında, Eğitim-Sen’li öğretmen Sözen, 29 Ekim 2016’da 'FETÖ'den ihraç edildi. Ardından üç çocuğuyla Bursa’ya göçmek zorunda kaldı. Şimdi bir termal otelde asgari ücretle gece sorumlusu olarak çalışıyor.

Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın sorularını yanıtlayan Sözen'in açıklaması şöyle:

- Bir gün ihraç edilebileceğiniz hiç aklınıza gelir miydi?

Hiç aklıma gelmezdi. Hakkımda bugüne kadar ne adli ne de idari bir soruşturma açılmış değil. Bir anda açığa alındım. 29 Aralık eylemine katılan Eğitim- Sen Yönetim Kurulu üyeleri ihraç edildi. Ben de onlardan biriydim.

"Çocuklar yaşam kaynağım"

- 25 yılınızı adadığınız bir kurumdan ayrılmak zorunda bırakılmak nasıl bir duygu?

Tarifi çok zor. Şoke oldum başlarda. Yaklaşık üç ay hiç uyuyamadık. Yediğimiz içtiğimiz zehir oldu. Midemden ve kalbimden rahatsızlandım. Okulun önünden dahi geçmek istemiyordum. Öğrencilerim etkilenmesin diye onlarla dahi vedalaşmadım. Onlarla sokakta denk gelince başka bir yerde görev yapmaya başladığımı söylüyordum. Çocukları kendi sorunlarımla üzmek istemedim.

- Evinizle okulunuz karşı karşıyaydı...

Evet ne acı... Her sabah kalktığımda okulu, çocukların içeri girişlerini görmek canımı acıtıyordu. İnsanın aşından ekmeğinden uzak olması gerçekten çok zordu. Gerçekten mesleğimi ve öğrencilerimi çok seviyordum. Çocuklar benim yaşam kaynağımdı.

- Bitlis’te sizi tanımayan yok denebilecek kadar az. İhracınız halk tarafından nasıl karşılandı?

Çok üzüldüler. Her sabah, ‘Hocam ne oldu? Bir gelişme var mı’ diye soruyorlardı. Üzülerek bakıyorlardı. Bu durum beni kahrediyordu. Çarşıya indiğimde en az 20 kişi yolumu kesiyordu... Uzun yıllardır görüşmediğim insanlar arayıp destek oldu. Ama daha önce dost dediğim insanlar vardı. Onlar ise beni görünce yollarını değiştirdiler, selam vermekten çekindiler. Bu süreçte insanları tanıdık.

"Mantıyla geçindik"

- Sizin için komşularınız mantı yapıp sattılar...

En küçük çocuğum üç yaşındaydı. Komşularımız ‘ne yapalım?’ diye düşünmeye başladı. Sağolsunlar mantı yaptılar. Dört beş ay mantıdan ve sendikamdan gelen yardımla geçindik. Sonra evimizi toplayıp Bursa’ya geldik.

- Neden?

Yaşadığım travmayı atlatamadım. İhraç kararı her an aklımdaydı. Hatırlamamak için Bitlis’ten ayrıldım. Bir akrabanın yanında asgari ücretle çalışıyorum. O da akraba olduğu için beni işe aldı. Akşam 23.00’te işe gidiyorum. Sabah 7’de evime geliyorum. Bitlis’te velileri cemaate karşı uyarmıştım. O veliler beni şikâyet etti. Bir gecede okul müdürlüğünden alındım. Şimdi yine FETÖ nedeniyle ihraç edildim. Ama alnım açık. Ben ülkeme zarar verecek hiç bir şey yapmadım.

- Hukuk mücadelesine başladınız mı?

Sendikamız aracılığıyla davamızı açtık. Davamız reddedildi. OHAL Komisyonu’na başvuduk. Komisyon bir oyalama gibi görünüyor. İç hukuk yolu tükenirse AİHM’ye başvuracağım. Bu sadece benim hakkım değil. Üç çocuğumun ve eşimin de hakkı. Onların haklarını, nasiplerini kimseye bırakacak değilim. En azından bana bir şey olursa eşime bir şeyler kalsın.

"Umutluyum, döneceğim..."

- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu bir süreç. Sadece benim değil Türkiye’nin bir süreci. Umutluyum. Ama bir yıl sonra, iki yıl sonra, beş yıl sonra işe geri döneceğimi biliyorum. İyi olmaya çalışıyorum. Çoluk çocuğumu aç bırakmadan hukuk mücadeleme devam edeceğim. Ayrıca böyle bir söyleşiyi kendi öğrencim ile yaptığım için mutluyum. Bu benim için dünyalara değer. Yetiştirdiğimiz öğrencileri iyi bir yerlerde görmenin tarifi imkânsız...