Gündem

"FETÖ, 70'lerden itibaren TSK'ya sızmaya başladı, kendinden olmayanları kaset kumpaslarıyla saf dışı etti"

Savcılık soruşturmasında elde edildiği iddia edilen bulgular...

23 Şubat 2017 11:36

Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Necip Cem İşçimen’in koordinesinde Anayasal Düzene Yönelik Suçlarla Mücadele Bürosu’nda görevli savcıların yürütttüğü soruşturma, FETÖ’nün TSK içindeki faaliyetlerine ilişkin pek çok delil, belge, bulgu ve ifadeye ulaştı. Milliyet'ten Tolga Şardan'ın haberine göre, cemaat mensubu olduğu iddia edilen kişiler 1970’lerde orduya sızmaya başladı, 2000-2008 arasında TSK’da yerleşme ve yayılma dönemi yaşandı. Yüksek sicil ve takdir verilenler kilit görevlere geldi. İddiaya göre, cemaatten olmayan generaller ise yakın takibe alınarak kumpaslarla saf dışı edildi.

Milliyet'in haberi şöyle: 

FETÖ kadrolarının genellikle kurmay sınıfından. FETÖ, bunun için askeri okullardan mezun olanların harp akademilerine yönlendirilmesine özel önem verdi. 

FETÖ’nün, küçük yaştan beri yetiştirdiği ve TSK’ya soktuğu mensuplarının hemen tamamı, bağlı oldukları abiler veya imamların izin ve talimatı doğrultusunda evlendirildi. Böylece, eşi de kendisi gibi örgüte bağlı olan örgüt mensuplarının hem FETÖ ile olan bağları daha da kuvvetlendirildi hem de örgütten ayrılması durumunda eş ve çocuklarının da kendisinden uzaklaşacağı endişesiyle üzerinde baskı oluşturuldu. 

KPSS’den şüpheli kurmay eşleri

Eşi; doktor, hakim gibi mesleklerdeki TSK mensubu personelin bir çoğunun FETÖ’yle bağlantılı olduğu belirlendi. Eşi KPSS soruşturmasında şüpheli durumda 487 personel bulunuyor. Bunlardan 90’ı Kara Kuvvetleri Komutanlığı (K.K.K.) mensubu karacı kurmay subay. Örneğin, K.K.K.’da kurmay subayların genel subay mevcuduna oranı yüzde 5.62 iken eşi KPSS soruşturmalarında şüpheli durumda bulunan kurmay subayların tüm şüpheli personele oranının yüzde 19 olması hayatın olağan akışına aykırı olarak değerlendirildi. 

Örgütle hiçbir ilişkisi olmayan veya örgüt karşıtı TSK personelinin de faaliyetleri, FETÖ mensuplarına yakından takip ettirildi. Böylece örgüte zarar verebilecek her türlü hareketin önüne geçmeye çalışıldı. 

2000-2008 arasında TSK’da yerleşme ve yayılma dönemi yaşandı. 1970’li yıllardan itibaren TSK’ya sızmayı başaran FETÖ mensupları, 1990 yılların sonundan itibaren personel temin, atama ve sicil birimleri, istihbarat ve istihbarata karşı koyma birimleri, başta Harp Akademileri olmak üzere eğitim kurumlarının ölçme değerlendirme birimleri ile diğer askeri okul, eğitim ve kurs birimlerine yuvalandı. 

Yüksek sicille parlatma

TSK’daki örgüt mensuplarına yüksek sicil ve takdir verilerek parlatıldı. Bu uygulama yıllarca sistematik olarak yürütüldü. Sonuçta, örgüt üyesi TSK personeli, örgüt üyesi olmayan personelin önünde yer aldı. 

