Gündem

Erdoğan, Trump ile telefon görüşmesinin detaylarını paylaştı: Anlayış birliğine vardık

"Sınırda Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki terör unsurları ile DEAŞ artıkları bulunuyor"

15 Ocak 2019 15:15

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Suriye'de Kürtleri vurursa, Türkiye'yi ekonomik yıkıma uğratırız" sözlerinin kendisini üzdüğünü söyledi. Konuya ilişkin olarak dün gece bir teelfon görüşmesi gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, "Kendisi Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilme kararını teyit etti. Gayet müspet bir görüşme oldu" diyerek anlayış birliğine vardıklarını aktardı.

Trump'ın "Güvenli bölge konusunun da 20 mil olarak" bu sınrıı ifade ettiğini sözlerine ekleyen Erdoğan, "Bu da, 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge demek. Gündemimizdeki tüm konularda görüşmeler arasındaki görüşmelerin devamına karar verdik" ifadesini kullandı.

Erdoğan ayrıca bu telefon görüşmesinde Trump ile ikili ticaret hacmini 75 milyon dolara çıkarmak konusunda kapsamlı adımlar atma kararı aldıklarını kaydetti.


 

Öte yandan, "Kendisi veya istediği biri aday olamadı diye partiye tavır alan biri hiçbir zaman Ak Partili zaten olamamış demektir. Bunları günü geldiğinde değerlendirmek üzere kenara koyuyoruz" sözlerini sarf eden Erdoğan, parti teşkilatına uyarıda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"31 Ocak'ta artık seçim kampanyamızın resmi başlangıcını büyük aday tanıtımı ve manifesto toplantımızda başlatacağız. Bu tarihe kadar adaylarımızın illerinde tanıtım sürecini tamamlamış oluyoruz. Yeniden aday olanlar ile ilk defa aday gösterdiğimiz arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Yeni arkadaşlarımıza bayrağı devredecek arkadaşlara katkıları için teşekkür ediyoruz. Özellikle şahsım partim olarak bu sürece katılanlara şükranlarımı sunuyorum.

"Daha önce ifade ettim, bir kez daha söylüyorum, kendisi veya istediği biri aday olamadı diye partiye tavır alan biri hiçbir zaman Ak Partili zaten olamamış demektir. Bunların hepsini de günü geldiğinde değerlendirmek için kenara koyuyoruz. Davasının gidecek gönül erleriyle yol yürüdük şimdiye kadar, aynı şekilde devam edeceğiz. Hizmet yarışında bayrağın  ne zaman hangi görevde kime verileceği nasip işidir. Geçmişte görev alan arkadaşlarımızdan belediye başkanı adayı olanlar, büyükelçi olanlar var. Biz layık olanı kenara koymadık, koymayız da. Aynı şekilde milletvekillerimiz arasında geçmişte pek çok önemli görev üstlenmişler var. Mesele sen ben kavgası değil, konu hizmet olunca hizmet herkese düşebilir. 

CHP'ye tepki

"CHP 2014 mahalli seçimlerini FETÖ'cülerin verdiği malzemelerle yürütmüştü. Baktı ki FETÖ'cüler tek başına yetmiyor şimdi onun yanına PKK'lıları hamur tutkalı ile bir araya getirilmiş birilerini daha aldılar. CHP milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor. Türkiye'nin başına hangi bela musallat olsa bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başlıyor. Milleti ikna edip oyunu alarak yani demokrasi içinde iktidara gelmeyi akıllarından dahi geçirmiyorlar. Milletin önüne koydukları hiçbir projeleri hiçbir mücadeleleri yok. Umutlarını sadece şahsımın ve AK Parti'nin herhangi bir sebeple ayağının dökezlemesine bağlamış durumdalar. Milletimiz şu ana kadar onlara bekledikleri fırsatı vermedi.

