Gündem

Erdoğan: Trump ile 'Zarrab'ı da konuştuk; FETÖ'yü "FBI soruştursun" dedik

"Kararlılığımız var' ifadesini önemsiyorum"

18 Mayıs 2017 13:44

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde, darbe girişiminin planlayıcısı olmakla suçlanan Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in FBI tarafından soruşturulmasını talep ettiklerini söyledi. Erdoğan, ABD'de tutuklu bulunan, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının kilit ismi Reza Zarrab'ın da konuşulan konular arasında yer aldığını ifade etti. 

Zarrab, Miami’de "İran yaptırımlarını baypas ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamaları"ndan 21 Mart'ta tutuklanmıştı. 

Milliyet yazarı Nagehan Alçı'nın, Erdoğan'ın açıklamalarına da yer verdiği (18 Mayıs 2017) yazısı şöyle:  

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’deki görüşmelerinde “YPG ve PYD’den Türkiye’ye olabilecek herhangi bir saldırıya hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygulayacağımızı açıkça söyledik. Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım” dediğini söyledi 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve heyetler arası görüşmelerde Türkiye’nin Suriye ve YPG-PYD konusundaki kesin tavrını açıkça ilettiklerini belirtti.
ABD’nin Rakka operasyonunu YPG ile yapma konusunda kararını verdiğini hatırlatan Erdoğan, “Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu: Mevcut durumda, böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız. Rakka’da terör örgütüyle işbirliğinizi sağlıklı bulmuyoruz. Kendilerine şunu da açıkça ifade ettik: YPG ve PYD’den Türkiye’ye herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız. Bunu da açıkça söyledik” dedi. 
Erdoğan, Trump ile yüz yüze görüşmesi ve diğer temasları Washington’daki Türkiye’nin ABD Büyükelçiliği’nde beraberindeki gazetecilere değerlendirdi. Erdoğan, sorularımıza şu yanıtları verdi:

Çatladıkapı muhtarı değiliz

Bildiğiniz gibi 12.30 itibarıyla Sayın Başkan Trump ile görüşmemiz oldu. İkili görüşmemizi müteakiben basın açıklaması yaptık. Sonra heyetler arası görüşmeye geçtik. Bu aynı zamanda çalışma yemeğiydi. Toplam 2 saat 45 dakika sürdü. Ama maalesef bazı medya organlarının ‘görüşme kısa sürdü’ gibi nahoş bir yaklaşım peşinde olduklarını da gördük. Sonra, gerçeğin çarpıtılması karşısında tavır göstermemize de kızıyorlar. Sen dürüst ol canımı ye ama dürüst olmazsan kusura bakma. O zaman tavrı her zaman görürsün. Biz Çatladıkapı muhtarı değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıyız.

"Kararlılığımız var" ifadesini önemsiyorum

İki ülke münasebetlerini masaya yatırdık. Gerek PKK-YPG gerek FETÖ tüm bu meseleleri ele aldık. Görüşmemizde özellikle Sayın Trump’ın ‘Geleceğe yönelik sizlerle iyi işler yapacağız. Bu konuda kararlılığımız var’ ifadesini önemsiyorum. 

Angajman kuralını uygularız dedik

ABD Rakka konusunda kararını vermiş durumda. Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu: Böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız. Rakka’da terör örgütüyle işbirliğinizi sağlıklı bulmuyoruz. Kendilerine şunu açıkça ifade ettik: YPG ve PYD’den Türkiye’ye herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız. Nitekim biz Rai’de, Cerablus’ta, El Bab’da bunu yaptık. Türkiye ne yapabileceğini ortaya koydu. ‘Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım’ dedik. Maalesef buna yanaşmadılar. ‘Münbiç’i boşalttık’ dediler ama böyle bir şey olmadı. Nitekim hala oradalar. Münbiç’te, Rakka’da da DEAŞ’ı bitirdiğiniz zaman oralara kim yerleşecek? Oraların yerli halkı kim? Araplar. Peki oraları siz Kürtlerle mi dolduracak mısınız? O zaman Araplarla Kürtleri vuruşturacaksınız demektir. Temenni ederim ki gerek Münbiç gerek Rakka’da terörle mücadele isabetli bir adımla bitsin, tamamlansın. Ayrıca ekonomik konuları, FETÖ ile ilgili süreci konuştuk. Temenni ederim ki bundan sonra gerek arkadaşlarımızla gerekse güvenli hattan bizzat kendisiyle konuşma suretiyle temasta olmak konusunda mutabık kaldık.