Örgüt, güvenilirliğini çeşitli şekillerde sadakat testiyle kanıtlayan mensuplarını faydalanabileceği emir subayı/astsubaylığı, atama subaylıkları, istihbarat birimleri, adli müşavirlikler, icra subaylığı, özel kalem müdürlüğü gibi en 
kritik kadrolara atama dairelerindeki mensupları aracılığıyla yerleştirdi. Bu sadık örgüt mensuplarının neredeyse tamamı 15 Temmuz’daki darbe girişiminde aktif olarak görev aldı. 
Geçiş döneminde kendilerinden olmayan generallere ulaşmayı hedef olarak gören FETÖ, generallerin yanında yaver, emir subayı/astsubayı ve emir erleri monte etti. 

Kadrosuzluktan emekli

FETÖ’nün kendilerinden olmayanlara yönelik uyguladıkları kıyımlardan birisi de “kadrosuzluktan emeklilik” seçeneği oldu. 2012’den itibaren TSK’daki tüm personelin “sicil sıra çizelgesi”nin yayınlanmasında vazgeçildi. Bu yöntemle özellikle general olmalarını bekleyen albaylar sicil durumlarının ne olduğunu bilemediklerinden neden terfi alamadıklarını sorgulayamadı. 

FETÖ, örgütten olmayan generallere ulaşmak için değişik yöntemleri kullandı. TSK’nın dolayısıyla generallerin ihtiyacı olan, teknolojiye hakim, başarılı bilgisayar ve elektronik mühendisleri bu komutanların çalışma ekibine monte edildi. Böylece generallerin her türlü gizli ve mahrem bilgileri elde edildi. 

Karargah ve kıtalarda komutanların sekreter, yabancı dil bilen personel, şoför gibi büro elemanlarına olan ihtiyaçları bilindiğinden örgütten yetişmiş, kalifiye elemanlar generallerin yakın çevresine tavsiye edildi, en kritik bilgilere bu şekilde ulaşıldı. 

Fuhuş şantajı

FETÖ, haram olmasına rağmen kişilerin zaaflarını araştırdı, zaafını belirlediği kişiyi her türlü kullanmasını bildi. Bu konuda insanlara cinsel içerikli kumpaslar kurma yolunu sıklıkla kullandı. Bu konuda “fuhuş hizmeti” kurdu. Bir kısım yüksek rütbeli, aslında örgütle hiçbir bağlantısı olmayan komutanlar görüntüleme ve şantaja alet edildi. 

Generallerin mal ve mülk artışı yakın takip edildi. Generallerin eş ve çocukları FETÖ’nün takibi altında tutuldu. Elde edilen en küçük bilgiyle komutanlar tasfiye edildi.

Kritik kadrolara yerleştirilen personel sayesinde yurtdışı sürekli/geçici görevlere personel seçimi, atama, sicil, terfi ve erken terfi konularında şeffaf olan sistemin kapalı hale getirilmesiyle kendi yandaşlarına avantaj sağlandı. Devamlı “parlatılan” örgüt mensuplarının örgüte olan bağlılıkları artırıldı. 

Eşlere yüksek puan

Yurt dışı görevlere personel seçiminde en önemli kriter olan yabancı dilde, notu 65-70 arasında olan bir personelin bir yıl içerisinde notunu 20-25 puan artırdığı veya Arapça gibi çok zor bir dilden bir gün bile kursa gitmeden veya alt yapısı olmadan ilk girdiği sınavda yüzde 70 üzeri not alarak yurtdışı görevi seçilen personel bulunduğu belirlendi. Aynı şekilde yabancı dil sınavına giren eşlerden her ikisinin de hem dinleme, hem de okumadan aynı notu aldıkları saptandı.

Yurtdışı görevlere seçilerek NATO kadrolarına atanan FETÖ mensubu subayların bazı milli ve askeri bilgiler, gerek NATO makamlarına servis ettikler, gerekse de milli menfaatlerin söz konusu olduğu bazı konuların örgütün istediği biçimde gerçekleşecek şekilde kullanıldı. 

İddianame açıklandığında, örgütün faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğünü bütün detaylarıyla görebileceğiz.