Gündem

Erdoğan: Kendimizi gecekondulara kaçak yapılara mahkûm ettik

"Maalesef Türkiye, eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kat edememiştir"

19 Aralık 2018 18:19

Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Biz uzunca bir süre ecdadın medeniyet mirasına sırtımızı dönüp kendimizi her alanda gecekondulara kaçak yapılara mahkum ettik" dedi.

Devamında kullandığı 'gecekondu' kelimesi için düzeltme yapan Erdoğan, "Siyasetçiyim gecekondu ifadesini kullanmak zor ama hiç değilse kaçak yapı diyelim" diye konuştu.

"Maalesef Türkiye, eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kat edememiştir" diyerek eleştiride bulunan Erdoğan, "Türkiye'nin 20253 ve 2071 vizyonunun önemli bir ayağını da kültür sanat başlığı oluşturacaktır" diye konuştu.

Öte yandan Erdoğan, İstiklâl Marşı'nın şairi Mehmet Akif Ersoy'un Türkiye'ye döndükten sonra kaldığı istiklal caddesinden Mısır Apartmanı 4. katındaki evinin kamulaştırıldığını ve müze haline getirileceğini duyurdu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"(Eğitim ve kültür sanat politikalarınha eleştiri) Bize göre kültür tıpkı toprak gibi tıpkı bayrak gibi tıpkı para gibi bir milletin bağımsızlığım sembollerinden biridir.Günümüzde kültür endüstrisi öyle bir yere geldi ki dünyada tesir etmediği yer kalmadı.Türkiye maalesef eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kaydedememiştir.Devlete düşen görev bireylerin bu gayreti ortaya koyabilecekleri iklimi tesis etmektir. Dilimiz öylesine büyük bir değişme uğramıştır ki dedeler torunlarının anlayamaz hale gelmiştir. Giyim kuşamdan her alana karşı bu sıkıntıların emarelerine şahit oluyoruz. Atalar yitik kaybedildiği yerde aranır derler. Bize düşen görev medeniyetimizin üç tasavvurunun kendi tarihimizde kendi geçmişimizde aramak yeniden yorumlamak ve geleceğe uyarlamaktır. 

"Medeniyet esasta bir inşa faaliyetidir. Bunun temeli de ilim ve hikmettir. Bu temel sağlamsa ortaya göz alıcı köşk çıkar. Tam terci temel çürükse elimize gecekondu geçer. Biz uzunca bir süre ecdadın medeniyet mirasına sırtımızı dönüp kendimizi her alanda gecekondulara kaçak yapılara mahkâûm ettik. Halbuki bizim tarihimizde ilim ve sanat insanlarının müstesna bir yeri vardır. Siyasetçiyim gecekondu ifadesini kullanmak zor ama hiç değilse kaçak yapı diyelim.

"(Taksim'de Mehmet Akif Ersoy müzesi) İstiklal Marşı, Çanakkale şiiri, Mehmet Akif'in ismini tarihe altın harflerle yazmıştır. Akif'in bize sunduğu ışığı yeteri kadar değerlendirebildiğimizde onun aziz hatırasını ancak yad etmiş olabiliriz. İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'un Mısır'dan Türkiye'ye döndükten sonra kaldığı istiklal caddesinden Mısır Apartmanı 4. katındaki evini kamulaştırdık. Evini Mehmet AKif Ersoy Müze Evi'de dönüştürüyoruz. Bunu ne tür objelerle şekillendirip, milletimize kazandıracağız, bua dımı atalım istiyoruz. İstiklal Caddesi'nde böyle bi evin müzeye dönüştürülmesi çok yerinde olacaktır.

"Kültür-sanat alanındaki kısırlığı aşammız için aklımızı kullanmamız, geçmişten ve bu günden gereken dersleri çıkarmamızdır. Biz bu alanda zenginiz, fakir değiliz. 

"(Gecekondu-kaçak yapı) Türkiye'nin yeni Akif'lere, Tanpınar'lara, Arif Nihat Asya'lara, Kemal Tahir'lere, Dede Efendiler, Itri'ler, Neşet Ertaş'lara ihtiyacı var. Aynı şekilde müzikte yeni Aşık Veyseller yetiştirmeden özgürlüğümüzü koruyamayız. Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlar süren ekoller oluşturacak mimarlar yetiştirmeliyiz. Ömrüne 800 e yakın bir proje sığdıran bir isim Sinan. Sıradna bir olay değil bu. Ve bunlar da öyle kaçak yapılar falan değil. Siyasetçiyim gecekondu ifadesini kullanmak zor ama hiç olmazsa kaçak yapı diyeyim.

"Kültür ve sanat tabiatı gereği sivildir, özgürdür, vesayet kabuletmeyecek bir karekterdedir. Tek tipçiliğin dayatıldığı totaliter rejimlerde sanatın salıkıyla bulamsı mümkün olamz. Aynı şekidle toplumalrın kutsallarını küçümseyen, hafife alan yahut ideolojik siparişlere göre köreltmeye çalışanların yapmaya çalıştığı şeyin adı kültür ve sanat değildir. Buna karşılık içindne çıktığı toplumla barışık edebiyat insanları isim ve eserleriyle asırlardır ayakta kalmayı başarmışlardır. 

"Türkiye yeni sanat insanları yetiştirmek mecburiyetindedir. 

"Türkiye'nin 20253 ve 2071 vizyonunun önemli bir ayağını da kültür sanat başlığı oluşturacaktır.