Politika

Fehmi Koru: Geçmişte gazete patronlarına "Kimi bakan yapalım" diye sorulduysa suçlu kim?

"Artık Bakanlar Kurulu listeleri gazete patronlarının malikânelerinde..."

05 Ekim 2015 14:27

Habertürk yazarı Fehmi Koru,  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'a atıfla “Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük” dediği iddiasını değerlendirdi. "Geçmiş dönemlerde gazete patronları ile siyasetçilerin yakın ilişkiler içinde bulunduklarını" ifade eden Koru, "Taha Kıvanç" mahlasıyla kaleme aldığı yazısında, "Bir zamanların en etkili gazetesi Tercüman’ın patronu Kemal Ilıcak’ın yalısının müdavimleri, Süleyman Demirel hükümetlerine bakanlığı bu yolla garantilemişti" iddiasında bulundu. "Hiç değilse Aydın Doğan’a 'Kimi bakan yapalım?' diye sorulmadığını biliyoruz" diyen Koru, "Geçmişte sorulmuş ise suçu kimde aramak gerekir?" diye sordu.

Koru'nun Habertürk'te "Taha Kıvanç" mahlası ve "Medya-siyaset ilişkisi hep sorunludur" başlığıyla yayımlanan (5 Ekim 2015) yazısından bazı bölümler şöyle:

Hürriyet’in patronu Aydın Doğan’ın “Biz geçmişte hükümetler kurduk, hükümetler devirdik” anlamına gelen sözler sarf ettiği iddiası var. Aydın Bey, “Ben kimseye böyle bir şey söylemedim” diyor...

İddiayı ileri sürenler, Hürriyet’in geçmişteki iktidarlar aleyhindeki manşetlerini gözlere sokup “İşte kanıtı” diyorlar...

Acaba gerçek ne?

İddia edilene benzer lafı, 28 Şubat’tan sonra, Hürriyet’in rakibi gazetenin (Sabah) o zamanki sahibi Dinç Bilgin, Yeni Şafak’tan Burcu Bulut’a şu sözlerle sarf etmişti:

“Medya başka demokratik ülkelerde rastlanmayacak derecede güçlü görünüyordu. Hükümetleri değiştirecek kadar etkindi. Ama sadece hükümeti değiştirecek kadar!”

Refah-Yol hükümetini askerlerin “silahsız kuvvetler” diye adlandırdığı medya aracılığıyla deviren 28 Şubat sürecinde yapılan yanlışlıklara tanıklığını, 1999’da Öküz Dergisi’ne verdiği mülakatla başlayarak pek çok zeminde, gazeteci Can Ataklı da anlatmıştır.

Gazete patronlarının siyasete yakın ilgisini ise medyada tepeye yakın konumlarda bulunmuş herkes bilir; itirafa gerek kalmayacak kadar...

Bir zamanların en etkili gazetesi Tercüman’ın patronu Kemal Ilıcak’ın yalısının müdavimleri, Süleyman Demirel hükümetlerine bakanlığı bu yolla garantilemişti.

Erol Simavi, Hürriyet’in eski sahibi, 19 Nisan 1988 tarihli gazetesinin en tepesinden Turgut Özal’a hitaben yayımladığı açık mektubun sonunda, “Benim kuvvetler ayrılığı kitabım, Türkiye’de 1. KUVVET faslına, bilir misiniz ne yazar?”diye sorduktan sonra şu cevabı veriyordu: “BASIN...”

O zamanlar durum böyleydi.

İlişkiler öyleydi çünkü. Aynı mektupta, Erol Simavi şunu da hatırlatmıştı Turgut Bey’e: “Baş başa konuşup fikir alışverişinde bulunduğumuz günler az değildir. (...) Nice sırrınızı bize açmıştınız.”

Zehir zemberek mektuptan kısa süre sonra Özal, Hürriyet’in 40. yıl dönümü etkinliğinde Simavi’yle sarılıp öpüşecekti.

Artık eskinin etkili patronlarıyla bu tür ilişkiler yok ve artık Bakanlar Kurulu listeleri gazete patronlarının malikânelerinde gözden geçirildikten sonra onaya gönderilmiyor.

Hiç değilse Aydın Doğan’a “Kimi bakan yapalım?” diye sorulmadığını biliyoruz.

Geçmişte sorulmuş ise suçu kimde aramak gerekir?


Yazının tamamı için tıklayın