Politika

Erdoğan: UBER'in patronu beni ziyaret etmek istedi, kabul etmedim; taksicilerimi ezdirmem!

Erdoğan'dan İnce'ye: Arapçanız kıtsa ne yapayım!

23 Haziran 2018 01:32

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde taksiciler lehine düzenleme yapılmasına ilişkin “Taksiciler bu işi iyi bilir. Onlar bu yolların kahrını çekti. Ama UBER'den kurtuldunuz değil mi? Bitti mi UBER işi? Bir açıklama ile bitti mi? UBER'in patronu ziyaret etmek istedi ama ben sizleri kıramazdım. Kabul etmedim” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Gülen'in iadesi konusundaki iddialarını hatırlatarak "Bunlar bu ülkenin Adalet Bakanlığı'na güvenmiyorlar, 'Corc'a güveniyorlar" dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında İstanbul Sarıyer'de düzenlenen mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Bay Muharrem şimdi de Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne taktı. Pahalı diyor, bayramda 1. köprü ve 2. köprü ücretsiz oralardan geç.

Beyefendiye Amerika'dan telefon gelmiş, demek ki bunların orada bir ofisi var.

Cumhurbaşkanlığı güçlü lider ister, inanç ister. 16 yıllık tecrübe ile bu evladınız karşınızda.”

“Bunlar çırak bile değil”

“Siz şimdi dükkanınız olsa, bu dükkanınızı bir çırağa teslim eder misiniz? Bunlar çırak bile değiller. Böyle bir riske girilebilir mi? Ne diyor genel başkan? 'Gel bakalım Muharrem.' Bu şekilde yaklaşılan bir insana bu ülke teslim edilir mi? Aynı genel başkan ne diyecek pazardan sonra? 'Git bakalım Muharrem.' Niye? O da çünkü neticeyi görüyor. Ama ben sizlere güveniyorum, inanıyorum. Bu inançla, bu güvenle Allah'ın izniyle pazardan sonra durmak yok diyeceğiz.”

“Arapçanız kıtsa ne yapayım, ama öğrenecekler”

“Öğrenciler gelecek çayını, kahvesini içecek, simidini yiyecek. Ücret yok. Adam keke kafayı taktı. Ben kek diyorum, o keklik diyor. Bu hale geldi. Çünkü dürüstlük yok bunlarda. Ama bu milletin kendi medeniyetinde, kendi kültüründe bir kitap okuma kültürü var. Biz istiyoruz ki gençliğimizi o gayrimeşru yollardan kurtaralım, gençliğimizi kitaba, okumaya sevk edelim. Onun için bu kıraathaneleri artıralım. Ama bu kıraathane deyince ne anlıyor biliyor musunuz? İskambil, okey oynanan yerler vardı ya bunlar onu anlıyor. Kıraat okumak demektir, hane ev. Yani okuma evi demektir, bunu öğren Bay Muharrem. Bay Kemal, bunları öğrenin. Yani Türkçeniz kıtsa, Osmanlıcanız kıtsa, Arapçanız kıtsa ne yapayım. Ama öğrenecekler.”

'Taksicilerimi ezdirmem”

“Taksiciler bu işi iyi bilir. Onlar bu yolların kahrını çekti. Ama UBER'den kurtuldunuz değil mi? Bitti mi UBER işi? Bir açıklama ile bitti mi? UBER'in patronu ziyaret etmek istedi ama ben sizleri kıramazdım. Kabul etmedim. Ama sizden de bir ricam var. Ne olur arabalarınız tertemiz, pırıl pırıl olsun. Arabanın içinde ne siz sigara için ne de müşteriye sigara içirtin. Her şeyi ile dört dörtlük olun. Bu noktada bize şikayet gelmemeli. Beni mahcup etmeyin. Ben patronu bile kabul etmedim. Çünkü ben 'Taksicilerimi size ezdirmem.' dedim.”

“Havalimanı yapmayalım mı?”

“Adaylardan bir tanesi çıkıyor ne diyor? 'Ne gerek var yüksek hızlı trene…' Beyefendi yüksek hızlı trene karşı. Neymiş, göçü artırırmış. Lafa bak. Yüksek hızlı tren olmasa, otobüs olsa göç olmuyor mu? Modern dünyanın imkanlarından benim ülkemin dört bir yanı istifade edecek. Yüksek hızlı trenden de uçağından da. Biz geldiğimizde 25 havaalanı vardı, biz bunu 59 havalimanına çıkardık. Ne yapalım yani havalimanı yapmayalım mı?

Benim Kürt kardeşlerimi sokağa döken o değil miydi? 53 Kürt kardeşimi öldüren onlar değil miydi? Ya senin ne işin var bu adamı ziyarette? Eğer türbe ziyareti yapacaksan git başka bir yere yap, ne işin var orada.”

“Şu anda adımları attılar”

“53 Kürt kardeşimi maalesef öldüren veya öldürmeye neden olan bir kişi bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olmamalı, olamaz. Buna bir defa bu şekilde Yüksek Seçim Kurulu bir yol vermişse buna benim milletimin vicdanı yol vermez. Niye? 53 Kürt kardeşimi maalesef öldüren veya öldürmeye neden olan böyle bir kişi, bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olmamalı, olamaz ve şu anda adımları attılar.”

“Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum”

“Mardin'deydim, Nusaybin İlçe Teşkilatı şimdi Kandil'den tehdit ediyorlar. Diyorlar, 'Çekileceksiniz, çalışmayacaksınız, aksi takdirde sizler akıbetinizi şimdiden belirleyin.' PKK terör örgütü şu anda HDP'ye destek veriyor. Ben de buradan Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum, HDP'nin arkasında terör örgütü PKK'nın olduğunu bilmiyor musunuz? Eğer biliyorsanız hala bunlara nasıl oluyor da destek veriyorsunuz ve CHP'nin bunlarla nasıl dirsek temasında olduğunu bilmiyor musunuz? Bunlara nasıl destek veriyorsunuz. Onun için pazar günü çok farklı bir noktadayız.

İmar barışına 1 milyonu aşkın vatandaşımız müracaat etti. İmar barışından Sarıyer halkının da en iyi şekilde yararlanacağını biliyorum.”