Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına tepki gösterdi. "Trump'ın kararı bizim için yok hükmündedir" diyen Erdoğan, sözlerinin devamında İsrail'e "terör devleti" suçlamasını yöneltti, "Ne yapacağız, ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz! Buradan bir kez daha herkese şu çağrıyı yapmak istiyorum. Kudüs bizim gözümüzün nurudur. Kudüs'ü çocuk katili bir devletin eline bırakmayacağız" ifadesini kullandı.
Erdoğan, İsrail'e yönelik tepkisini şöyle dile getirdi:
"Ey İsrail, asla Holokost yoktur, soykırım yoktur bunu böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur. Katliam, zulüm, işkence yoktur. Bu devletin mazisinde sömürgecilik yoktur. Çok şükür çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın."
"Öyle kolay değil"
Erdoğan ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinin çarşamba günü "olağanüstü" toplanacağını bildirdi. "Bu kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmadığını göstereceğiz" diyen Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de "Kudüs" konusunu görüşeceklerini belirtti.
Erdoğan, kongre alanında atılan, "Kudüs bizimdir, bizim kalacak" sloganlarına "İnşallah, inşallah..." diyerek karşılık verdi.
AKP Sivas Kongresinde konuşan Erdoğan'ın açıklaması şöyle:
Sevgili Sivaslılar, değerli dava arkadaşlarım, sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Tüm yiğidoları gönülden selamlıyorum. Her bir vatandaşıma selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.
16 Nisan halk oylamasında yüzde 71.3 ile 'Evet' diyen tüm Sivaslı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sizler 16 Nisan günü bir kez daha tarih yazdınız. Sizler yzüde 71.3 oy oranı ile güçlü Türkiye'nin yolunu açtınız. Sivaslı kardeşlerim aynı başarıyı 2019 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili seçimde de tekrarlayacaktır, hiç şüphem yok.
Sivas İl Kongremizi çok önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum. Kongremizin şehrimiz için, ülkemiz, milletimiz, bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Toplam bedeli 800 trilyon lira olan 53 eser ve hizmetin Sivaslı kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserleri kazandıran tüm kurumlarımızı gönülden tebrik ediyorum.
"Birileri İslam dünyasına göz yaşı hakim olsun istiyor"
Türkiye barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça birileri de çatışma ve savaş için uğraşıyor. Biz akan kan dursun derken, birileri de İslam dünyasına göz yaşı hakim olsun istiyor. Bu amaçla etnik ve mezhebi farklılıkları kışkırtıyorlar. Bu amaçla terör örgütlerini en modern silahlarla donatıyorlar. Kirli planlarını gerçekleştirmek için asırlardır altında kendi imzaları olan BM kararlarını hiçe sayıyorlar.
Paçavraya çevrilmeyen prensip, ilke, değer kaldı mı? Kardeşi kardeşe düşürmek için yapılmadık provokasyon kaldı mı? İnsanlık son birkaç yılda gördüğü çifte standarda çok az dönemde şahit olmuştu. Sözde ileri demokrasinin beşiği ülkelerde en temel hak ve özgürlükler fütursuzca katlediliyor. Köşemize çekilmemizi istiyorlar, zulüm üzerine rıza göstermemizi bekliyorlar. Bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi istiyorlar. Kardeşim, Müslümanlar, hele de Türk ise cesur insanlar demektir. Bizler, "ben varım" diye haykırmayı hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız. Bizim için zalimin de mazlumun da kim olduğunun önemi yoktur.
"Zalimin karşısına dikilmekten çekinmeyiz"
Zalim öz kardeşimiz de olsa, karşısına dikilmekten çekinmeyiz. Tarihimizde bunun sayısız örneği vardır. 1492 yılında ey İsrail, Yahudiler İspanya'dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk. Bizim ecdadımız oldu.
Ecdat nasıl geride hâlâ hayırla yad edilen bir miras bıraktıysa, bizim de evlatlarımıza her daim iftihar edebilecekleri bir miras bırakmamız gerekiyor. Sağlam bir duruş sergilemeliyiz. Bu millet tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir. Şarkışla, şu anda çay zamanı değil koşma zamanı. Çay her zaman içeriz, ama şu anda içmemiz lazım. Biz birilerinin tehditlerinden korkacak, şantajlarına boyun eğecek bir millet değiliz. Olamayız.
Kardeşlerim biz, mert ile namertin nefrik olduğu bu günlerde mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. İşte bu anlayışla ilk kıblemiz, gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Salı gününden bu yana yoğun bir telefon diplomasisi yürüttük. Muhataplarımıza bu meselenin sadece Müslümanları ilgilendirmediğini, Hristiyanların ve Yahudilerin bazı haklarının gasp edildiğini anlattık. Amerika'nın bu adımının ne uluslararası hukukla ne de insanlıkla bağdaşmadığını dile getirdik. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak İstanbul'da İslam ülkelerinin liderlerini inşallah olağanüstü bir zirvede bir araya getiriyoruz. Bu kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmadığını göstereceğiz Trump'ın açıklaması bizim için yok hükmünde.
Orayı başkent olarak ilan etmenizin bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yarın akşam ülkemizi ziyaret edecek olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile hem bu meseleyi hem de Suriye meselesini etraflıca değerlendireceğiz. Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Günlük siyasetteki farklılıklarını bir kenara bırakarak Kudüs'e sahip çıkan tüm vatandaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Böyle bir milletin evladı olmaktan iftihar duyuyorum.
Değerli kardeşlerim, günümüze bu işgal devleti İsrail neler yapmış, bakalım. Şimdi size perdede bunları gösteriyorum. 1947'de Filistin neydi, görüyorsunuz değil mi? Bu topraklar oradan nereye gelmiş. Geliyoruz 1947'de BM'nin paylaşım planına. BM bir paylaşım planı yapıyor, kurt - kuzu meselesi... İşte kuzu Filistin, kurt İsrail. Neredeyse yarıdan fazlası İsrail'e veriliyor. Geliyoruz 1949 - 67 arasına. Oraya bakıyoruz ki Filistin küçülmeye başlamış. İşte 1967'de Filistin'in geldiği noktada İsrail iyice büyüdü. Geliyoruz bugüne... (Kudüs bizimdir, bizim kalacak sloganları) İnşallah. Bakın İsrail ne oldu, Filistin ne oldu... Bu İsrail terör devletidir, terör. 14 yaşındaki çocuğu gözleri bağlı olarak bu teröristler, bakın ne halde sürüklüyor. Ondan sonra görüştüğümüz bazı İsrailliler "Ya böyle demeseydiniz be" diyorlar. Ne yapacağız, ya elimizle ya dilimizle müdahale edeceğiz! Buradan bir kez daha herkese şu çağrıyı yapmak istiyorum. Kudüs bizim gözümüzün nurudur. Kudüs'ü çocuk katili bir devletin eline bırakmayacağız.
