Gündem

Fehmi Koru: Türkiye’nin ‘kumpaslara’ maruz kaldığına kuşku yok da…

"Binali Yıldırım, Theresa May ile 'Man Adası' odakları iddiaları da konuşmuş mudur?"

29 Kasım 2017 13:33

Fehmi Koru*

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı da, açıklamalara tepki veren AK Parti sözcüleri de haklı: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında dillendirdiği iddialarını ispatlamakla yükümlüdür.

“Bunlar Swift kayıtları, bunlar da banka dekontları” demek ve bir takım kâğıtları kürsüden göstermek yetmez.

İddialar.. iddialar..

Kılıçdaroğlu önceki gün başlattığı “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınları yurtdışına para transfer etmiş” iddiasını, CHP milletvekillerinin ekranlardan evlere taşan “Tayyip istifa” nidaları arasında Meclis’e taşıdı.

 

 

Oğlu, kardeşi, dünürü ve bazı başka yakınları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, iddiaya göre, toplamı 15 milyon doları bulan bir meblağı, Man adasındaki (Isle of Man) bir bankaya taşımış…

Kilıçdaroğlu “Man Adası Devleti” diye kendisinden söz ediyor, ama orası bildiğimiz anlamda bir devlet değil; İngiltere’nin bir uzantısı ve bir çok yönden Kraliçe’nin hükümranlığı altında. Farklı statüsü, resmen dokunamayacağı türden paraları bankalarıyla ünlü başka yerlere kaptırmamak için İngiltere’nin bulduğu bir formül gereği.

Ada, coğrafi olarak da, zaten İngiltere’nin uzantısı.

İngiliz BBC televizyonunun adadaki sıra-dışı finansal uygulamaları irdelesin diye bir gazeteci timini şu günlerde göndermesi bile ada yönetimini telâşa sürüklemişe benziyor.

Endişeleri, Londra tarafından o özel statüye son verilebileceği ve Avrupa Birliği tarafından cezaya dönüştürülebileceğinden kaynaklanıyor.

Ne tesadüf, Başbakan Yıldırım da Londra’daydı

CHP liderinin iddiasını gündeme taşıdığı gün, Başbakan Binali Yıldırım da Londra’daydı. Dönüş yolunda uçakta yaptığı sohbeti haberleştiren gazetecilerden öğrendim; kendisini İngiltere başbakanı Theresa May davet etmiş…

Acaba davetle CHP’nin ‘Isle of Man’ odaklı iddialarının bir ilgisi var mı?

İngilizler Başbakan Yıldırım’ı kürsüden yapılacak açıklamalar öncesi uyarmak istemiş olabilirler mi?

Dönüş yolundaki sohbette bu konu açılmadığı için sorumun cevabını bilmiyorum.

Bildiğim tek şey şu: Kürsüden sallanan kâğıtların gerçek olup olmadığının ispatı gerekiyor.

Ülkeden para kaçırma amaçlı bir işlemse.. kendisinin haberi olmadan yakınları tarafından gerçekleştirilmişse.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı, “Aile fertlerimden biri bile yanlışlığa alet olsa…” diye başlayan dışlayıcı açıklaması.. bu işlemi yapanları da kapsar.

Isle of Man’in para trafiğinde tercih edilmesinin önemli bir sebebi var: Ada, İngiltere’nin fazla para kazanan vatandaşlarının hesaplarını başka ülkelere taşımasına yol açan yüksek vergi uygulaması dışında ve orada kurulu şirketler yüksek kâr elde etseler bile kendilerinden yılda en fazla 120 bin Sterlin vergi alınabiliyor.

Malta ve Lichtenstein gibi bir vergi cenneti Isle of Man.

Paralılara cazip gelen tarafı bu.

Komplo ya da kumpas

İngiltere’nin yabancı parayı çekmek için özel statü verdiği adayla ilgili iddianın anamuhalefet partisi lideri tarafından Meclis’e taşındığı günün, odağında Rıza Sarraf’ın bulunduğu davanın New York’ta görülmeye başladığı güne denk düşmesini manidar bulanlar var.

‘Komplo’ kokusu alınıyor.

Ben de manidar buluyor ve komplo kokusu alıyorum.

Hatta kısa süre önce 1,5 milyon TL’lik bir davaya muhatap edilen ‘Paradise Papers’ (Cennet Belgeleri) konusunu da bu paketin içine katmak mümkün.

Yolsuzluk iddialarıyla Türkiye sarsılmak isteniyor.

New York’taki mahkeme ‘şüpheli’ sıfatıyla tutuklanmış Sarraf’ı ‘tanık’ haline getirip koruma altına alabildi ve bu yolla Türkiye’yi ve bazı önemli isimleri hedefine oturtmayı başardı.

Bu da ‘kumpas’ değilse ‘kumpas’ sözcüğünün farklı bir tarifinin yapılması gerekir.

Türkiye’yi bu ‘kumpaslar’ kıskacından kurtarmak gerekiyor.

Kıskaçtan nasıl kurtulunabilir?

Gerçeklerin üstünü örterek, medyaya kısıtlamalar getirerek, konuyu dile dolayanları suçlayarak değil ama…

O yöntemin işe yaramadığını, 17-25 Aralık’ta (2013) emareleri ortaya çıktığında üzerine gidilmeyen ve Türk yargısına emanet edilmesine izin verilmeyen iddialar yüzünden öğrenmiş olmalıyız.

İddia varsa üzerine gidilmeli ve iddiaya maruz kalan insanların aklanmasına izin verilmelidir.

O dönemde doğru olan yöntem tercih edilebilseydi.. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin şimdilerde dile getirdiği gibi Sarraf Türkiye’de yargılanabilseydi.. bugün başka ülkelerin Türkiye’yi ‘kumpas’ yoluyla siyaseten sarsmasının önüne geçilebilecekti.

Yolu bankalara düşen herkesin bildiği üzere oralarda her işlemin kaydı kuydu hassas biçimde tutulur. Yabancı para üzerinden yapılan bir işlem ise ‘Swift’ kaydı.. Türk Lirası üzerinden bir işlem ise hesaba geçirilme kaydı..

Para transferleri de hassas biçimde kayda geçirilir bankalar tarafından…

“İddialarını ispatla” ithamına maruz kalan CHP liderinin işi bu sebeple kolay. Elindeki kayıtları medyayla ve yargıyla paylaştığında fazla uzun sürmeden gerçek ortaya çıkar.

Merak bu ya: Başbakan Binali Yıldırım İngiltere’de kendisini ağırlayan muhatabı Başbakan May ile Isle of Man odaklı iddiaları da konuşmuş mudur acaba?

Konuştuysa söylenenleri bizlerle de paylaşır mı?


* Bu makale ilk olarak Fehmikoru.com'da yayımlanmıştır