"Programlarımızda projelerimizde aksaklıklar yaşanmıyor mu, yaşanıyor"

"Hamdolsun milletimiz onlara bekledikleri fırsatı vermedi. Ülkemize yönelen tüm tehditlere karşı göğsümüzü siper ederek 2023 hedeflerine doğru adım adım yürümeyi sürdürüyoruz. Sıkıntılar yok mu elbette var. Programlarımızda projelerimizde aksaklıklar yaşanmıyor mu, yaşanıyor. Karşımıza çıkartılan engeller nedeniyle kaybettiğimiz vaktin kıymetinin farkındayız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilmesi bu açıdan tarihi bir fırsat oldu.

"Türkiye bu zihniyeti tek bir zerresi kalmayana akdar ezip yok etmelidir. 

"Onların yalanları, iftiraları, çarpıtmaları varsa, bizim de icraatlarımız, projelerimiz, hedeflerimiz, gayretimiz hepsinden önce Allahımız var. Milletimize olan güvenimiz var.

"Biz teröristlere kapılarımızı kapattık"

"Bir süredir gündemimizde yer alan konular arasındaki Suriye hakkında önemli kazanımlar elde ediyoruz. Bu meselenin üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız. Tüm dünyaya sesleniyoruz. İzmir'e gelen tüm bu mülteciler içerisinde sadece Suriye değil, başak yerlerden de gelenler var, ta Saddam Hüseyin döneminden beri Arapları, Ezidileri ülkemizde misafir ettik mi? Ettik. 500 bine yakın mülteciyi misafir ettik. Araplar ağırlıklı olmak üzere Kobani'den 300 bine yakın Kürt kardeşimizi ülkemizde misafir ettik. Biz teröristlere kapılarımızı kapattık. Onarlı bu ülkede asla barındırmayacağız. Bunu herkesin bilmesi, kabullenmesi lazım. Biz terörle el ele gezemeyiz. Onun için PKK, DEAŞ asla bize sokulamaz. Buna çukurlarda ülkemizde o çukurlara nasıl gömdüysek sınırlarımız dışında da onları çukura gömeriz.

"Sınırda Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki terör unsurları ile DEAŞ artıkları bulunuyor.

"Biz stratejik ortağız. Olaylara farklı yaklaşımlarımız olabilir. Aynı hedefe değil de farklı hedefe kilitlenince açılar da aynı olmaz. Özellikle Obama döneminde bize verilen sözlerin yerine getirilmemesinden tutun da, terör örgütlerinden al takke ver külahla ilişkilerimiz zehirlendi. Trump'ın seçilmesinin ardından Suriye'ye ilişkin farklı tutumundan memnuniyet duyduk ancak bize yansıyanlar sahaya yansımadı. Askeri hazırlıklarımızı tamamladık. Geçtiğimiz haftalarda sahaya çıkmak için son hazırlıkları yaparken Trump'la bir görüşme gerçekleştirdik. Başkan Amerika'nın Suriye’deki askerlerinin tamamını çekeceklerini ve DEAŞ artıklarıyla savaşacaklarını net bir dille ifade etti. Biz de Suriye'de DEAŞ'le mücadelenin önceliklerimizin başında geldiğimden bahsettik. Yönetimdeki kişi isimlerin değişmesi de umutlarımızı artırdı. Elbette arada çatlak sesler de çıkıyordu. Ancak biz bunları önemsemiyorduk. Ancak Trump'ın Titter'daki bir takım mesajları beni ve arkadaşalarımı üzdü. Hemen harekete geçtik ve dün gece bu meseleleri telefonda konuştuk. Kendisi Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilme kararını teyit etti. Gayet müspet bir görüşme oldu. Türkiye’de Suriye sınırı boyunca oluşturulacak güvenli bölge konusu kendisi tarafından da ifade edildi. Ta Obama döneminden itibaren benim vurguladığım güvenli bölge konusu 20 mil olarak kendisi tarafından ifade edildi. Bu da, 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge demek. Gündemimizdeki tüm konularda görüşmeler arasındaki görüşmelerin devamına karar verdik. DEAŞ ve diğer terör örgütlerle mücadele edeceğimizi vurguladık. bizim Suriye’de etnik ve dini bir ayrım yapmadan herkese yardımcı olacağımızı söyledik. DEAŞ'ın zulmettiğini söyledik ve danışmanlarına bunların belgelerini verdiğimizi de söyledik. Özellikle Hıristiyanlara yönelik bu terör örgütlerinin neler yaptığı hakkında çok da bilgisi yoktu ki bizim bu aydınlatmamızdan memnun olduğunu kaydetti. İkili ticaret hacmimizi 75 milyon dolara çıkarmak konusunda kapsamlı adımlar atma kararı da aldık. aramızdaki diğer ihtilaflı meselelerle sınırlamayıp ilişkimizi güçlendirmiş olduk. 