YPG konusunda tavrımız net

(YPG ile Amerika’nın ortak adımları sürdürecek olması, Türkiye bu tutuma başından beri karşı. YPG ile ilgili Amerikan tarafı size bir güvence verdi mi? Bu konuda bir garanti aldık mı?): Güvence verme hususu baştan beri dile getirdikleri bir şey. Önemli olan, fiiliyatta neler olacağına bakmamızdır. Afganistan’da ve Irak’ta yaşanan olumsuzları gördük. Benzer olumsuzların tekrarlanmasını arzu etmeyiz. (Daha önceki bir açıklamanızda müttefikliğin gereği yerine getirilmezse kendi göbeğimizi kesmek durumunda kalabileceğimize işaret etmiştiniz” anımsatması üzerine): Bizim tavrımız net; o koridorda ülkemize yönelik bir tehdit olursa buna müsaade edemeyiz.

Şimdiden söylemek doğru olmaz

(“Söyledikleriniz bir ihtiyat payı içeriyor. Yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmazsa, verdikleri güvenceler hayata geçmezse nasıl hareket edeceğiz?” sorusu üzerine): Sözler yerine getirilmezse o anda gerekli adımı atarız. Ama bunların neler olacağını şimdiden söylemek doğru olmaz.

Kapımızı çalacaklarına inanıyorum: İkili ilişkileri daha ileri noktaya taşıma, ekonomik ilişkileri güçlendirme konularında kararlıyız. Ben Suriye konusunda kapımızı çalacaklarına da inanıyorum. Şu an Rakka’yı kuşatmışlar. Ne olacağını göreceğiz. Ama bölgede Türkiye mutlaka arazide olacak. Karar mercii olarak da Türkiye işin dışında tutulamaz.

Zarrab da konuşuldu

("Rıza Zarrab ve Amerika’da tutuklu bulunan Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı konusu gündeme geldi mi?” sorusu üzerine): İkili görüşmede bunları da konuştuk. Yasal sürece işaret ediyorlar. Dışişleri ve Adalet Bakanlarımız konuyu takip edecekler.

"Trump’ı davet ettim"

(Trump’ı Türkiye’ye davet ettiniz mi, ne yanıt verdi?” sorusu üzerine): Evet, kendisini ailesiyle birlikte ülkemizi ziyarete davet ettim. O da bundan büyük memnuniyet duyacağını ifade etti ama tabii ki tarih henüz belli değil. Biliyorsunuz ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan, Vatikan ve İsrail’e yapacak.     

NET BİR İNSAN (“Sayın Trump ile üç kez telefonla görüştünüz. Nasıl bir izlenim edindiniz ilk görüşmede? Candan mı, diplomat mı, işadamı mı?” sorusu üzerine): Bildiğiniz gibi diplomasiden gelen birisi değil. İş dünyasından gelen bir insan olması hasebiyle pratik bir havası var. Ben kararlı bir havada gördüm kendisini. Görebildiğim kadarıyla düşündüklerini söylemekten çekinmeyen ve de net bir insan.
‘FETÖ’yü FBI soruştursun’

FETÖ meselesinde Amerikan yönetiminden FBI’ın özel bir soruşturma komitesi oluşturmasını, çalışma grubu kurmasını talep ettik. (Peki onlar bu öneriye nasıl baktılar?) Kayıtlara aldılar. 

Protestan din adamını dile getirdiler

(FETÖ meselesinde ABD’de bir tavır değişikliği gördünüz mü? En azından 15 Temmuz ve FETÖ ilişkisi konusunda ikna olmuş gözüküyor mu?” sorusu üzerine): Trump’ın daha farklı bir havası var. Obama’dan farklı görünüyor. Belli ki onun da zihninde bazı soru işaretleri oluşmuş durumda. Görüşmemizde onlar da İzmir’de tutuklu bulunan Amerikalı din adamı Brunson’u gündeme getirdiler. Kendilerine bu kişinin FETÖ yapılanmasıyla iltisaklı olmasından dolayı yargılandığını belirttik. İlgili bakanlıkların tüm bu konularla ilgili olarak karşılıklı çalışmaları hususunda mutabık kaldık.