Spor

Fatih Altaylı: Biz Türkiye'de üstten bakan bir kişiye mecburen tahammül ediyoruz, milli takıma ve hocasına edemem!

"Sürekli bir höt zöt, siz kimsiniz höt zöt..."

28 Haziran 2016 12:38

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT canlı yayınında, EURO 2016’ya veda eden milli takımın oyuncuları ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’i ifadelerle eleştirdi. Altaylı, eleştirilerini sıralarken hayli sert ifadeler kullandı. Altaylı, “Ama o üstten bakan ‘Sen kimsin ki bana laf söylüyorsun’ tarzı…Kardeşim biz Türkiye’de bu tarzda hadi bir kişiye tahammül ediyoruz mecburen. Hadi ikiye edelim. Bütün bir milli takıma, hocasından en kıtipiyoz oyuncusuna kadar tamamına ben tahammül edemem ya bu havada. Sen kimsin ya!” dedi.

Turnuvanın uzak ara en kötü takımının Türkiye olduğunu savunan Altaylı, “Herkes sonuç odaklı zannediyor Türk halkının öfkesini. Türk halkının ve Türk medyasının milli takıma yönelik kızgınlığı sonuçlardan değil. Biz İspanya’ya yenilebiliriz. 3-0 da yeniliriz, 5-0 da yeniliriz. Hırvatistan’a, Çek Cumhuriyeti’ne yenebiliriz, yenilebiliriz. Kötü oynamaya kızıyor Türk halkı, onursuz oynamaya, vurdumduymazlığa… O sahadaki tavra kızıyor” dedi.

 

“Sen kimsin ya, defol git ulan sen”

 

Eleştirilerin bir diğer nedenininse milli takımın tarzı olduğunu dile getiren Altaylı şöyle devam etti:

“Sürekli bir höt zöt. Hadi lan, ne höt zötü ya! Kimsiniz siz höt zöt. ‘Beni eleştiremezsin’, niye eleştiremeyeyim kardeşim? Ben senin paranı veriyorum. Ben o dekoderi aldığım için sen futboldan para kazanıyorsun. Ben o tribüne gittiğim için futboldan para kazanıyorsun. Ben olmasam sen yoksun. Sen nasıl dönüp bana… Hadi lan sen kimsin! Dur bir beş dakika yerinde. Tamam sizin hakkınızı biz veriyoruz. Dikkat edersen bütün bunla ilgili yazdıklarımda, söylediklerimde hep haklarını savunmaya çalışıyorum belli ölçüde. Ama o üstten bakan ‘Sen kimsin ki bana laf söylüyorsun’ tarzı… Kardeşim biz Türkiye’de bu tarzda hadi bir kişiye tahammül ediyoruz mecburen. Hadi ikiye edelim. Bütün bir milli takıma, hocasından en kıtipiyoz oyuncusuna kadar tamamına ben tahammül edemem ya bu havada. Sen kimsin ya!. Defol git ulan sen. Asgari ücretin 400 dolar olduğu ülkede sen 2.5, 3 milyon avroları alacaksın, aha prim listesi burada. 

 

“Ay’a roket mi yolluyorsunuz be şerefsizler”

 

İki tane kıçı kırık maç oynayıp büyük bir kısmetle üst tura çıkacaksın, finale kalacaksın, yarım milyon avro prim alacaksın. Sonra dönüp diyeceksin ki bıdı bıdı bıdı bıdı. Eleştiririm ben, sen de dinlersin. Dersin ki; ya özür dilerim, ya hata yaptık, ya eksik hazırlandık, ya sakattım, ya bilmem neydi… Bir alttan alırsın ya. Hem suçlu, hem güçlü. De ki; ‘Türk halkından özür diliyoruz, bekleneni veremedik, iyi hazırlanamadık, hata yaptım, istifa ediyorum, bırakıyorum, bir daha milli takıma gelmiyorum’, neyse. Eyvallah, bunlar da insan dersin. Ama kalkıp da bir de tepede horozlandığın zaman, iki maç kaybedip bir maç kazandığında kıçın tavana kadar yükseliyorsa ‘Hadi lan’ derim ben de sana. Hadi defolun gidin. Ne oluyor, kazandın da ne oldu? Bir yere mi çıktın, bir yere mi gittin? Bir maç daha berabere kalsan işi götüreceksin belki. Biraz daha… Elenirsin de, orada birileri elenecek. Biz de elenebiliriz, başkası da elenebilir. Yahu tavır tavır kardeşim tavır. Ulan bir alttan al. De ki, ‘Kusura bakmayın kötü oynadık, yanlış yaptık’. Sürekli bir öfke; ‘Sana gösteririm, sana bilmem ne yaparım’. Sen kimsin ulan! Ne yapıyorsun? Ay’a roket mi yolluyorsunuz be şerefsizler!”