"Bu meseleyi müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde çözmek için üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Yeter ki hukukumuza ve hassasiyetlerimize riayet edilsin. Bu anlamda dostlarımızla yol yürürüz. Değerli arkadaşlar uluslararası çevrelerde bu vesileyle dile getirilen bir yanılgıyı ifade etmek istiyorum. Türkiye, bizim sınırlarımızda yaşayan tüm kardeşlerimizin devletidir. Hangi inanç grubundan olursa olsun herkesin devletidir. Asla böyle ayrımcılıklara müsaade etmedik.

"Bize Suriye'de niye varsınız diyenler oluyor Bay Kemal gibi"

Bize Suriye'de niye varsınız diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Irak'la niye ilgileniyorsunuz diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Tarih bilmezler cinsini cibiliyetini bilmezler bu işten anlamazlar.'' 

Soru-Cevap

"Ne yazık ki Obama gerekli adımları atmadı. 30 KM derinliktedir. Tüm arkadaşlarımızın kocuşacağı benim de olumlu baktığım bir onudur, üzerinde çalışılabilir. Bölgede böyle bir adım atılabilir. Biz özellikle işin içine girebiliriz. Lojistik olarak maddi destek verirlerse bu insanların güvenliğimin de o bölgede sağlamış oluruz. Bu göçü de tamamıyla engeller. Bu insanlar için de, benim o zaman ki planlamam şöyleydi, onların örfüne adetine uygun olarak konutlar yapılabilir. Etrafında da bahçesi olur, orada da onlar için bir yeni hayat olabilir. Böyle bir şeyin yapılması inanıyorum ki süreci iyi manada rahatlatacaktır. Merkel'e de bu konuyu açmıştım o da olumluydu. O zaman Suudi Arabistan'a da bu konuyu açmıştım. Sonra maalesef hiçbir milletten ciddi bir destek gelmedi. Şimdi çadır kentlerde bu süreci devam ettiriyoruz. Güvenli bölge konusunda bir adım yok. 

"YPG böyle bir projenin içerisinde yer alabilir mi? Biz kalkıp da güvenli bölgeyi teröristlere bırakabiliriz. DEAŞ'ın akıbeti neyse onların ki de o olacak. İlgililerle oturup çalışıp tüm bu terör örgütlerine karşı ne tür tedbirler alınması gerekiyor konuşmak lazım. 

"Değişebilir. Bu benim o zaman ki şeyim. Üzerinde tekrar değerlendirmeler yaparız. Lojistik destek derken çok şeyler var bunu içinde. Onlar lojistiği nasıl tanımlar, biz nasıl tanımlarız, konuşulur. Onlar problem değil. Onları aşarız. Biz de koalisyon güçlerinin içerisindeyiz biliyorsunuz. 

"O ayrı. Bizim ki birebir Sayın Putin'le benim yapacağım bir görüşmedir, 23'ünde Rusya'ya gideceğiz. Daha önce başlattığımız Putin, Ruhani ve ben olarak yapacağımız bir görüşme. Şu an için bir tarih yok. Üçlü görüşmemizi ASTANA olarak devam ettireceğiz."