Medya

Rusya ile NATO Suriye'de ortak hava harekâtı yapıyor; bölgede kim kimle savaşıyor; İdlib'de neler oluyor?

"Sanırım artık kimin kiminle savaştığını dökmenin zamanıdır..."

25 Ocak 2017 16:15

Ümit Kıvanç*

Rusya ve Suriye ordusunun yeni hedefi olan İdlib ve Batı Halep'i (şehir değil vilayet) kapsayan bölgede tam teşkilatlı bir yeni çatışma ekseni doğdu. Cihatçı örgütler birbirleriyle çatışmaya başladı. Nedenini nasılını, 'kim kiminle savaşıyor' dökümünü aşağıya bırakarak, önce İdlib neresidir, haritaya bakıp anlayalım. İdlib vilayeti, haritadaki koyu yeşil bölge. Sağdaki açık yeşil bölge Halep vilayetinin parçası. Açıklı koyulu yeşil bölgeler birarada, cihatçıların denetimindeki bölge. Türkiye çok tehlikeli şekilde sınırdaş, gördüğünüz üzre. Bu bölgede, El-Kaide'nin Suriye koluyken güya örgüt merkezinden kopan Şam'ın Fethi Cephesi'nin (ŞFC) ağırlığı, hakimiyeti var. Öbür cihatçı grupların da tamamen denetim sağlayabildiği yöreler yok değil.

İdlib'teki "iç"-savaş, bu vilayetin zaptedilebilmesi için kurulan Fetih Ordusu'nun dağılması anlamına geliyor. Ankara'nın Fetih Ordusu'nda çok emeği vardı.
 


Şimdi son iki günde olup bitenlerden ufak bir seçme yapalım.

• Şam'ın Fethi Cephesi ile Nureddin Zengi Hareketi (Türkiye'nin en yakın müttefiklerindendi, ama galiba bu ilişki bozulmak üzere) kuvvetlerinin Ceyş el-Mücahidin ve Şam Cephesi’nin İdlib şehrindeki karargâh binalarının çoğunu ele geçirdiği bildirildi, ama doğrulanmadı.

• ŞFC'nin aynı bölgede (Enedan, Heritan, Heyvan) ÖSO’nun karargâh ve büro olarak kullandığını binaları sardığı ileri sürüldü.

• ŞFC'nin saldırısına uğrayan Ceyş el-Mücahidin, asla tüfek çatmayacaklarını ve “Nusra Cephesi’ne karşı” ölene kadar savaşacaklarını ilan etti. ŞFC’yi eski adıyla anmaları dikkat çekici.

• 24 Ocak’ta öğleden sonra Ahrar el-Şam'ın, cihatçılar arası savaşa son verilmesi çağrısı yaptığı ileri sürüldü. Ancak Ahrar bir yandan ŞFC'ye "ya Cünd el-Aksa'ya sahip ol, ya da bu 'çete'nin üzerinden korumanı çek" çağrısı yapıyor, öbür yandan birçok yerde ŞFC ve Cünd el-Aksa ile çarpışıyor; dolayısıyla bu iyi niyetli "yapmayın, kardeşiz" çağrısı haberden çok temenni olmalı. Nitekim Serakib’de bütün muhalif silahlı gruplar Ahrar el-Şam komutasında ŞFC’ye karşı birleşti.

• Şu da yumuşama adımı sayılabilir: ŞFC, 24 Ocak’ta Kefranbel’de esir aldığı bazı Ahrar militanlarını serbest bıraktı. İki tarafta da esir alma çok. Muhtemelen, "hepimiz cihatçıyız, birbirimizi öldürmeyelim" kaygısı henüz tamamen silinmiş değil.

• 24-25 Ocak Geceyarısı ŞFC Halep’in kuzeybatısında, aktarım kulelerini tahrip ederek interneti kesti. ŞFC daha önce de (dün), Ceyş el-Mücahidin’e karşı anî saldırıya geçerken interneti kesmişti.

• Denetimindeki bölgelerde ŞFC'nin bir türü sıkıyönetime geçtiği anlaşılıyor. "Medya aktivisti" muhalif Baha el-Halebi, İdlib’te evi basılarak, amcası Ekrem el-Halebi ile birlikte götürüldü. Götüren silahlılar kimin adamı, belli değil. ŞFC olması en büyük ihtimal, deniyor.

• Kimi haberlere göre, ŞFC bir günlük şiddetli çarpışmalardan sonra Türkiye sınırına 10 km mesafedeki El-Halzum’u aldı. Kimilerine göreyse burası dahil birçok yerden püskürtüldü.

• Türkiye sınırına 6 km mesafedeki Selkin’de ŞFC ile Feylak el-Şam çatışıyor.

• Halep ile İdlib’e yaklaşık 30’ar km uzaklıktaki Babeka'da ve yakınındaki El-Etarib’de ŞFC karşıtı silahlı gruplar kontrol noktaları kurdu, herhangi bir askerî konvoyun geçişine izin vermeyeceklerini duyurdular. 

