Gündem

Erdoğan'dan "Başkanlığı kan dökmeden getiremezsiniz" diyen Kılıçdaroğlu'na: Kan dökmek diktatörlerin işidir!

"Madem samimisin kaset davasında git ifadeni ver"

12 Mayıs 2016 15:30

Cumhurbaşkanı Tayyip ErdoğanCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz" sözlerine ağır ifadelerle yanıt verdi. "Başkanlık sistemini uygulayanlar kan dökerek mi getirdi" diyen Erdoğan, "Bu zat Meclis’e de, siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir. Kardeşlerim, kan dökmek diktatörlerin, zalimlerin, katillerin, bazen de meczupların işidir" ifadesini kullandı. "Kan dökülmesi gerektiği durumlar elbette olabilir" diyen Erdoğan, "Vatanı korumak için kan döken askerimiz var, polisimiz var, korucumuz var. Ancak, tamamen Meclis’in kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir konuyu kanlı bir cümlenin içine yerleştiren kafa, bu topraklara ait olamaz" ifadesini kullandı.

Erdoğan, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a kaset tuzağı soruşturmasında savcılığın tanık olarak çağırmasına rağmen ifade vermeye gitmeye Kılıçdaroğlu'na "Kasetle aldın başkanlığı, şimdi savcı seni çağırıyor, attığın yalanlar yüzünden gidemiyorsun. Versene ifadeyi, versene ifadeyi. Biliyor ki orada ifadeyi verdikten sonra bu işin faturası kendisine ağır olacak. Bunu hissediyor" diye konuştu.

Ankara'da "milli irade" konulu toplantıda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Anamuhalefetin bir karar vermesi gerek. Terörden yana mısın, milletten mi?

Ana muhalefetin başındaki zatın dün ettiği bir söz daha var ki, gerçekten çok ciddi bir denge problemine işaret ediyor. “Başkanlık sistemini kan dökmeden getiremezsiniz” diyen bir siyasetçi milletin iradesine de, Meclis’e de, siyaset kurumuna da ihanet etmiş demektir. Başkanlık sistemini uygulayanlar kan dökerek mi getirdi. Haa, mesele şu. Kardeşlerim, kan dökmek diktatörlerin, zalimlerin, katillerin, bazen de meczupların işidir. Anamuhalefetin başındaki zatın bunlardan hangisi olduğuna milletim karar versin. Kan dökülmesi gerektiği durumlar elbette olabilir. Vatanı korumak için kan döken askerimiz var, polisimiz var, korucumuz var. Ancak, tamamen Meclis’in kararı ve sonrasında milletin onayı meselesi olan bir konuyu kanlı bir cümlenin içine yerleştiren kafa, bu topraklara ait olamaz.

Mezhepçilik, ırkçılık ve terör unsuru... Bu üç tehlikeden kurtulmamız gerek. Ey beyefendi, sen bunlardan hangine dahilsin? Biri uyuyor, hem de çok iyi uyuyor. Bu zatın ülkemizin temel meseleleri hakkında hiçbir ciddi projesini, analizini bugüne kadar görmedik.

Kasetle aldın başkanlığı, şimdi savcı seni çağırıyor, attığın yalanlar yüzünden gidemiyorsun. Versene ifadeyi, versene ifadeyi. Biliyor ki orada ifadeyi verdikten sonra bu işin faturası kendisine ağır olacak. Bunu hissediyor. Her türlü sorunlu meseleye bu zatın balıklama atladığını görüyorum. 

Bu şahıs daha önce siyasi sapıklık emareleri göstermişti, şimdi de siyasi sapkınlık işaretleri veriyor. İnsan rakibinde dahi bir seviye, bir ağırlık olsun istiyor. Her hususta olduğu gibi, bu hususta da kararı milletimize bırakıyoruz. 

Türkiye yeni bir anayasaya kavuşacaksa bu milletimizin takdiriyle olacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” demedi mi? Niye kaçıyorsun? Biliyor ki bu millet bana güvenmiyor. İşte bu millet sana güvenmediği için hezeyanlar başlıyor. Er ya da geç yeni anayasa ve başkanlık sistemi bu milletin önüne gelecek."