• El-Darer’de de köyün yaşlıları ve siviller ŞFC askerî konvoyunun geçişini engelledi. 

• El-Etarib’de ÖSO bayraklarıyla ŞFC karşıtı gösteri yapıldı.

• Daha önce el-Nusra’ya karşı gösterilerin yapıldığı, Nusra’cıların meydanda başka muhaliflerle dövüştüğü Maaret el-Numan civarında birçok yerde çarpışmalar sürüyor. Burada esas olarak Ahrar’cılar ve Sukur el-Şam’cılar, ŞFC ve Cünd el-Aksa’ya karşı savaşıyor. Maaret el-Numan içinde de (hastane civarında) ŞFC ile Sukur el-Şam’cılar çatışıyor.

• Yeni başlayan bu savaşın mahiyetini anlamak bakımından simgesel bir olay şu: ŞFC, kuşatma altında tuttuğu Alevi köyleri Fua ve Kefaya etrafındaki kuvvetlerinin çoğunu oradan çekti, öbür mücahitlerle çatıştığı cephelere yolladı.

Sanırım artık kimin kiminle savaştığını dökmenin zamanıdır.
 


Cünd el-Aksa, zaten Ahrar'la çatışmak dahil epeyce iş karıştırdıktan sonra ŞFC'ye âdetâ sığındı. ŞFC şemsiyesi altına girdikten sonra da ona buna sataşmaya devam etti. Onun artık dönüşü yok. Zaten iki yıl kadar önce birtakım militanlarının kaçıp DAİŞ'e katılması yüzünden öbür cihatçıların hep güvenilmez gözüyle baktıkları bir örgüt.

Şam’ın Fethi Cephesi için bu bir iç çatışma değil. Örgüt bildiri yayımladı, muhalefetin öbür silahlı gruplarını "Astana görüşmelerini fırsat bilip Esad'la anlaşmaya" çalışmakla suçladı. "Amacınız bizi dışlamak," dedi. Hem ABD hem Rusya'nın doğrudan ve açık hedefi, ŞFC. Bir süredir ABD silahlı insansız hava araçları ŞFC liderlerini yolda, sığınakta, nerede bulursa vuruyor. 

Suriye'de son zamanların en çarpıcı gelişmelerinden birini tam burada söyleyeyim: Rus Su-24’leriyle NATO F-4’leri Suriye üzerinde ortak hava harekâtı yapıyor.

Bunun yanında, İstanbul'daki İstanbul’daki Suriye İslâmî Konseyi'nin ŞFC’yi "Haricî" ilan etmesi ve bütün Suriyelileri "bu aşırılıkçılara" karşı savaşmaya çağırması o kadar önemli sayılmayabilir. Yine de, Suriye El-Kaide'sinin dört koldan saldırı altında olduğunu gösterir bir işaret yerine geçer. ŞFC’cilere, “o örgütten bir an önce ayrılın” çağrısı yapan din adamları da var.

Örgüt amblemleri arasında biri silik, adı da silik, fark etmişsinizdir. Zira Nureddin el-Zengi Hareketi'nin net bir savaş ilanına, taraf belirtme duyurusuna vs. rastlamadım (Arapça kaynaklarda olabilir). Ancak birçok kaynak, bu hareketin cihatçılar arası savaşta El-Kaide tarafında yeraldığını, birtakım yerlerde çarpışmalara katıldığını ileri sürüyor. Nureddin el-Zengi'nin vaziyeti Ankara açısından özellikle ilginç olacak. Çünkü bu örgüt Ankara'nın gözdeleri arasındaydı. (Fırat Kalkanı'na Halep'ten savaşçı kaydırılması ve Halep'in "satılması" safhalarında sanırım araya soğukluk girdi. Bazı Nureddin el-Zengi elemanlarının, "Türkiye'nin askeri miyiz, ne oluyor!" itirazlarını görmüştüm.)

El-Kaide tarafında bir de Liva el-Hak'tan sözediliyor, bilgi bulamadım.

Öbür tarafın en büyük askerî gücü Ahrar el-Şam, aynı zamanda en geniş örgüte ve etkiye sahip örgüt. Onun yanında yeralanlara amblemler listesinden bakabilirsiniz.

Cihatçılar içsavaşının mahiyetine dair bize en iyi fikir verecek olgu, ŞFC'nin Astana ile bağlantılı -şüphesiz doğru- ithamının yanısıra, bir Ahrar yetkilisinin söylediği söz. Bu şahıs, şu anda olanları, 2014’te silahlı muhalif örgütlerin DAİŞ’e karşı ayaklanmasına benzetti.

Şimdilik bunları derleyebildim. (Arapça isimlerin Türkçe yazılışlarında yanlışlar olabilir.)